güzel bir rumeli türküsü ve hareketli bir havası olduğu için halaylarda kullanılan bu türkünün aslında acı bir hikayesi vardır.
hikayeye göre;
Yusuf ile Feride birbirlerini çok severler ancak aileleri bir türlü evlenmelerine razı gelmez. Yusuf bir gün kafasında bir plan yapar Arda Nehrini sevdiğiyle geçerek izlerini kaybettirip yeni bir hayat kurmayı düşler.
Bu durumu Ferideye anlatır. Feride, Arda'ya bizim kayıklar dayanmaz gitmeyelim der ama nafiledir. Feride Yusufun ısrarlarına dayanamaz ve Ardayı aşmayı kabul eder. Ancak şans yüzlerine gülmez ve dalgalar kayığı devirir. Yusuf da boğularak ölür. Feride bir şekilde kurtulmayı başarır ancak Yusufun ölümü O'nu çok yaralar ve bu türküyü söyleyerek ağıt yakar.
Aman bre deryalar
Kanlıca deryalar
Biz nişanlıyız
Deryalar
Biz nişanlıyız
ikimiz de bir boydayız
Biz delikanlıyız
Kırcaali'yle arda arası
Saat 8 sırası
Yusuf'um
Saat 8 sırası
Ardalılar ağlıyor yusuf'um
Yoktur ah çaresi
Aman bre deryalar .(nakarat)
Çıkar aba poturunu yusuf'um
Dalgalar artacak
Yusuf'um
Dalgalar artacak
Demedim mi ben sana yusuf'um
Kayığımız batacak
Demedim mi ben sana yusuf'um
Kayığımız batacak
Aman bre deryalar .(nakarat)
Kırcaali'yle arda boylarına
Kimler gidecek
Yusuf'um
Kimler gidecek
Garip de yusuf'umun annesine
Kim haber verecek
Zavallı feride'nin annesine
Kim haber verecek
kırcaali* türküsüdür. kayıkları arda nehri'nde batınca boğulan balıkçıyla yâri ardından yakılmış bir ağıttır. her ne kadar oynak bir melodisi olsa da bu böyledir.