istanbul'da geçen yılki tepkilere aldırmadan büyük$ehir belediyesinin tekrar festival düzenleyip diktiği çiçekler. lüzumsuzluk konusunda büyük$ehir belediyesi alet etmektedir bu güzelim çiçeği.
çocukluğunuz istanbul'da ve insanların daha apartmanlarına kapanmadıkları bir devirde geçmişse mutlaka vardır şöyle bir fotoğrafınız :
bir parkta, lalelerin arasında kaybolmuş küçük bir çocuk..
selçukluların sanat eserlerinde 12. yüzyıldan itibaren kullanılmaya başlanan, bir mesleğide bahçıvalık olan fatih sultan mehmet'in emri ile fetihten sonra istanbul'u süsleyen, edebiyatta; kan, mum, yara ve kadeh gibi unsurlara benzetilen, yine osmanlı döneminde çinileri süsleyen zambakgillerden bir çiçektir.
bir tek soğandan bir tek lale açtığı için "elif"'e, bir'e yani allah'a işaret eder. ebru sanatında kullanılan iki hançerli lale, özel olarak yetiştirilen bir lale çeşididir ve ismi "osmanlı lalesi"'dir.
mevlana şöyle bir cümlede kullanmıştır lale'yi;
"insanlar lale gibidir güldükçe içinin siyahı çıkar."
ayrıca lale, bir dönem insanların uğruna varını yoğunu verdiği, evler bağlar bahçeler bağışlayarak satın aldıkları bir çiçektir. borsa dediğimiz şeye sebebiyet vermiş olması muhtemeldir.
Bilime göre;
zambakgiller familyasından Tulipa cinsi olan, soğanlı bir süs bitkisi.
Tarihe göre;
doğu kültüründe önemli bir yer kaplayan ve Kanuni tarafından holllanda kralına gönderildikten sonra batının da hayranlığını kazanan çiçektir.
Mitolojiye göre;
Yaprağın üzerineki çiğ tanesine yıldırım düşer ve yaprakla çiğ tanesi alev almaya başlar. daha sonra donup lale şeklini alırlar. ortasındaki koyuluğun sebebide bu yangındır.
Sanata göre;
ustaların elinde hat sanatına dönüşmüş, vazgeçilmez ve vazgeçilmemesi gereken konusudur. Şiirlere konu olmuş, çinilerde işlenmiş, saraylarda motif olmuştur.
sözlüğe göre;
Adını persce "Toliban: turban" sözcüğünden almıştır.
bana göre;
lalenin duruşu asil ve kırılgandır. ama ellediğinizde, koparmaya çalıştığınızda ürküp, dağılmaz. Ve daima eğilmeden büyür, dimdik durur. Belini hiçbir fırtına bükememiştir...
Allah hem zerafeti hem de gücü yaratılanlar arasında insana dahi vermeye kıyamamış oysa bu çiçek, kadife yapraklarında birbirinin taban tabana zıttı olan bu durumu ona yakışan bir biçimde taşır.
haketmiyor sadece bir bitki olarak kalmayı. bu yuzden şiirde şair sevdiğini bir tek ona benzetir.
Belki de görünüşü ile bir felsefedir..
lale tek çiçek olma hasebiyle vahdeti simgeler. allahın temsilidir bu yüzden osmanlı'nın da sembolleri arasındadır. lalenin ebced hesabına göre sayısı 66 dır. Hilal ve Allah'ın ebced sayısıda 66 dır. hatta halk arasında "işi atmış altıya bırakmak" deyimi vardır. bu gün türkiye'nin tanıtımında bulunan amblemde de lale simgesi vardır.
yalnızca bir mevsimlik ömrü olan çiçek. istanbul büyükşehir belediyesi, istanbul da lale zamanı diye bir etkinlik başlattı da gözümüz gönlümüz açıldı ancak, en az 15 tane çocuğuyla, çayır,çimenlere basarak o güzelim renk cümbüşü laleleri koparan insanlar var tabii. bırakın yaşayalım bu görüntü güzelliğini değilmi, hele bu metropolde, istanbul da, ama yok bırakmazlar. kendi memleketlerinde neden yalnızca sarı, sarı taş yığınları var ve neden ağaç yok şimdi bunu daha iyi anlıyorum. tabii onuda devlet yapsın, siz gelin talan edin değilmi?
milli ve dini değerlerimizle özdeşleşen; ona dair öğrenilen her yeni bilgi ve detayın hayretle karşılandığı; bu millete en çok yakışan, onu en çok ifade eden nadide çiçek.