Pedro almodovar'a olan hayranlığım önceki filmlerine ve çok eskiye dayanır ama bu filmi diğerleri gibi değil, bambaşka.
Hızlı ilerleyen ve belirli bir konu üstüne inşaa edilen tek filmi. Kemik kadrosu olmasa asla almodovar'ın çektiğini düşmezdim.
‘’insanın sığınabileceği tek bir yer vardır. kendi içimizde bir yer. kendimizden başka kimsenin ulaşamayacağı ve tahrip edemeyeceği bir yer. o yerde huzur, sükunet ve özgürlük bulursunuz.‘’
Afişine bakınca klişe aşk filmlerinden sandım. Yönetmenin pedro almodovar olduğunu öğrenince Sanat öğeleriyle kaplı aşk filmi sandım. Spoiler yemeden konusuna bakınca saplantılı bir adamın aşkını anlatan aşk filmi sandım. Çok sandım bu filme başlarken önyargılarımla. Peki ya biterken?
Aşktan sevgiden sevdadan tamamen gayrı olup, son yarım saatiyle de alışılmadık senaryosu ile şaşkınlık yaşatıp epeyce afallattı.
--spoiler--
El secreto de sus ojos filmindeki tecavüzcünün akıbeti gibi. 'oh olsun' mu denir yoksa 'yazık olmuş' mu bilemedim.
Hayır Robert gerzeği yapacağını yaptıktan sonra bassaydı tekmeyi, vera/vincete ile duygusal bağ kurmadan alsaydı intikamını ne âlâ ama ne halt yemeye intikam ayağına aşk yaşıyorsun mal mısın aceba. Tiksinçsin rob. Leş herif.
--spoiler--
Bütün karakterleri kötülerden oluşan bir film. izlemek için sağlam psikolojiye sahip olmak gerektiğini söylemeliyim. ilk cümlemi açıklayabilmek için bolca ön bilgi vereceğim. O yüzden filmi izlemeye niyeti olanlar yorumun alt kısmını okumasınlar.
--spoiler--
1. Roberto kötü çünkü bir adamı zorla kadın yapıyor. Suç işliyor. Gen nakli yaparak ayrıca bir suç daha işliyor. Hayatını mahvettiği adam ya da kadınla beraber oluyor.
2. Roberto'nun kadın yaptığı Vicente ya da Vera her neyse kötü çünkü uyuşturucu kullanıyor. Bir kıza bilinçsiz de olsa tecavüz ediyor. Vera olduktan sonra 2 cinayet işliyor.
3. Roberto'nun annesi kötü çünkü Roberto'nun doğumuna sebep olan gayri meşru bir ilişkiye giriyor. Ayrıca bir başka gayri meşru ilişkiden Roberto'nun kardeşini doğuruyor. Roberto'nun suç işlediği süre boyunca onu koruyup kolluyor.
4. Roberto'nun kardeşi kaplan zaten kötü. Soyguna karışıyor. Öncesinde Roberto'nun karısı ile beraber oluyor. Onunla kaçıyor. Roberto'nun evine girdikten sonra da Vera'ya bir nevi tecavüz ediyor.
5. Roberto'nun karısı Gal kötü çünkü evliyken üstelik bir de kızı varken kaplanla beraber oluyor, onunla kaçıyor. Kurtulduktan sonra da kızının gözü önünde kendisini öldürüyor.
6. Vicente'nin annesi kötü çünkü uyuşturucu müptelası bir evlat yetiştiriyor. Üstelik çok asık suratlı.
7. Polisler kötü çünkü Vicente'nin annesine yardımcı olmuyor dosyayı kapatıyorlar.
8. Roberto'nun meslektaşları kötü çünkü sahte evraklarla defalarca iş yapıyorlar.
9. Dükkandaki kız ve Roberto'nun kızıyla, kızın doktorlarının da gözlerinin üstünde kaşları var, illa ki kötülerdir.
Oldukça enteresan bir psikolojik film.
Filmde çoğu karakter sorunlu.
Kızına tecavüz eden bir adamın(aslında tam olarak tecavüz sayılmazdı) cinsiyetini zorla değiştiren hasta bir plastik cerrahın hikayesi.
Sağlam bir senaryo.Filmin en belirgin özelliği sağlam bir senaryoya sahip olması.Açıkçası filmi izlemeden önce okuduğum yorumlardan dolayı beklentilerim yükselmiş hatta "Oldboy tarzı şaşırtan bir film" gibi yorum bile okumuştum fakat film kesinlikle bir Oldboy kadar beni şaşırtmadı ama intikam şekli gerçekten etkileyici.Ben filmi izlerken acaba şimdi ne olacak hissine zaman zaman kapıldığımı söylemliyim fakat filmin ortalarına gelince olayı çözdüğümü de söylemliyim bence o harika intikam şeklinin çözümlenmesi filmin sonuna bırakılmalıydı yani bence intikam şekli seyirciye erken gösterilmiş bu yüzden filmin ortasında şaşırdığım için o noktadan sonra filmin pek çekici yanı kalmadı bu yüzden de filmin ortasındaki şaşkınlık filmin sonlarına doğru bende yavaş yavaş silindi.Film baştan sona sürükleyici ve insanı merak içinde bırakan bir film bu yüzden izlerken izleyiciyi hep filme odaklı bırakıyor ve böyle olunca da filmde olacakları merak ve heyecanla izliyorsunuz.Filmin en sonu ise "damakta tadı kaldı" cinsinden bir son.Ayrıca filmde bana mantıksız gelen birkaç detayın da olduğunu söylemeliyim.Son olarak ben filmi genek olarak beğendim diyebilirim; sıradışı,sürükleyici ve şaşırtıcı bir film,özellikle psikolojik film sevenlere tavsiye ederim.
etkileyici bi pedro almodovar filmidir. kaliteli olmuş, banderas'a zaten alışığız da elena anaya da su gibi akıp gitmiş resmen. insan bu kurguyu bu senaryoyu gördükten sonra türk sinemasını bir kez daha sorguluyor. filme bakıyorsun acaba beklenen son dışında bi sonla bitse daha mı güzel olurdu diye. evet olurdu, ama şu finalle de olmuştur yani. izleyiniz efenim.
pedro almodovar külliyatı içinde kesinlikle ayrı bir yerde duran film.
psikolojik gerilimi her hattıyla hissetmeniz, filmin içinden bir an bile ayrılmamanıza neden oluyor. kesinlikle kopmuyorsunuz. intikam intikamdan üstündür temalı bir finali var. etkileyici olmakla birlikte tanıdık sanki. ne bileyim seks esnasında kayganlaştırıcı krem alma bahanesiyle silahı çantaya saklama durumunu bekliyorsunuz. bunu büyük bir sürpriz edasıyla düşünemedim ben üstelik yapılanlardan sonra. hani öldürülen kadın diyor ya ''biliyordum'' hakikaten her ortalama izleyicinin o çok övülen finale hazırlıklı olduğunu düşündüm film sonrası. zaten bu final, filmin o bilindik alt metnini de doğruluyor. ''insan ne denli baskı ve zorluğa maruz kalsa da başkalarının kendisini anlamlandırdığı, biçimlendirdiği şekilde değil de; hissettiğiyle, algıladığıyla, duygu ve düşüncesiyle yani öz benliğiyle insandır.'' bu argüman zaten o finali hazırlıyor.
yalnız, almodovar'ın bu çalışmayla zor bir türün altından da kalmayı başardığına tanık oldum. mevzu, o üzerinde yüksek lisans yaptığı melodram değildi çünkü.
filme dair en leziz yorumlardan birisini ekşisözlük 'te okudum. ne yazıyordu o yazar:
''izlerken sık sık pipimin yerinde olup olmadığını kontrol ettiğim almodovar filmi. kızın dünya ahiret bacımdır almodovar.''
10 üzerinden 8! (7,5 olabilirdi ama külliyatın farklı bir sesi ve yönetmenin olgunluk çalışması olduğundan o yarım puanı da kesmedik)
sonu beklenmedik biten film. uzun yıllarca saklanılıp kediye dönüştürülmüş bir aslanın tebiyecisini kendi silahıyla vurarak yok etmesi gibi. aslında filmin sonu da mutlu bitti. adamın sevgilisi zaten lezbiyendi, yeni haliyle şimdi onu seveceğini düşünüyorum. neyse fazla anlatmayayım da izleyecek olanlar finalde şaşırsın.
hakkında yazılan bir şey okumadığım için, filmi sonuna kadar ağzım açık izledim. o nevresim şahane siyah saten, o süpürge şahane, o tablolar, şişman ve çirkin kadınlar, gene öyle. en küçük ayrıntıları bile kaçırmamış, intikam duygusu öyle güçlü ki, derinden, hiç bir heyecana izin vermeden yoluna devam ediyor. senaryo müthiş. aslında vincente tecavüzü hatırlamıyordu bile, normayı hemen unutmuştu, yalnız kendi de kaplanın tecavüzüne maruz kaldı, yalnız mutlu muydu ne. film tek kelime ile şahane.
batı medeniyetinin cinsellik konusundaki paradigmalarını gözler önüne seren bir film daha. ancak batı dünyasında cinselliğe yaklaşımın medeni ve insan doğasına uygun kabul edildiği görüşü devam ettikçe bu tür filmler hiç bitmeyecek. bize ise, cinsel şehvetin peşinden gidildikçe yaşanan ve yaşanılacak olan tanımsız felaketlerin hikayesini dinlemek düşecek.
filmde detaylar oldukça yoğun. ve bu kesinlikle kaliteyi artırıyor. robert ledgard'ın kızının cenazesinde meslektaşına gösterdiği tepki bir nevi robert'in işine olan bağlılığını ve kusursuzluğu amaçlayan bir doktor portresi. böylesine özgün bir hikaye ile karşılaşmak, tek başına filmi izlemek için yeterli sebep. kaldı ki film yüklendiği işi fazlasıyla kotarmış.
