laiklik

entry1360 galeri82 video4 ses1
    201.
  1. herkesin kendi tarafına yonttuğu bir kavramdır.
    0 ...
  2. 202.
  3. herkesin kendi tarafına yonttuğu bir kavram deyince, ekşi oy müstehak oluyor anlaşılan. bülent arınç'ın ve ilhan selçuk'un laiklik anlayışları birbiriyle örtüşmüyor ki.
    0 ...
  4. 203.
  5. sadece devletlerde olan kişileri bağlamayan tam anlamlı hede.
    1 ...
  6. 204.
  7. deniz baykal'ın ağzından düşürmediği kelime. çok fazla tekrar edilen konular artık önemsenmemeye ve kaale alınmamaya başlar. işte laikliğin ayağa düşmesinin en büyük sebebi deniz baykal gibi insanlardır. meclise getirilen tarım konusunda bile laiklik elden gidiyor diye muhalefet yaparsan, gerçekten laikliğe zarar verecek konuda muhalefet yapmaya çalışınca kimse laikliği sikine takmaz.
    1 ...
  8. 205.
  9. yeniden tanımlanması gerektiğini savunan rte ve bülent arınç gibi değer(!)lerin hedefi olmuş cumhuriyetin değişmez ilkesidir.

    ''evladım laiklik bilinen birşeydir sen kimsin ki tekrar tanımlayacaksın, aç sözlüğe bak... laiklik (secularism) bir tanıma değil senin gibi yobazların tanımasına ihtiyaç duymaktadır, çünkü kaderin bir cilvesiyle demokratik yoldan (az buçuk hile de katılarak) yüksek yerlere gelmiş senin gibi tipler bölünmez bütünlüğümüzü tehlikeye sokmuştur.'' demek isterim duvara karşı.

    deniz baykal ise laikliği dilinden düşürmez çünkü tehlikeye girmiş bu atatürk ilkesi çok ciddi bir meseledir önümüzde ve bu meseleyi yaratan da deniz baykal değil bülent arınç gibi tiplerdir. deniz baykal'ın bir muhalefet partisi olarak ayrıca iktidara karşı en büyük silahı da budur, bu şekilde milletin iktidarın nasıl laikliği hedef aldığını anlayacağını sanmaktadır. oysa millet (en azından %47) laiklik nedir bilmez, bilmek istemez , ya da bir torba kömürden daha değerli görmez.

    edit : amma eksilenmiş beah, sözlüğü mollalar bastı kaçın!
    1 ...
  10. 206.
  11. 207.
  12. atatürk ilkelerinden sadece biri. diğerleri neydi bir hatırlayalım;

    cumhuriyetçilik
    milliyetçilik
    halkçılık
    devletçilik
    inkılapçılık

    şu sıralar laikliği şuursuzca savunan gerçek vatansever(!) arkadaşlar, acaba atatürk'ün diğer ilkelerine de aynı değeri veriyor musunuz? o kadar önemsiyor musunuz? bir düşünün bakalım. düşünebildiyseniz bile büyük başarı. biravo biravo.
    4 ...
  13. 208.
  14. cumhuriyet'in temel direklerinden biri olan ve bugün medeni bir toplumda yaşıyor olmamızı sağlayan en önemli unsurlardan biri.
    0 ...
  15. 209.
  16. yine bazılarının işine geldiği gibi kullandığı atatürk ilkesi. başbakan erdoğan maşallah der aha laikliğe aykırı konuştu diyenler nedense ana muhalefet lideri deniz baykal'ın cemevi merkezinin temel atma törenine katılmasına bir şey demezler. anlıyoruz sizi.
    2 ...
  17. 210.
  18. odtu psikoloji bolum baskanı prof. nebi sumer hocamızın gazeteodtulu.com sitesinde yazdıgı yazının cok begendigim laiklikle ilgili kısmını aktarmak istiyorum:

    "Bence laiklik, öncelikle hukuksal güvence, din ve devlet işlerinin ayrılması vs. değildir. Laiklik sokakta hissedilen huzur ve özgürlük duygusudur. Rasyonel düşünceye verilen sınırsız ve koşulsuz destektir. Düşünmekten ve reddetmekten korkmamaktır. Kişinin kendisini bilinçli ya da bilinçsiz oto-kontrole ya da davranışını değiştirmeye zorlamamasıdır. Gerçek laik toplumsal iklimde din, iftar sofrasının huzuru, çocukların bayram sevinci olarak hissedilir, keskin hatlarından kurtulur, asık suratlı, günah kovucu yüzü yumuşar. Hatta sevgi ve huzur taşıyarak işlevselleşir. Böylece sosyal uzlaşmanın ya da ortak toplumsal eksenin psikolojik harcı bile olabilirler. Ama laik olmayan toplumlarda bütün dinler, biçimlendirici, müdahale edici ve ayrımcı olmaya başlar. Böyle toplumlarda farklılıklar ve sorgulama dindarlarda öfke yaratır. inanca dayalı öfkenin nelere yol açabileceğini Türkiye en son 1993 Madımak yangınında gördü."

    yazının tamamı icin; http://www.gazeteodtulu.com/yazilar.php?id=577
    1 ...
  19. 211.
  20. Din ile devlet işlerinin ayrılmasından ziyade din ile dünya işlerinin ayrılmaıdır. 18.yüzyıl fransız aydınlanmasında da bu böyle kabul edilmiştir. Feodalitenin din ile günahkar ilan ettiği halkın üzerinden bu baskı aracı kaldırılmış ancak kapitalist üretim biçimine geçen burjuvazi bu ayrılığı devlet ile ilişkilendirerek aslında devlete din lazım değil insanlara din lazımdır mottosu ile kendi sınıf sömürüsünü , emek istilasını halka tekrar dayattığı din dogmaları ile yeniden şekillendirmiştir . Laiklik ölmüştür , post-modernizm ile modernizm ve uygarlık çökmüştür .
    0 ...
  21. 212.
  22. emre kongar tarafindan en kısa ve oz tanımının "din isleri ile devlet islerinin ayrilmasi" degil, "herhangi bir inanc ve gorusun baska bir inanc ve gorus uzerine baskı kurmasının engellenmesi" olması gerektigi israrla vurgulanan yonetimsel ozgurluk bicimidir. zira kelimenin icini bosaltmak isteyen bazı ikinci cumhuriyetciler tarafindan ısrarla frenkce sekularizm kelimesi kullanılır bu kelime yerine, ilk tanımı cagristirdigi ve turk kulturune uymadıgını vurgulamaya calıstıkları icin..
    1 ...
  23. 213.
  24. mustafa kemal atatürk' e göre adam olmaktır.

    Ilk mecliste bir oturum sirasinda üyelerden biri laikligin ne manaya geldigini anlamadigini söyleyince Gazi çok sinirlenmis ve elini kürsüye vurarak bir din bilgini olan üyeye cevap vermisti: "Adam olmak demektir hocam, adam olmak!
    3 ...
  25. 214.
  26. anayasa mahkemesi, meclisten yetki gaspı yaparak açıkladıgı bugün ki türban yasagı ile ilgili kararını laiklik maddesine dayandırdıgı için, laiklik yorumunu, laik devlet dinsel inançlara ortak mesafeddir kuralına ek olarak, laik devletin fertleri de dinsizdir anlamına gelen bir karar vermiştir. türban kişisel inancın sınırlarına dahilde, bu yapılan degişiklik reddedilince ortaya çıkan sonuc ancak, paygambere küfreden chp lileri memnun etmiştir. mhp buyursun burdan yaksın artık.

    demokratik ülkede, komişnist bir zorlamadan başka bir anlam ifade etmez, zira, komünist ülkelerde halkın dini inanışları yasaktır, demokratik ülkelerde, devlet, dinsel inançların garantisidir, herkes, istedigi gibi inanabilir, devlet bırakın müdahaleyi, dışardan gelecek müdahalaleri engellemekle görevlidir. başörtüsünün yasak olması demek, ancak komünist ülke uygulamasıdır, daha da kötüsü, o ülkenin inannalrı, kendi inançlarının gereginin yerine getiremiyorsa, orasını kendileri yönetmiyor demektir. dışişleri bakanı, türkiye de çogunlugun inançları baskı altında deyince kuduranlar, buyursunlar.

    laikligi ülkede tesis eden kurucu, atatürk ün bugün alınan karardan haberi olsa, annesinin kara çarşafını degil, eşinin başörtüsünü bile yasaklayanların, kendi adını kullandıklarını görseydi onlara ne derdi acaba.
    3 ...
  27. 215.
  28. Laiklik kelimesinin kökeni eski Yunancadan gelir. Bu dilde Laikos ''halka, kalabalığa ait'' anlamına gelmektedir. Bu kelime ortaçağ avrupasında din işleriyle ilgisi bulunmayan anlamını kazandı ve daha sonra gittikçe siyasi bir niteliğe bürünmüştür.
    0 ...
  29. 216.
  30. anayasa'da tanımı bulunmayan kavram.
    "Türkiye, islam, demokrasi ve laikliğin bir arada var olabileceğini giderek daha fazla kanıtlamaya çalıştığımız bir ülke. AK Parti, muhafazakar ve demokrat bir parti. Biz gelenekler, aile, ahlak, din konularında duyarlıyız ve bunu yüksek sesle dile getiriyoruz. Partimiz, ayrıca Türkiye'de gerçek bir demokratik sistemi destekliyor. Türkiye'de ayrıca laik bir sistemi de destekliyoruz, bu da dinle devletin kesin bir çizgiyle birbirinden ayrılması anlamına geliyor. Biz, laikliğin, dini özgürlüklerle ilgili olduğuna da inanıyoruz. Anayasamızda laikliğin açık tanımının olmamasına karşın, Anayasa Mahkemesi'nden AKP'nin eylemlerinin laikliğe uygunluğu konusunda yargıda bulunması isteniyor."

    http://www.hurriyet.com.t....asp?gid=233&sz=65599
    3 ...
  31. 217.
  32. bizde uygulanan şekli tam laiklik. ''tam bağımsız türkiye'' gibi bir nane bu da. tam laiklik tam olarak; ''dini ne devlet işine ne de kendi işine karşıtırmak'' tanımına tekabül ediyor. bir bakıma sekülerite de diyebiliriz buna. zira, gerek anayasanın değişmez hükümleri, gerekse yüksek mahkemelerin içtihad mekanizmaları istedikleri herhangi bir anayasa hükmünü, uygulamayı ''değiştirilmesi teklif dahi edilemez'' laiklik maddesine dokundurabilirler. zira, 9'a 2'lik bir karmaşanın hasıl olduğu anayasa mahkemesinde dahi, laikliğin tanımının kuramsal olarak farklı, pratik olarak farklı olduğu ortaya çıkıyor. yüksek yargıçlar dahi, laikliği farklı algılarken halkın laik düzene adapte olmasını beklemek ne büyük hayalperestliktir.
    4 ...
  33. 218.
  34. tanrı'ya; ''bizi ve içinde bulunduğumuz kainattaki herşeyi sen yarattın. galaksileri, süpernovaları, beyaz cüceleri, kuantum mekaniği, big bang, eylemsizlik prensibiyle beraber, otu, boku, bokun içindeki mikrooraganizmayı, endoplazmik retikulum üzerindeki ribozomları, golgi aygıtını, niagara şelalesini ve hatta deniz baykal'ı bile'' dedikten sonra; ''ama bütün bunlara rağmen bizim aramızdaki ilişkilere, kanunlarımıza, neyi yasak ilan edip, neye müsade edebileceğimize'' karar veremezsin diyen insanların da savunduğu bir sistem. ilginç değil mi?
    6 ...
  35. 219.
  36. dünyada sayılı toplumun becerebildiği, insanların ortak yaşama sistemlerinde belkide en üst seviyede gelişmiş ve en ulaşılmaz olanıdır. içindeyken bazı insanlarımıza boş, gereksiz, düşündüğü gibi yaşayamama duygularını hissettiriyor olabilir ancak dışına çıkıldığında en özlediğiniz kavram olma ihtimali o kadar yüksek ki. kuralı ortadan kaldırarak akla, mantığa, çoğunluğa değil, tüm yönetimi birkaç kendini bilmeze, insanların duygularını sömüren insanlara vermek demektir.

    konu türkiye ise bunu açıklamak epey zor. netekim bin yıl padişah tarafından yönetilmiş, şeyhlerden, müritlerden ve dini kullanıp insanları kandıran adamlardan ortalık geçilmezken ülkeye birden bu kavramı benimsetmek çok zor. uzun ve yorucu bir mücadele etmek gerek derken türkiye daha yüz yıl geçmeden pes etmenin eşiğine gelmiş vaziyette. bunda yıllardır halkını kalkındırmaktan aciz, sahip olduğu modern hakları kendi halkına bile benimsetememiş, yıllardır süre gelen tabiri caizse 'ağa yönetimi'ni silememiş, iki üç şehri yöneterek tüm ülkeyi yönettiğini sanan, ulaşmak istediği pozisyona/koltuğa hizmet için değil mevki aşkı için gelen ve oradan asla ayrılmayan politikacılarımızın öyle çok payı varki. bugün ülke sınırlarından çıkıp biraz gezdiğiniz vakit doğu ile batının farkının gerçekten laiklikten geçtiğini görebilirsiniz.

    netekim demokrasi destekli bir laik düzen kurmak bizim gibi daha cumhuriyetin ne demek olduğunu bilmeyen nesillere anlatmak dahada zor. burada ilk kural eğitim. ancak bu okulda alınacak bir eğitim değil. okul size temel eğitimi verir ve bundan sonrası size aittir. bence kimse okullarda güncel hayat öğretilmiyor diye tepki gösteremez çünkü içinde bulunduğumuz güncel hayat adından da belli sürekli yenilenen değişen bir canlıdır. işte buna ayak uydurması ve kendini geliştirmesi gereken, gezip görmesi, okuması gereken bireyin kendisidir. gelişen birey topluma daha faydalı ve aydınlık yolunda bir adım daha atmıştır. buna bağlı olarak kesinlikle bir fikirde tıkanıp kalmaz. her daldan konuyla ilgilenir ve tercihlerini dayatılana değil istediği doğrultusunda yapar. buna en güzel örneklerden birisi fransa veya almanya vatandaşlarını örnek gösterebiliriz. çok değil daha yüzyıl önce birbirlerini yiyen bu ülkeler aydınlığı bu şekilde yakalamış, kendini eğitmiş ve herkes sahip olduğu hakkın bilincinde, daha güzeli uygulamaktadır.

    bugüne kadar türkiye hep bir tarafa sürüklenmeye, bir ülkeye benzetilmeye çalışıldı. oysa ki türkiye sahip olduğu değerlerle şu an ki dünyada (geçmişte olsa iran diyeceğim ama) eşi benzeri görülmeyen bir ülke. boşuna demiyoruz sistemi beğenmiyorsan, yaşama şeklini kabul edemiyorsan dünyada pekçok ülke var senin kafandaki gibi yaşayan. git bir gör, gez... bakalım ülkendeki en temel eksik o mu yoksa sen kolaya mı kaçmak istiyorsun? daha ufacık çocukları korkutarak bir yola saptırmak, sanki kendi hissetmediği gençlik ateşini koca bir bidon suyla söndürmeye çalışmak, o ayıp bu ayıp o nasıl hareket öyle diye baskıcı olmak, anadan babadan gördüklerinden nefret ettiğin yılları unutup aynılarını tekrarlamak ne derece seni ileriye götürecektir?

    laiklik konusunun bu kadar derinlere inmesinin temel sebebi belkide kimsenin yerini bilmediği vicdanlarımızı özgür bırakamamızdan, bıraktırmadıklarından kaynaklı olsa gerek. son olarak dokunmadığım bir konu kaldı. kadınlarımız. lütfen laikliği daha çok siz savunun. inanın 'erkek' her yerde sizlerden daha değerli. oysa nesillerin üremesi, eğitilmesi ve belkide çocuğun gelişiminde en önemli rollerden biri olan sevgi, şefkat ancak annenin gösterebileceği birşeydir. güzel ülkemiz laikliğini koruyamadığı takdirde en çok zararı kadınlarımız görecek, zaten 2. sınıf vatandaşken artık sınıfları sorgulanacak hale gelecektir. çünkü onlara sorulmadan çoktan karar verilmiş ve uygulanıyor olacak.

    sonuna kadar okuyan varsa teşekkür ediyorum. hangi inanışa sahip olursa olsun beraber yüksek standartta yaşamamızın anahtarının laiklik olduğunu unutmamanız ve dinin asla ama asla karar verme mekanizmamızı etkilememesi dileğiyle.
    1 ...
  37. 220.
  38. cok kulturlu bir devletin ve devletin kurumlarının sahip olması gereken ozellik.

    ''sen laiksin'' demek ''sen komunizmsin'',''sen kapitalizmsin'',''sen insan haklarısın'' demek gibidir,sacmadır.

    laiklik,pratik ve gundelik kullanımıyla bir insanın dini,inancı,kulturu yuzunden ona karsı yapılacak ayrımları engelleme amacı guder;bu amacıyla toplumun icindeki bolunmelere ve catısmalara izin vermez,bireyin haklarını ve ozgurluklerini kollar.

    ya da baska turlu anlatayım,laik bi devlette
    kimse kimseye musluman,ateist,satanist,yahudi,alevi,sunni,şii diye sebep gostererek saldıramaz;bacınız aksam eve namusuyla,kocanız eve aksam ekmegiyle rahat ve saglıklı doner,bes yasındaki cocukların cesetleri sokagın ortasında hunharca oldurulmus bir sekilde yatmaz,olu insanlar vinclerden sallanmaz.

    soyle demek de guzel
    laiklik,bir insanın sahip oldugu inancı yuzunden öldürülmesini engeller.
    laikligi kaldırmayı istemek,biz digerlerinin inanclarına katlanamadıgımız icin onları öldürme ihtiyacı duyuyoruz,kayıplarımızsa sizi ilgilendirmez mesajı vermektir.
    0 ...
  39. 221.
  40. * bir din haline getirilmeye çalışılan kemalizmin şartlarındandır..

    (bkz: kemalizmin şartları)*
    0 ...
  41. 222.
  42. türkiye cumhuriyeti devleti' nde:

    1. din-devlet işlerinin ayrılmasını ve vicdan hürriyetini esas alır.
    2. mustafa kemal' in parti tartışmalarının dışında tuttuğu ve taviz vermediği bir ilkedir. ~ ~
    3. devlet vatandaşlarının inanma ve inanmama hakkını anayasa ile güvence altına almıştır. ~ ~ (özellikle bu madde laikliğin dinsizlik olduğunu savunanların iyice okuması gereken temel madde) ~ ~
    4. din egemenliği değil; millet egemenliği esastır.
    5. hukuk birliği ve hukukun dinden bağımsız olması esastır.
    5. milli birlik ve beraberlik için önemlidir. ~ ~
    1 ...
  43. 223.
  44. siyasetin derinliklerine girmeden bir kısa açıklama yapmak gerekirse,

    ***siyaset "laikliği" kullanır. üzerinden prim yaparlar. tıpkı muhafazakar partilerin din üzerinden prim yapması/yapmaya çalışması gibi.

    o halde tanıma geçelim,

    normalde:
    1.din işlerinin devletten ayrı tutulması.(mümkündür, olmalıdır)

    türkiye cumhuriyeti devleti'nde:
    1.din işlerinin kültür'den ayrı tutulması.(lakin mümkün değildir)
    2 ...
  45. 224.
  46. "insan için kutsal, yani irdelenmesi, tartışılması yasaklanmış hakikat yoktur; dünyada en değerli şey düşünce özgürlüğüdür; iç ya da dış hiçbir kuvvet, hiçbir iktidar, hiçbir dogma aklın sürekli araştırma çabasını sınırlayamaz; insanlık evrende büyük bir soruşturma kuruludur. hiçbir yönetim, hiçbir yer ya da gök düzeni onun çalışmalarını bozamaz, kısıtlayamaz. bizden gelmeyen her hakikat kuşkuludur; bağlandığımız şeyler karşısında dahi eleştiri duyumuz hep uyanık kalmalı, bütün tasdiklerimize ve bütün düşüncelerimize gizli bir başkaldırma karışmalıdır. eğer tanrı fikri elle tutulur bir kılığa girseydi, eğer kalabalık içinde gözle görülseydi, o zaman, ilk ödevimiz ona baş eğmekten vazgeçmek olacaktı, bir efendi gibi değil, tartıştığımız bir kimse, bize eşit bir kimse gibi davranacaktık ona.

    bu paha biçilmez görüşü iyi koruyalım. çünkü laik öğretimin anlamı, büyüklüğü ve güzelliği bu görüşte saklıdır."

    (bkz: jean jaures)
    1 ...
  47. 225.
  48. sanılan kanının aksine aslında sağ görüşün doğurduğu bir ilke. 1789 devriminden sonra fransa'Da kilisenin toplum üzerindeki etkisini azaltmak için yükselen burjuvazinin başvurduğu bir emniyet subabıdır. dini, devlet yönetiminden çıkarmak buradan doğmuştur.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük