Açılın beyler bir gastronomi kompedanı olarak üstün bilgi ve birikimimle izah edeyim.
Lahmacun Arapça lahm(et) macunu demektir. Babillere kadar dayanan bir tarihi olduğu iddia edilse de esas kimliğini 19. Yy Osmanlı imparatorluğunda Anadolu ve istanbul’da kazanmıştır.
Bugün lahmacun Yunanistan, Ermenistan, Suriye, Irak, israil, Filistin ve Lübnan’da neredeyse en az bizdeki kadar sevilerek tüketilmekte olsa da lezzet olarak Türk lahmacununa rakip bile olamaz.
Çünkü Türk usulü lahmacunun diğerlerinden farkı benim gözümde odun ateşinde pişmesi, ekşi hamurla mayalanması ve içine kuyruk yağı katılmasıdır.
Burada kuyruk yağına bir parantez açmak istiyorum. Hatırladığım kadarıyla 90’lı yılların başında istanbul ve Ankara’daki lokantalar maliyeti ucuzlatmak için lahmacuna neredeyse %100 oranında kuyruk yağı katıyorlardı. Çünkü kuyruk Batı’da tüketilmeyen birşeydi ve kasap toptancılarından komik denecek kadar ucuza tedarik edilebiliyordu ve çok lezzetliydi. Böylece bir lahmacun 100 gr hamur maliyeti ve ucuz sebzelerle üretilebiliyordu. Evet biz çocukken lahmacun sipariş edileceği zaman kişi başı 4-5 tane filan hesap edilerek sipariş edilirdi. Çünkü lokanta fiyatı çok ucuzdu.
ilk başta kuyruk yağı katılan lahmacunu tağsiş(gıdada sahtecilik) yapılıyor zannedenler zamanla kuyruk yağının lezzetini farkettiler. Bugün çoğu semt kasabında kuyruk yağı fiyat olarak dana trançla kafa kafaya gidiyor. Bundan dolayı lahmacun fiyatları yükselmiş durumda. Eskiden 5-6 lahmacun fiyatı bir porsiyon kebap fiyatına denk gelirken bugün 2 lahmacun bir porsiyon fiyatına geliyor. Hal böyleyken lahmacuna talep azaldı.
Yurtdışında ise bazı yerler greek/armenian/arab pizza diye pazarlanmaya çalışsa da turkish pizza adıyla biliniyor.