"dilimizi koruyoruz" biz diye adam vurmayan insanlarin konustugu, kulaga cok guzel gelen dil. kultur mirasini korumakla, ana dilde egitim hakki gibi abuk bir seyi nicin surekli yan yana koyup sacmaliyorsunuz hic anlamiyorum. insanlar anadillerini ogrenmeye tesvik edilmeliler ve bu anadil korunmalidir da, gerekiyorsa universitede filoloji bolumleriyle de desteklenmelidir.
yani universiteler tamam. ulkede konusulan dillerin herhangi bi sekilde filoloji bolumlerinde yer almamasi cok buyuk bir ayip zaten. sacmalik.
yani anadil egitimi'nin savasini verelim hep birlikte. anadilde egitimi degil. bu ulkenin resmi dilinin yaninda baska diller, baska kulter hibe olmasin, onlarda buyusun. kusaklara aktarilsin. anadil egitimidir bunu yapacak olan tekrar soyluyorum anadilde egitim degil.
ama ilkokuldan baslayarak "anadilde egitim" bi nedir allah'iniz askina? turkiye'de kac tane anadil var biliyor musun? sadece kurtce, lazca degil ki. arapca ne olacak hatay dolaylarinda? anadolu dedigin dunya besigi, say say bitmez anadilleri. sadece bu 3 dili dusunun ana dilde egitim verildigini, 3 farkli dil, 3 farkli egitim sekli, 3 farkli okul. biz daha dogru durust tek dilde egitimi oturtamadikki yerine. niye yirtiniyoruz milli egitim demek adami mallastirmak demektir diye. cunku bunu bile beceremiyorlar. tek dilde bile anlasamiyoruz daha. kaldi ki turkce bu ulkede yasayan herkesin anadilidir, yalan mi degil mi? niye bu kadar surekli sacma sapan doldurusa geliyorsunuz ya.
o zaman aramizda iletisimi nasil saglayacagimizi da soyleyin. 3 farkli (ki sadece 3 degil x e kadar gider bu anadil sayisi) egitim ve dil sekliyle, bi deyin bana dolmusa bindiginizde karsinizdakine nereye nasil gideceginizi nasil tarif edeceksiniz? en basitinden. karsidaki adam cat pat turkce biliyor, cok iyi lazca biliyor, sen ingilizce biliyorsun buyuk ihtimal o da ingilizce biliyor. iyi turkceyi ve lazcayi rafa kaldirip, ortak en iyi bildigimiz sey - ki ne kadar bildigimizde supheli- derdimizi ingilizce olarak anlatalim. hani simdi turkce olarak cok anliyoruz ya birbirimizin derdinden. az bi 5 gun sonrasini degilde 10 yil sonrasini gorun de gaza gelirken 3 kere dusunun bari yav.
türkiye'de yaklaşık 30 bin insanın anadili olan dil. karadeniz'de bir kaç bölgede hala konuşulmaktadır. bir, iki nesil sonra tamamen yok olacağı düşünülüyor. valla eline her silah alanın dilini koruyacağımıza, böyle barışçıl insanların da dilini korumamız lazım bence. bir dilin içinde yüz yılların mirası vardır. bu miras yok edilmesin.
lazca ; rize pazar-hopa arası konusulan yöresel bir dildir . lazlar sosyalist değildir , kazım koyuncunun temsıl ettıgı dıl ve siyasi görüş grubu Hopa-hemşinlilerdir , ama kazım lazca da soylemektedir .
konuşması bir hayli zevkli olan dildir. herkes başaramaz. telaffuzu zor gelebilir. biri konuştuğunda bilmeyenler genelde kulaklarına hoş geldiklerini söylerler. içinde rumca ve gürcüce kelimeler vardır. lakin gürcü bir arkadaşla kolay kolay anlaşamazsınız. sesler gürcüce deki gibi çıkar. aslında içinde türkçe de var bence. mesela
şxindi yi bir laz tam itibariyle boğazdan telaffuz ettiğinde çıkıntı ya benzer. şxindi burun demektir. yani böyle benzerlikler olabilir. bu benim görüşüm.
ela gel demektir. bu rumca da da böyledir.
örnekler çoğalabilir.
1 yaşıma basmadan geldiğim rize- pazar'da öğrenmiş olduğum dildir.
öğrenmiş olduğum dediysek çok iyiyim demiyorum. ailem zaten laz değildi, evde konuşulmazdı. okulda eğitim de türkçeydi zaten.
fakat ben ne zaman pazar'da dışarı çıksan insanlar bu dili kullanırdı. çocukluğum laz çocuklarıyla geçti, onlarla sabahtan akşama kadar oynardım. kendi aralarında lazca konuşurlardı. biliyor musunuz insan küçükken çok çabuk öğreniyor. yani sabah akşam çocuklar başka dil konuşmayınca gerçekten bir ara ana dilim gibi kullanıyordum neredeyse. turan sevdalısı türkçü babam bana saymadığını bırakmıyordu, türksün türkçe konuş diye.
ha şimdi ne oldu, çocukluğumda bildiğim kadar değil. e tabiki olmayacak mk ben rizeden ayrıldığımda 12 yaşındaydım ve o günden bu yana tek kelime kimse ile konuşmadım bu dili. yalnızca bazen lazca şarkılar dinlerdim.
unuttum, silindi gitti hafızamdan. belki tekrar rizeye gitsem hatırlarım ama öyle bir amacım yok. bu dili bilince gürcüce'yi çok rahat anlıyorsunuz.
ara sıra yazdığım yazıları bu dilde yazayım diyorum ama tıkanıyorum ama ne zaman lazca duysam gülümsüyorum çünkü çocukluğumun esintilerini getiriyor..
o zaman aklımda kalan bir kaç lazca:
si heko, ma hakole*
var maziren si*
maçven guri*
skidas lazuri nena*
aha bu da benim yazdığım şiir gibin bişey:
karadeniz'in sadece % 1'inden az bir nüfusunu oluşturan halktır, lazlar ve megreller olarak 2 temel gruba ayrılırlar.çeşitli köylerde konuşulan pre-rumca (pontus) dilinden ve hemşin çevresinde konuşulan hemşince ile sıkça karıştırılır bilmeyenler tarafından.etnik olarak kafkas gruplarından biri olan lazlar 16 ve 17. yüzyıllarda islamiyete geçmişlerdir.
lazca zannedildiği gibi tüm karadenizlilerin dili değildir. zaten lazlar tüm karadenize yayılmıs degildirler. saadece bazı köylerde mukimdirler. karadeniz halkının coğu laz değildir (hemde büyük coğunluğu) karadeniz halkının kıpcak türklerinden olduğu söylenir tatarlarla akraba olduklarını söyleyenlerde vardır