1975'te öldü. Atatürk'le evlendikten sonra ölümüne kadar hatıra defteri tutmuş. 5 defter, Ziraat Bankası'nın kasasına kaldırılmıştı. Bu defterlerde yazılanlar açıklansın diye bir tartışma başlamıştı. Tartışma, Sulh Mahkemesi'ne kadar gitti. defterde yazılanların 50 yıl sonra yani 2025'te açıklanması kararı alındı. Defterler Türk Tarih Kurumu'nun kasalarına kaldırıldı.
Bi romanda Atatürk’ü, gizli aşkı fikriye hanım’dan ayırmak için yaptığı bazı minik fenalıkları okumuştum. En sonunda intihar etmişti fikriye sanırım.
Fikriye alçakgönüllü, mahçup bi garip ev kızı; latife ise varlıklı bi ailenin tahsilli kızıymış. Zübeyde hanım oğluna fikriye’yi layık görmemiş. Fikriye aşkından aldığı cesaretle bazı adımlar atsa da talihsiz bi kızmış. sonunda aşk kaybetmiş.
Atatürk keşke aşkına fikriye kadar sahip çıksaymış.
Açıklanacağı hatıraları aynı lozanın 100 yıllık süresi gibi süzme mallarin inandığı bir şey olabilir ama olmayabilir de bu konuyu bilmiyorum ama diyelim ki açıklandı,
Eee kendisi eski bir eş olduğu için diyecekleri şey kafadan gayri sahih olur zaten.
Muhyiddin arabi bir kitabında dünyanın düz olduğunu, etrafını kaf dağı çevirdiğini, onun dışinda da devasa bir yılan olduğunu yazar. Ama Bugün bu zirvalara kimse belge diye sarılmaz.
Tarihte önemli olan belge değil belgenin sağlıkli olmasıdır.
Biyografisini okuduğumda Atatürk e suikast düzenlenecekken kendisi bir yüksek yere çıkıp onun taklidini yapmıştır.Böylece Atatürk suikastten kurtulmuştur.Ne kadar gerçek bilmiyorum Atatürk ü çalışma arkadaşları arasında azarladığı ve hep baskı altına almak istediği rivayet edilmektedir.
salla babam salla. rıza nur denilen adam kendi hatıratında eşcinsel olmak istediğini ve cinsel istismara uğradığını yazıyor. atatürke hem gay hem de kadın düşkünü diyor.
"Ben, Latife’yi fazla güzel bulmadığım için kendisiyle evlenmeyi düşünüyorum. Bir ressamın portresinde bile bir anlam, bir derinlik varsa onu tutuyoruz. Latife’de bir anlam, bir derinlik sezmekteyim. Eğer sonradan değişmezse bugünkü çerçeve içinde evlenmek için ideal bir portre."
19. yüzyılda Sabetaistler arasında evlilik yasağı vardı. Cemaat, bu yasağı ancak şöyle bozardı: Osmanlı’da gerçekten yükselebilecek ibrani kökenli olmayanlarla kızlarını evlendirirdi ama doğacak çocukları ibrani olarak yetiştirirlerdi. Ne var ki Mustafa Kemal’le Latife’nin çocuğu yok. Zaten Mustafa Kemal’in ibrani kökenli olduğuna dair bir belge de yok. Bulamazsınız da. O fakir aile çocuğuydu, fakirlerin istatistikleri tutulmaz.