1981 yapımı kadir inanır ve hümeyra'nın baş rolleri paylaştığı ömer kavur filmi. filmin alameti farikası resim öğretmeni bedri'dir. (kamran usluer) bedri, hayata karşı sofistike duruşu olan bir ressamdır, entelektüel de bir adamdır. yalnızlığın verdiği acı-tatlı hüzünle kendi iç dünyasında yaşayan, bu güne kadar sanat-sepet işleriyle kendini avutmuş, belli bir yaşa gelmiştir. küçük bir ege kasabasında öğretmenlik yapan bedriyi yaşadığı yer de bunaltmış, çok daha fazla kendi iç dünyasına çekilmeye itmiştir. günlerden bir gün kasabaya aysel (hümeyra) adında genç bir edebiyat öğretmeni atanır. bedri tüm beyefendiliği, sanatçı kişiliği ve entelektüelliğiyle edebiyat öğretmeni aysel ile arkadaşlık etmek ister. Fakat aysel, kasabanın zengin bir ailesinin kızıyla evlenmek üzere olan fuat'a (kadir inanır) ilgi duymaya başlar. bedri muhtemelen hayata karşı olan tahammülünün sınırındadır ve aysel'den beklediği yakınlığı göremeyince son yaptığı resmi (bedri, ayseli evine davet ettiğinde şovalye üzerindeki bu resmin üzerini örterek göstermek istememiştir) kasabanın meczubuna hediye eder ve ardından küçük sandalıyla denize açılarak intihar eder. aysel, kasabanın zengin bir ailesinin kızıyla evlenmek üzere olan fuat'ı seçmiştir. fuat varlıklı bir aileden gelen, rahat büyümüş genç bir adamdır. aynı zamanda bu güne kadar bir baltaya sap olamamış, aileden kalan zeytinliği idare etmekte olan, sessiz sedasız ketum biridir. fuat'ın eli de ağırdır (o neçe vurmaktır, kadın amele sümüğü gibi kayalıklara yapıştı) aysel, okumuş etmiş bir edebiyat öğretmeni olarak kendini geliştirmiş, konuşmayı bilen, sanatçı bir adam yerine boş gezenin boş kalfası, nişanlı olduğu halde yasak ilişki yaşayamaya kalkan üstelik kendisine el kaldıran bir adamla beraber olmayı tercih etmiştir. fuat, aysel için nişanı atar, kızın ailesine resti çeker ve aysel'e olan aşkını tüm kasabaya ilan eder fakat buna rağmen aysel ile olan ilişkisini bitirerek (aslında ilişkiyi aysel bitiriyor) zengin kızla evlenmiştir. filmin yarısında intihar eden bedri'nin varlığı olamasaydı vasat altı, tv filmi kategorisinde bir yapım olacakken bedri'nin hikayesi filmi göğe taşımıştır. Bedri'nin filmde sarf ettiği güzel aforizmayı da buraya ekleyeyim.
(bkz: bu kasabada hep aynı hayatı tekrarlayarak direncimi kaybettim)
Evliliğe karşı değilim birbirlerini sevmeyen eşlere karşıyım diyaloğunun zihnimden hiç silinmediği muazzam bir Ömer Kavur yönetimindeki bir aşk filmi klasiğidir.
kafka kitaplarının boğuculuğu, sebahattin ali'nin hüznü gibi bir durumu olan film.
oyuncular gülerken bile insanın aklında bir hüzün bırakıyorlar. diyalogları, müziği çok başarılıdır. iki güzel insanın hayatı toplum ile nasıl mahvedilir konusu işlenir özet ile. hümeyra sevdiği adamı kalbine gömüp gider uzaklara. kadir inanır da doğduğu topraklarda sürgün hayatı yaşamaya mahkum eder kendisini. hele filmdeki resim öğretmeni, başlı başına film olabilecek bir karakter.
Oyunculukların ve müziklerin (cahit berkay) mükemmel olduğu Ömer kavur filmi. Güler Ökten (cevriye hanım) ve halil Ergün’ün (ali Rıza bey) gençlik hallerini de ilk kez bu filmde gördüm.
öylesine saf öylesine temiz bir aşkki bu.genelde kadir inanırın filmlerinde yanında görmeye alışkın olduğumuz kadınlar bu filmde yok.hümeyra onlar kadar güzel değil belki ama bu filmde daha iyisi düşünülemezdi.
çok hoş bir film. *
kadir inanır olsun, halil ergün olsun, hümeyra olsun özlem onursal olsun, güler ökten olsun, neriman köksal olsun,Kamran Usluer olsun hepsi döktürmüşler.
şiddetle tavsiye edilir.
işleri kötüye giden genç işadamı Fuat, ailesinin baskısıyla bir fabrikatörün kızıyla nişanlanır. Nişan töreninde gönülsüz davranışlar içinde bulunan Fuat köye yeni gelen edebiyat öğretmenini görünce ondan etkilenir. Fuat nişandan sonra her gün Aysel’i görmek için çaba harcar. Aysel başlangıçta mesafeli davranır. Fuat’la Aysel’in sevgileri günden güne gelişir. Fuat’ın mali durumunun giderek bozulması, Fuat’ın yakınlarının ve kasabalının baskısı üzerine Aysel bütün sorunların düzelmesi için gitmesi gerektiğini düşünür. Niyetine Fuat’a söyler ama Fuat baskılardan dolayı gitme diyemez.
Yapımı : 1981 - Türkiye
Tür : Dram , Romantik
Süre: 93 Dak.
Yönetmen : Ömer Kavur
Oyuncular : Kadir inanır , Hümeyra Akbay , Halil Ergün , Neriman Köksal , Güler Ökten
Senaryo : Ömer Kavur , Selim ileri
Yapımcı : Ömer Kavur , Sadık Deveci
jehan barbur 'un sarı albümünün içinde, ömer kavur ve filmin anısına diyerek not düştüğü güzel şarkı. aynı zaman da cahit berkay 'ın müzik öyle yapılmaz böyle yapılır diyerek yürek dağladığı eşsiz film müziği. ömer kavur'un yönettiği 1981 yapımı filmin müziğidir. filmin naifliği ve doğallığıyla inanılmaz tatlı bir konsept sunmuştur.
selim ileri senaryosu, cahit berkay müziği, ömer kavur yönetmenliği, hümeyra 'nın aşmış oyunculuğu...derken gelelim hikayemize. aysel rolünde hümeyra'yı bir edebiyat öğretmeni olarak izliyoruz. fuat rolünde kadir inanır bildiğimiz gibi. zira, kendisi 3-4 yıl önce selvi boylum al yazmalım 'la zaten rüştünü ispat edeli hayli olmuş. fuat kendi yağıyla kavrulurken evlenme hazırlığı yaptığı belgin zengin bir ailenin kızı. recep bey ( orhan çağman ), belgin'in babası fuat'ın bozulan işleri sonrası bir teklifle gelir. tabii bu teklif evlilik koşuluyla geçerlidir. ne olursa olsun bu birkaç mühim alt metine rağmen (işlerin bozulması, zorundalık vs.)fuat'ın bu istemediği ilişkiye razı olmasındaki tavır az biraz boşluklar içerir. zira filmin önüne çıkan şey bu bahsettiğimizden çok, naif ve yapmacıklıktan uzak anlatış şeklinde aranmalı. ki hakikaten doğal bir o kadar da mükemmel anlatı aynı zamanda yüksek doz edebiyattan gücünü almaktadır. ve bu şiirsel üslup ciddi bir fark yaratır ömer kavur'un elinde. bir de buna şeyi eklemek mümkün. sosyal koşulların ilişkiye etkisi, ne verip ondan ne götürdüğü...
bir yığın güzel tamlamaların içinde mutluluğun yanımızdan (talihsizce) geçip gitmesini satın aldım ben. ve o malum sahneyi ekşi'de bir dost yazmış:
--spoiler--
fuat: ben seni hiç unutmadım. mutluluk yanımızdan gelip geçti..
anons: istanbul'dan muğlaya gitmekte olan 34 by 622 plakalı gürturizm otobüsü hareket etmeye hazırdır yolcuların otobüse binmeleri rica olunur.
aysel: sarıkanat öldü.
fuat: ne?
aysel: kanarya(n).
--spoiler--
izlenmeli bu aşk hikayesi. hümeyra aysel rolünde vurup vuruştururken, kamran usluer 'in bedri isminde bir ressam profilini kusursuz sunduğunu da esgeçemiyorum. ne iyi oyunculuktur o öyle.
Henüz yeni girmişim sınıfa şaşkınım artık üniversiteliyim ortam nasıl dersler ne şekilde onu geçtim üniversiteli olmak nedir onu bile bilmiyorum derken gördüm.aman allahım o ne güzellik öyle,herkes yanlış yere bakıyor bırakın şimdi hocayı ya dünyanın merkezi orada duruyor bi ben mi farkediyorum anlamdım ki.insanlar nasılda körler neyse kimse görmesin zaten benim gözümle.bununla tanışayım ben dedim gittim konuşmaya ama ıııh olmadı sesim çıkmadı anlayamadım dedi bi daha ki sefere artık.sonra gene dilim lal olmaz mı? Anlamadım dedi. En sonunda konuştum ıııh sevgilim var dedi pek umursamadı sevgilisi yoktu ama haklıymış anlamadı ki.
biten ilişkinin tekrar eskisi gibi olamayacağını kafalara dank ettiren jehan barbur harikası:
gittim, çok uzağa
dönemem artık ben oraya
yok ki tek sebebim
bir hikayeydi, bitti.
geri dönsem aynı sen mi?
eski bize hiç benzer mi?
olmaz, kalp anlamaz.
bildiklerimle hiç olmaz.
hatıranda, sonsuz boşluklarda
bir otobüs garında
sessiz telefonda sen...
yağmurlarla aklımın incesinde
yalnız, boş şehirde
söz vermiş köşelerde ben...
tanık bu sofrada küskün sandalye
sor bir daha
kimdi o masada
diz dize duran kimdi?
geri dönsem aynı ev mi?
kuş çırpınır mı?
bizi bilir mi?
hatıramda faytondan yolculuklar
heyecandan susmuş sözler
hayata göğüs geren sen.
rüzgarıyla kaybolmuş kırgın gönlüm
yol vermiş dalgın deniz
boş vermiş zaman bizi, gel.
olmaz, kalp dayanmaz.
bildiklerimle artık olmaz.
'beni hiç hatırladın mı, ben seni hiç unutmadım.. mutluluk yanımızdan gelip geçti..' yıllar sonra karşılaşan iki eski sevgiliden fuatın geride bıraktığı hayatı özetleyen en derin itirafını finalinde sergileyen filmdir.
insanın özü olan sevginin, yine insan eliyle, nasıl baltalandığını ve toplumun bu ölü, kovuk kovuk oyulmuş, kuru ruhlardan oluştuğunu anlatan müthiş bir film.
Türk sinemasının yüzakı filmlerinin başında gelmektedir.Kadir inanır yarattığı sert maço erkek tipinin dışında bir rolde gerçekten çok güzel oynuyor.Hümeyra çok iyi bir şarkıcı olduğu gibi çok iyi bir oyuncuymuş bu filmle anlaşılıyor.Yan rollerde orhan çağman,kamuran usluer,neriman köksal,halil ergün,güler ökten gibi birinci sınıf oyuncular
filme ayrı bir renk katmışlar.
filmin son sahnelerinden birinde aysel(hümeyra) tayini için muğlaya giderken,otobüs fuatla(kadir inanır) büyük aşk yaşadığı balıkesirin kasabasında mola verir.büyük ve kırık aşkın üzerinden on yıl geçmiştir,yol üstü lokantalarından birinde aralarında fuatla buluşurlar ve çok kısa olarak konuşurlar.fuatın gözleri dolu bir vaziyette "mutluluk yanımızdan geçip gitti" der.
bu sahne filmin adıyla tam olarak örtüşür.Pişmanlığın,kötü kaderin,mutluluğu çok yakınken kaybetmenin,buna benzer, insanın içini acıtan anlatılamayan,sadece acıtan duyguların anlatımıdır bu sahne ve film.
hümeyra'nın "hiçbir şey söyleme,çok güzel ve çok acıydı" demesiyle benim ağlamamın bir olduğu film.her filmi izlediğimde diyorum ki "busefer ağlamak yok" ama ne zaman o sahne geliyor yine başlıyorum hüngür şakır ağlamaya.bir de hümeyra'nın sigara içişine biterim bu filmde.tam bir edebiyat öğretmenidir,asildir;kadındır.