"ilk başta tam olarak hissedemediğimiz kırılma anları var. zamanla harap edici duygulara dönüşüyorlar. yaralanmanın sıcaklığıyla ilk anda hissedilmeyen kurşunlar gibi. böyle durumlarda “biraz zaman” her şeyi daha da beter ediyor. bizi yere seren büyük sorunlar olmuyor hiçbir zaman. bizi yere seren evdeki şekerin bitmesi oluyor, kaybolmuş bir kitap oluyor, kesilen elektrik oluyor. ikimiz de yere serilmiştik o gece. öyle bir kafaydı işte."
matrix filminde bir sahne vardır, hani kara kedi iki defa neo'nun önünden geçer. bu bir kırılma noktasıdır. kırılma noktası denen şey, aslında hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını hissettiğiniz andır. olağan bir havada, olağan bir durumda aniden olağan olmayan bir şeyler sezersiniz. insanlarla dolu sokaklar bomboştur ve ortalıkta garip ve tekin olmayan bir sessizlik vardır. o sessizlikte her şeyin yolunda gitmediğini anlarsınız, bir şeyler değişmiştir, geri döndürülemeyecek şekilde değişmiştir.
Işınların çarpıp yön değiştirdiği nokta. Yada hayatınız da alıştığınız , kurduğunuz , devam etmesini istediğiniz yönden biranda yaşadığınız bir olayla tamamen başka bir yöne dönmesi. O kırılma anı sert bi küfür savurup içinizden değiştiğiniz an.
Bir aile fotoğrafında çok mutlu insanları gördükten sonra o fotoğrafta olmayışınız ve olamayacak olduğunuzu anlayıp tamamen vazgeçmek birşeylerden dönüp gitmek. Birdaha asla geri dönmemek.
Kişinin (genellikle) dibe doğru ilerleyen bitik hayatında yaptığı ani ve son derece radikal seçim veya seçimlerin yapıldığı an'a verilen ad, bu adla kullanılan metaforik tabir.