laiklik

entry1360 galeri82 video4 ses1
    101.
  1. kendi bahsettiği kavramların bile farkında olmayan bilgi yoksunu bünyelerin aklınca hakkında yorum yaptığı yüce kavramdır laiklik. daha önceden gereken cevap çok sağlam bir şekilde verilmiş ama altını çizelim, kelime oyunu yapıp kavramları sulandırmak ancak ve ancak söyleyecek sözü olmadan köşeye sıkışanların formülüdür, bu da zaten ortada. en başka "baskı" kelimesini kullanan bünye heyecandan eli ayağına dolanıyor olsa gerek "yok efendim baskı kelimesi kullanmadık" şeklinde saçmalayıp milleti tdk'ya davet ederek gülünç durumdan rezil duruma transpoze oluyor. (sen bilmezsin anlamını bunların, aç oku bakalım...) kendi yazdıklarının farkına varmaktan aciz insanlara laf anlatmak her ne kadar keresteye japonca öğretmekten zor olsa da, kendince kurguladığı teoriyi "retorik" olarak açıklayan ve saçmalayan bünye, heyecanla tarihleri karıştırdıktan sonra sözlükte çekinmeden "badem bıyıklı" fantezileri anlatabiliyor -muhatabı böyle bir ifadeyi asla kullanmasa da, e tabi dervişin fikri zikri olayı, insanların tercihleri bizi ilgilendirmez. şehadet kelimesini "din için ölmek" şeklinde algılayamayan zayıf bünye tsk gibi bir kurumun temel değerlerini bile bilmekten aciz, türkiye'de insanların din için ölmeye gittiklerini ve silahlı kuvvetlerin ya da iktidar sahiplerinin bu yolla "baskı" kurduğundan bahsederek kendi söylediklerini de bir kalemde siliveriyor. tabi insan daha kendi kullandığı kelimeleri "kullanmadım" şeklinde deklare edebiliyor ya da övünerek kullandığı kavramların içeriğini bilmiyorsa bu kadar saçmalaması da normal görülebilir. kendisi de savunduğu her şeyi kendi ağzıyla yalanladığına göre sorun yoktur. bu yaşta da olsa bir şeyler öğrenmesi güzeldir.
    3 ...
  2. 102.
  3. 103.
  4. atatürk'ün ilkeleri arasında hiyerarşi sorgulaması yapanların, din kökenli kavramlara farklı anlamlar yükleyip aklınca zedelemeye çalıştığı kavramdır.
    "bir insanın ülkesi için ölebileceği bir duruma gelmeyi reddetmesi durumunda yasal (kanun) ya da manevi (toplum baskısı, dışlama, kılıfına uydurma, ayıplama, kınama) uygulanabilir mi" diye sormak gereksizdir çünkü hali hazırda uygulanmaktadır. bunun da laikliğin bizim istediğimiz yönde gelişmesi ile yakından uzaktan alakası yoktur. ha bunun uygulanması doğru mudur tartışılır, ben fikrim ise "hayır doğru değildir".
    kendini pek akıllı zannederken karşısındaki faşizmden nefret eden insanı nihal atsız minörüne benzeten bir takım zekası malumlar içinse bu şekilde hakaret ederken "bana hakaretvari konuştu" diyerek kendini üste çıkarmaya çalışmak, en hafif ifedeyle kendi kendisini mal yerine koymaktır.
    din kökenli bir kavram devletleştirilmemiştir, din kökenli bir kavram genel kullanıp usulüne uyularak "ülkesi için ölenlere" ithaf edilmiştir. şehadet kavramını hiç kimse "dinini savunmak için ölen ya da dinini yaymak için ölen" anlamında kullanmamaktadır, kelimelere bu kadar takılmak için ancak ilkokul 3. sınıftaki bir çocuk düzeyinde türkçe'ye sahip olmak gerekir, ki muhatabımızın aklı başında bir insan olduğunu ve sözlükte yazan çizen bir yazar olduğunu düşünürsek bu mümkün değildir, insanın aklına tek bir şey geliyor "kötü niyetli olmak". bir kavramı sağından solundan çekiştirerek en sonunda "ama bunun kelime anlamı budur" diyerek sıyrılmaya çalışmak komiktir, böyle yapmamak gerekir. halbuki neyin ne olduğu ortadadır, tekrar edelim:
    "şehit olmak" kavramı ülkesi, vatanı uğruna ölenler için kullanılmaktadır. ne demek gerekir yani, "sizin oğlunuz sınırda öldü" demektense "vatanı uğruna şehit oldu" demek oradaki kutsal-vatani görevini yapan insana bir paye vermektir. yapılan yasal baskı da "askerliğin zorunlu bir vatani görev" olması nedeni iledir. yapılan manevi baskı "dinini savunmaya gitmedi yazıklar olsun" şeklinde mi yoksa "vatanını, sınırını, toprağını savunmaktan kaçtı yazıklar olsun" şeklinde midir, aklı olanın önce bir düşünmesi gerekir. şehit kelimesinin din kökenli olması hiç bir şeyi değiştirmez, daha uygun bir kelime varsa o kullanılır ama yoktur.
    ha asıl tartışılması gereken bunun laikliğin kavramsal duruşuna halel getirip getirmeyeceğidir, zaten okuyan yeterince anlamış olmalıdır. laikliğe halel getiren, onun içini boşaltıp basite indirgeyerek, kamu kurumları ve yasalar yoluyla delmeye çalışan sığ zihniyetli iktidar yalakalarının düşünce ve eylem yapısıdır. zaten tepki gösterilen de budur... yoksa karşısındaki insana faşist damgası vurup yargıya varmak kolaydır ama devletin laik yapısını savunan insanlar faşist değildir, kafalara vura vura sokulması dileğiyle.
    2 ...
  5. 104.
  6. milliyetçiliğin en önemli öğelerindendir. sebebi, asırlarca arap kültür emperyalizminin saldırısına uğramış, arap gibi yaşamaya özendirilmiş, dilini, öz inancını, tarihini unutmuş türk milletinin, arabın inanç ve dogmalarından sıyrılıp tekrar milli benliğine, türklüğe sarılmasını sağlamayı amaçlamasıdır. bu yüzden esasen ümmetçilk ve milliyetçilik birbiriyle çatışan iki farklı kutuptur. işte laiklik ümmetçilikten sıyrılıp türk milliyetçiliğine ulaşmayı hedef almıştır. fakat atatürk'ün vakitsiz vefatı ve sonrasında gelen din eksenli siyasetçiler yüzünden toplum bugün laikliğin esas getiriliş hedeflerine ulaşamamış ve hala arap gibi yaşamayı, arap gibi olmayı kendisine bir övünç kaynağı edinmiş dahası kendi özgürlüğünün karşısındaki en büyük tehlike olan bu hali, bilakis özgürlüğün kendisi olarak algılamıştır. acıdır ki kendisine milliyetçi diyen insanların esasen din bazlı verdiği savaşım bugün bazı kemalist, ulusalcı insanların kafasında olumsuz yargılar oluşturmuş ve gene bu ümmetçiler yüzünden insanlar milliyetçileri, yobaz, şeriatçı, içki içeni, kız arkadaşıyla dolaşanı, küpe takanı, uzun saçlıyı döven, öldüren veya en iyi iyimser olarak dışlayan insanlar olarak bellemişlerdir. o açıdan diyebiliriz ki türk milliyetçiliğinin temeli laiklik ilkesine dayanmaktadır ve laiklikten vazgeçen türk milletinin gideceği yer gene arap kültürü olacaktır.
    2 ...
  7. 105.
  8. her ağız sulandırıcı fırsatta bir parçası daha iştahla mideye indirilen kavram:
    http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=188377
    0 ...
  9. 106.
  10. hukuk hocamızın değimiyle;egemenliğin beşerileşmesi durumudur.
    2 ...
  11. 107.
  12. türkiyede maalesef fobi haline gelmiş veya getirilmiş ilkedir.
    3 ...
  13. 108.
  14. batı ürünü olan ve temelde siyasal, ideolojik ve sınıfsal çelişkilerin etkisiyle ulaşılmış bir kavramdır.

    not : yunanca laos ruhbandan olmayan, laikos ise halka ilişkin olan anlamına gelmektedir. latince laicus, dine ilişkin olmayan demektir. fransızca laic ya da laique de din ve ruhban dışılığı ifade etmektedir. laicite türkçedeki laiklik teriminin karşılığıdır. laicisme ise laiklik değil laiklik doktrini anlamına gelir.

    ayrıca (bkz: secularism)
    0 ...
  15. 109.
  16. Ülkemizde çoğunlukla cumhuriyet rejimi ile birlikte bir anda ortaya çıktığı sanılsa da, ilk olarak II. Meşrutiyet sonrası ittihat ve Terakki yönetimi tarafından sisteme adapte edilmeye çalışılan kavramdır. Ancak günün koşulları ve devlet sisteminin yapısı bunun gerçekleşmesine müsade etmemiş ve laik yapı ancak cumhuriyet ile birlikte Türk toplumundaki yerini alabilmiştir*.
    0 ...
  17. 110.
  18. dünya da sadece dört ülkede bulunan kavram.
    (bkz: çin)
    (bkz: kuzey kore)
    (bkz: küba)
    (bkz: türkiye)

    ayrıca kelimenin kökününü de izninizle açıklayayım;
    la; arapça yok anlamına gelen inkar cümlesi olup, fransa nın sömürgesi olan cezayir gibi müslüman olan ülkelerden fransızca ya geçmiştir.

    ik; din demektir.

    varın ikisini birleştirin. ben yaparsam yobaz derler, siz yazın da aydın desinler.

    - sedece kelimeyi açıkladım, kaç taneniz kelime anlamını biliyordu?- bilgi entrysidir.
    4 ...
  19. 111.
  20. laiklik bir çeşit ilaçtır, lakin belli bir hastalık için geliştirildiği halde başka bir derde sürpriz bir şekilde çok daha iyi gelen türden bir ilaçtır.

    mesela; bir çeşit gerçek serumudur, herkes onun sayesinde gerçek niyetini çaresizce döker ortaya, farkında bile olmadan.

    mesela; bir çeşit kapasite ve algı ölçücüdür, ne kadar üstün donanımlarla donanmş bile olsa, bir beynin nasıl bir kalıp içinde şekillendirildiğini sunar gözlerinizin önüne.

    velhasıl, laiklik herkes için iyi birşeydir, kullanınız.

    http://www.gazetem.net/mehmetaltan.asp
    1 ...
  21. 112.
  22. laiklik insanın kendisine yakışanı giymesidir.

    mini etekli tiki kızımıza karışmadığımız gibi türbanlı,başı kapalı genç kızımıza da karışılmamalıdır.
    1 ...
  23. 113.
  24. dünya da laik olmayan ülkelerden bazıları

    israil
    iran
    1 ...
  25. 114.
  26. dini görüşlerimizi rahatça ifade etmemizi sağlayan olgu.
    3 ...
  27. 115.
  28. yıllar önce tanımlaması yapılmış ve açıklanmış olmasına rağmen bazılarının hala anlayamadıkları, anlamak istemedikleri kavram. Eğer bugün hala bunun tanımı yapılmaya çalışılıyor, hala birileri tarafından tartışma konusu haline getiriliyorsa vay halimizedir ki öyledir, yazıktır.
    3 ...
  29. 116.
  30. laiklik, dinsizlik değildir. eğer ki birisi laik olacam diye ateist olabiliyorsa asıl o kişi laik değildir.
    1 ...
  31. 117.
  32. din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır.
    1 ...
  33. 118.
  34. imam bayildi ile papaz erigi arasinda bocalayan musterinin kulagina sefin hunkar begendi tavsiye etmesidir. dürüm bundan ibarettir.

    hazimsizlik cekenler icin kisisel tavsiye:
    menudeki kemal pasa tatlisi midenizi yorabilir. disaridan getireceginiz asureleri gizlice yiyin..
    3 ...
  35. 119.
  36. birden fazla kültürü içinde barındıran devletlerde olması gerekir... yoksa halimiz nicedir...

    ama tabi üstünden prim yapmaya çalışanlara dur demeyi bilmek gerekir...
    1 ...
  37. 120.
  38. 121.
  39. Din ve devlet islerinin birbirinden ayrilmasi, devlet duzeninin ve hukuk kurallarinin dine degil, akla ve bilime dayandirilmasi, fakat kimsenin inancina ve vicdan hurriyetine karisilmamasidir.
    Turkiye'de Devlet kurum ve kuruluslarinin laiklesmesi asamalari su sekilde olmustur:
    1 kasim 1922: saltanatin kaldirilmasi
    3 mart 1924: tevhid-i tedrisat kanununun kabulu
    1924 anayasasina "turkiye cumhuriyeti devleti'nin dini islamdir" maddesinin eklenmesi
    10 nisan 1928: "devletin dini islamdir" hukmunun cikarilmasi
    1937 anayasasinda "turkiye cumhuriyeti devleti laiktir" ilkesinin konulmasi
    0 ...
  40. 122.
  41. türkiye de laisizmle sık sık karıştırılan kavram.
    1 ...
  42. 123.
  43. batı avrupa' nın engizisyon mezelimine, zulmune karşı çıkarılmış bir akım.
    0 ...
  44. 124.
  45. okul hayatı boyunca "din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır" gibi kalıplaştırılmış ama hiç bişey ifade etmeyen bir tanıma sahip olgudur. fransa, türkiye ve birkaç devlet dışında yasaya geçirilip devletin resmi ideolojisi haline getirilmeye gerek görülmemiştir ayrıca vatikan dışında da dini kurallarla yönetilen hristiyan bir ülke yoktur. batı dünyasının laiklik gibi bir kaygısının olmayışı, bizdekinin aksine devrim yapanların "beyler bundan sonra yasalarımızı incile göre çıkartmıyoruz" diye anlaşmamaları bunun yerine laikliğin toplumca kabullenilmesinden kaynaklanmaktadır. bu toplumsal laiklik insanların* dinin resmi değil bireysel bişey olduğunu yani sadece allah ile kulu arasında olduğunu rönesans ve reform hareketleriyle iyice bellemesidir. denilebilir ki laikliğin temelleri orta çağ kilisesinin yıkılmasıyla ortaya çıkmıştır. ortaçağ kilisesi, döneminde şeriatın karşılığıydı: dini kuralları insanların günlük yaşantılarına yasa olarak dayatma yetkisine sahipti. halkın-bireyin laik olması sonucuysa kilisenin ve dinin, devlet yerine geçemeyecek bir kurum olduğu bilinci yerleşmiştir. müslüman ülkelerdeyse bu durum çok sancılıdır. özellikle türkiye de laikliğin ne olduğu konusu dahi açıklığa kavuşamadı. kimileri laikliği, dindar olmayan birinin yönetime geçmesi yada cumhurbaşkanı eşinin türbanlı olmaması olarak yorumladı. yaşar nuri öztürk ün eski ilahiyat fakültesi dekanı olması (yani dini bir geçmişinin olması) yüzünden siyasete atılmsını laikliğe aykırı bulanlar bile olmuştur. oysa ki devletin başına geçen kişi değil ilahiyat bölümü dekanı isterse imam olsun laikliğe mani değildir. çünkü laiklik mesleki sıfatlarla yada insanların giyim kuşamları ile tehlikeye girecek değildir. laiklik insanların dini yaşayış şekillerine müdahaleyi yasal(!) temele dayandırmaya çalışacak ve buna uygun dini bir yönetim getirecek kişilerin başa geçmesiyle tehlikeye girer. irticacı olarak adlandırılan kişilerin meslekleri ne olursa olsun laikliğe gölge düşürdükleri kesindir. hacı murad sokakta isterse şalvarını giysin saklını uzatsın. bu onun müslümanlığı yaşama şekilidir ve onu alakadar eder. başka birisi ise namaz kılmamayı, oruç tutmamayı ve içki içmeyi tercih edebilir. laiklik bu iki kişiye de dilediği gibi yaşama hakkı yeren yönetimdir. bir ateistin yada ilahiyaçının yönetime gelmesiyle laiklik tehlikeye girmez ama içki satışını yasaklayan, sarık takmayı sakal bırakmayı zorunlu kılan bir yönetim (bkz: taliban) yada tam tersi ibadethaneleri kapatan bir rejim de laikliğe tehdittir. (bkz: komünizm).

    kısaca, dinin devlet meselesi değil yaratan ile insan arasında bireysel bişey olduğunun yönetim sınıfı tarafından kabul görmesidir.
    0 ...
  46. 125.
  47. devleti yönetenlerin yönetme yetkilerini din dışı bir kaynaktan almasıdır. bu din dışı kaynak halk* olunca buna da demokrasi adı verilir.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük