bugün

Harlem Rönesansı'nın en önemli şairlerinden Langston Hughes 1902'de Missouri Joplin 'de doğdu. Küçük yaşta annesi ve babası ayrıldığından onu büyükannesi yetiştirdi. Büyükannesinin Frederick Douglas ve Sojourner Truth hakkında anlattığı hikayelerden etkilendi. Onu "Crisis" dergisinin yöneticisi Web Du Bois ile tanıştıran da büyükannesiydi.

"Crisis" dergisi NAACP 'nin (Siyahların ilerlemesi için Ulusal Örgüt) yasal yayın organı idi. 1921-1922 yılları arasında Hughes Colombia Üniversitesi'nde okudugu Maden Mühendisliğini bıraktı. Harlem müziği, dansı ve entellektüel yaşamı onun için herşey olmuştu. "Crisis" dergisine daha çok şiir yollamaya başladı. 1926 yılında ilk şiir kitabı "The Weary Blues" Harlem'i anlatıyordu.

Hughes, şiirlerinde Harlem'deki blues barlardan etkilendiğini söylemişti. Caz'ın, blues'un ve sprituals'un ritmi yansıyor şiirlerine. 1927'de Zora Neale Hurston ve başka yazarlarla birlikte çıkardığı "Fire", Afro-Amerikan kültürünü konu alan bir dergiydi.

1920'lerde Harlem Rönasansı ile yaratıcı bir dönem başlamıştı. Harlem "siyahlar için kendileri olabilecek bir yer olarak" simgesel nitelik kazanmıştı. Bu dönemin yazarları, siyah kültürü ile insanının güzel olduğunu göstermeye çalıştılar.

Arna Bontemps, Hughes için "özgün caz ozanı" diyor. 1967 yılında yaşama veda eden Hughes son yıllarında şiirlerini caz eşliğinde okumuştu. Cenaze töreni caz grubuyla yapıldı.

Her zaman şiirin orijinalini okumayı tercih ederim. Hele Hughes'ın şiirlerindeki ritmi yakalayabilmek için ingilizcesini okumak daha hoş, ama Türkçe'ye
çevrilmiş olması da tabii bircok insana okuma şansı veriyor.

Ben de söylüyorum Amerika'nın türküsünü.
Ben, karaderili kardeş.
Mutfağa yollarlar beni
Sofrada konuklar olunca.
Ama güler geçerim
Ve güçlenmek için çok yerim.
Yarın
Masada oturacağım
Konuklar gelince.
Yeltenemeyecek kimse
'Mutfakta ye'
Demeye
Görecekler
Ne denli güzel olduğumu.
Utanacaklar.
Amerika'yım ben de.

http://www.birikinti.com/kitap/hughes.htm
Harlem Rönesansı ya da Kara Edebiyat Rönesansı denilen deviniminin etkin önderi ABD'li siyah şair ve yazar.

Ben bir Zenciyim:
Kara gece nasıl karaysa,
Afrika'mın derinlikleri gibi kara..
"Doğduğumda Siyahtım
doğduğumda siyahtım.
büyürken siyahtım.
güneşe çıktığımda siyahtım.
korkunca siyahtım.
hastayken siyahtım..
öldüğümde hala siyahım.

ve sen beyaz çocuk...

doğduğunda pembesin.
büyürken beyazsın.
güneşe çıktığında kırmızı.
üşüdüğünde mor.
korktuğunda sarı.
hastayken yeşil.
öldüğünde de gri'sin

sen şimdi bana renklimi diyorsun?"
1902-1967 yılları arasında yaşayan siyah olmanın getirdiği mazlumluğu şiirlerine yansıtan siyahi amerikalı şair.

"Hold fast to dreams
For if dreams die
Life is a broken-winged bird
That cannot fly."

let america be america again adlı şiirini can yücel türkçemize kazandırılmıştır.
(d. 1 Şubat 1902 - ö. 22 Mayıs 1967) Amerikalı şair ve yazar.

Yaşadığı dönemin önde gelen siyahi şairlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Harlem Rönesansı'nın en önemli şairlerinden Langston Hughes 1902'de Missouri Joplin 'de doğdu. Küçük yaşta annesi ve babası ayrıldığından onu büyükannesi yetiştirdi. Büyükannesinin Frederick Douglas ve Sojourner Truth hakkında anlattığı hikâyelerden etkilendi. Onu "Crisis" dergisinin yöneticisi Web Du Bois ile tanıştıran da büyükannesiydi.

"Crisis" dergisi NAACP 'nin (Siyahların ilerlemesi için Ulusal Örgüt) yasal yayın organı idi. 1921-1922 yılları arasında Hughes Colombia Üniversitesi'nde okudugu Maden Mühendisliğini bıraktı. Harlem müziği, dansı ve entelektüel yaşamı onun için her şey olmuştu. "Crisis" dergisine daha çok şiir yollamaya başladı. 1926 yılında ilk şiir kitabı "The Weary Blues" Harlem'i anlatıyordu.

Hughes, şiirlerinde Harlem'deki blues barlardan etkilendiğini söylemişti. Caz'ın, blues'un ve sprituals'un ritmi yansıyor şiirlerine. 1927'de Zora Neale Hurston ve başka yazarlarla birlikte çıkardığı "Fire", Afro-Amerikan kültürünü konu alan bir dergiydi.

1920'lerde Harlem Rönasansı ile yaratıcı bir dönem başlamıştı. Harlem "siyahlar için kendileri olabilecek bir yer olarak" simgesel nitelik kazanmıştı. Bu dönemin yazarları, siyah kültürü ile insanının güzel olduğunu göstermeye çalıştılar.

Arna Bontemps, Hughes için "özgün caz ozanı" diyor. 1967 yılında yaşama veda eden Hughes son yıllarında şiirlerini caz eşliğinde okumuştu. Cenaze töreni caz grubuyla yapıldı.

https://tr.wikipedia.org/wiki/Langston_Hughes
Soyle guzel bir siiri de var:

Mother to Son
BY LANGSTON HUGHES

Well, son, I’ll tell you:
Life for me ain’t been no crystal stair.
It’s had tacks in it,
And splinters,
And boards torn up,
And places with no carpet on the floor—
Bare.
But all the time
I’se been a-climbin’ on,
And reachin’ landin’s,
And turnin’ corners,
And sometimes goin’ in the dark
Where there ain’t been no light.
So boy, don’t you turn back.
Don’t you set down on the steps
’Cause you finds it’s kinder hard.
Don’t you fall now—
For I’se still goin’, honey,
I’se still climbin’,
And life for me ain’t been no crystal stair.
görsel