pazarın alternatifinin neden lacoste olduğu anlaşılamayan durum.
lacoste ayak markası artık, ayağa düştü. tamam, bir dönem o montlar furyaydı, giydik geçti gitti. herhangi bir markayı zenginliğin veya başka birşeyin simgesi haline getirmek mallığın daniskası bence. ugg var şimdi. birkaç sene önce birine ugg desen, "konuşmaya çalışıyo galiba.." derlerdi. ondan önce timberland vardı, buffalo vardı, boksör ayakkabıları bilmem ne bir sürü şey vardı. o yüzden modası hiç geçmeyen ürünlere de simgeleştirilmiş markalara da inanmıyorum.
ingilizlerin bir lafını aklıma geldi;
(bkz: ucuz mal alacak kadar zengin değilim.) **
edit: ingilizlerin olarak belirttiğim atasözünü bir uyarıdan sonra kime ait olduğunu araştırmak istedim. çeşitli söylentiler var. ingiliz, yahudi, çin... net bilgi veremediğim için başım eğik bitiriyorum enrtyi.
+ kocacım bak lacoste den yeni t-shirt aldım.
- ee.,?!
+ çok odunsun hayatım biliyor musun?
- çıkar bakayım altındakilerde bir değişiklik var mı?
+ boşanıyoruz.
- timsahını al da git.
akıllılıktır. her halukarda mal, fazla para vermeye değmez. ikisi de yırtılır. ikisi de yanar, ikisi de eskir. lacoste u üreten de gökten zembille inmedi ya, o da insan. marka diye adam kazıklamaktan başka şey değil yapılan.
doğru tercihte bulunmaktır. lacoste kişiye ucuz bir görüntü veriyor. hele erkek, oy. sırf paralıyım imajı yaratmak için değmez. git düzgün bir gömlek, pantolon al temiz temiz giyin tamam işte. ki lacoste ile pazar kıyaslamasında pazara haksızlık edildiğini düşünüyorum.
TÜrkiye'deki görgÜsÜzler "lacoste giydim" diye hava atarlar, ama gel gÖr ki amerika, kanada gibi Ülkelerde adamlarda bok gibi para olduğu halde kimin ne marka giydiĞi umurlarında bile deĞil. Sonradan gÖrmÜŞlÜk gerçekten de zor.