Gerçekten aşırı zor bir durum. Kırılmışsındır, bunu ona anlatmak istiyorsundur fakat onu kırmadan anlatmak istersin. Onu kırmamak için kelimelerini özenle seçmeye, jest ve mimiklerini abartmamaya, ses tonunla sert olmamaya çalışırsın. Tüm bunları sırf karşındakine seni kırdığını onu kırmadan anlatabilmek için. Bazıları için işe yarar fakat bazıları vardır o kadar acımasızdırlar ki... Bırak tüm bunları onu kırmamak için yaptığını anlamayı, kırıldığını bile anlayamazlar.
Kırgınlık belki geçer de hayal kırıklığı en kötüsü...
Anlatamiyorum. Susarim sadece cidden susarim. Zaten karsidaki bunu anlarsa ne ala lakin anlamazsa bir daha ona kırılacak kadar deger vermem bu kadar basit.
Birincisi sizi anlamazlar. ikincisi sizin duygularınıza tercüman olup yardım da edemezler. Saklayın tüm dertlerinizi kalbinize. Atın kilidi de bilinmedik bir köşeye. Eller ne bilir?
hüzünlü bir sahnedir. gözler aşağı bakar, ses tonu düşer... küsmüş küçük bir çocuğa dönüşürsünüz. anlatmak lazım ama gönül alabilecek kişilere. herkese gönül koyulmuyor.
aslında anlattım, sanki karşımdaymış gibi döktüm içimi, söyledim birer birer ne varsa. nasıl kırıldığımı, nasıl yaralandığımı. bile bile nasıl yaktın canımı diye sordum onlarca değişik cümleyle. kendi kendime de olsa anlattım hepsini belki içim biraz olsun rahatlar diye.
ama olmadı, rahatlayamadım. yüzüne karşı söylesem de rahatlayamazdım muhtemelen, çünkü o zaten her şeyin farkında olarak, bile bile kırdı her yanımı, anlatsam ne fayda.
başka kimseye de anlatamadım, içimde de Tutamıyorum. ne yapacağımı da bilmiyorum.