bugün

43 yıl önce bugün, mersin limanından açılmayı bekleyen kahramanlarımız, birazdan kendilerini özlemle bekleyen kıbrıs türklerine doğru yola çıkacaklardı...
londra'dan gelen "ayşe tatile çıksın" talimatı henüz kendilerine ulaşmamıştı belki.
ama onlar günlerdir hazırdı.
görsel

"yavru vatan"a barış götürmek için denize açıldılar.
görsel

"bu gelen türk ordusudur yarabbi..."
önce demirden kartallarımız dövdü rum mevzilerini.
o palikaryalar şüphesiz ki türk'ün öfkesini ve intikam arzusunu hafife almıştılar.
görsel

göklerdeki demir kartallarımızdan sonra sıra kahraman kayseri hava indirme tugayına gelmişti.
paraşütçülerimiz öbek öbek iniyordu rum palikaryalarının tepelerine.
görsel

ve piyadelerimiz ufukta görüldü.
ilk çıkarma gemilerimiz yavuz plajına yanaşarak bozkurtlarımızı kıbrısın kumsallarına indirdi.
görsel
görsel

anadolu'nun yiğitleri birer birer ayak basıyordu yavru vatan toprağına.
görsel

palikaryalar anlamıştı ki, ayşe tatildeydi.
ve ayşe kolay kolay tatilini bitirme niyetinde değildi...
görsel

üstelik kıbrıs türkü dört gözle bekliyordu kahraman mehmetçiğini.
görsel

ve coşkuyla karşıladılar kendi askerlerini, kendi kardeşlerini, kendi evlatlarını...
görsel

sözde garantör yavşak ingilizler bile şaşkındı.
korkarak, endişe ile olan biteni izlediler sadece.
görsel

çıkarmanın ilk saatlerinde mehmetçiğimiz, bozkurt denktaş'ın türk mukavemet teşkilatı mücahitleri ile buluşmuştu bile.
bu şüphesiz ki harekatın ne kadar kusursuz, istihbaratımızın ne kadar düzenli olduğunu gösteriyordu.
görsel

bunu özellikle belirtiyorum ki, 43 yıl önce bugün, istihbaratımız tıkır tıkır çalışıyordu.
kıbrıs'ta ilerleyen mehmetçiğe hangi köyde hangi evin ayran, hangi evin şerbet ikram edeceği dahi planlanmıştı.
bugün o istihbaratı enişteler ile yapmaya çalışıyoruz malesef.

görsel
peki, bu tankların egzoz borularını afedersiniz tişörtle tıkayabilir miydi rumlar?
sanmıyorum.

ve mehmetçik ilerliyordu.
"bak oğlum bizim askerimiz" diyordu bu baba evladına.
görsel

korkmayın palikaryalar, türk ordusu size de barış getirdi şüphesiz;
görsel

harekatın 2. gününde girne'ye şanlı bayrağımızı çekmiştik bile.
görsel

çünkü biz türk milletiydik.
allah düşmanımıza acısın, barışta huzursuzuz ama savaşta sülalemiz raad.
görsel

19 temmuz günü bir rum kışlasının duvarında şöyle yazıyordu;
"cesursan gel al..."

ve mehmetçik o kışlaya girdi.
duvara şunu yazdı;
"cesurum geldim aldım..."
görsel

bütün bunlar türk milleti'nin dünyaya meydan okumasıydı adeta.
kimse yoktu yanımızda çünkü.
bir pakistan, bir de rahmetli kaddafi.
ama türk milleti'nin azim ve kararlılığı bütün bu zorlukların üstesinden gelmişti.
görsel

şimdi son yıllarda kıbrıs'ı yük olarak gören, kıbrıs'ta tek devlet isteyen, mehmetçiğimizin kanla aldığı vatan topraklarını rum palikaryalarıyla paylaşmasını isteyen kansız bir zevat türedi yurdumuzda.

biz kıbrıs'ı fethettik.
sonra bir kez daha fethettik.

her karışında benim atalarımın, dedelerimin kanı var.

kıbrıs sizin götünüz müdür ki vermeye bu kadar meraklısınız?

kıbrıs türktür, türk kalacak.
45 sene önce, kıbrıs...
bir baba, kucağında oğlu...
"bak oğlum bizim askerimiz geldi" diyor evladına...
görsel

ve yıllarca rum mezalimine direnen bozkurt denktaş.
türk mukavemet teşkilatı'nın toros'u...

çıkarma birliklerinin komutanıyla hasretle kucaklaşıyor.
görsel

çok bekledik be abi...

kıbrıs barış harekatı, türk milleti'nin, türkiye cumhuriyeti'nin tüm dünyaya karşı son dik duruşudur.

bugün kıbrısımız yine kuşatma altında. ama ne bir karış toprak veririz, ne bir bidon petrol çıkarttırırız.

son olarak şuraya 3 kıbrıs kahramanını koyalım, ruhları şad olsun, böyle devlet adamları yeniden nasip olur inşallah milletimize.
görsel

(bkz: kıbrıs türktür türk kalacak)
44 yıl önce bugün, kıbrıs yavuz plajı.

ayşe tatile çıktı...

görsel

Sabahın ilk ışıkları ile önce göklerden türk milletinin sabrının tükendiğini haykırdı demir kartallar.
Sonra hava indirme komandolarımız çöktü rum eniklerinin tepesine.

Palikaryalar bunların şaşkınlığını üzerinden atamadan, binlerce mehmetçik sahile çıkmış lefkoşa'ya yürümeye başlamıştı bile.

işte tam da bu saatlerde bütün dünya öğrendi ayşe'nin tatile çıktığını.

aslında dünyanın öğrendiği tek şey türk ordusu'nun kıbrıs'a çıkarma yaptığı değildi.

dünya bu harekat ile şunu çok iyi hatırladı.
"ne yaparsak yapalım türkleri durduramayız..."

işte 1974'te her türlü ambargo ve baskıya rağmen bizi durduramadılar.
tıpkı sakarya'da, dumlupınar'da durduramadıkları gibi.

başaramadılar.

bilmedikleri, öğrenemedikleri bir şey var yıllardır.
"her türk asker doğar..."

kıbrıs barış harekatımızın 44. senesi mübarek olsun. şehit olmuş tüm kahramanlarımızın, bozkurt rauf denktaş'ın ruhları şad olsun.

kıbrıs türktür, türk kalacak!

ek: (bkz: kıbrıs çıkarması/#35780610)
kahraman ordumuzun, türk silahlı kuvvetleri'nin, kıbrıs türkü'nün bekasını korumak için yapmış olduğu efsane harekattır.

bugün kıbrıs barış harekatı'nın 46. yıldönümü...

46 yıl önce bugün, mersin limanından açılmayı bekleyen kahramanlarımız, birazdan kendilerini özlemle bekleyen kıbrıs türklerine doğru yola çıkacaklardı...
görsel

londra'dan gelen "ayşe tatile çıksın" talimatı henüz kendilerine ulaşmamıştı belki.
ama onlar günlerdir hazırdı.

temmuz-1974 mersin harekat üssümüz;
görsel

ve onlar "yavru vatan"a barışı götürmek için akdeniz'e açıldılar.
görsel

"bu gelen türk ordusudur yarabbi..."

önce demir kartallarımız dövdü rum mevzilerini.
palikaryalar şüphesiz ki türk'ün öfkesini ve intikam arzusunu hafife almıştılar, bizi unutmuşlardı...
görsel

ve şafak vakti...yaklaşıyor, yaklaşmakta olan.
görsel

göklerdeki demir kartallarımızdan sonra sıra kahraman kayseri hava indirme tugayına gelmişti.
kahraman paraşütçülerimiz öbek öbek iniyordu rum palikaryalarının tepelerine.
görsel

sahile son metreler...
görsel

kahraman mehmetçik kıbrıs'a ayak basmak için geminin kapağının açılmasını bekliyor;
görsel

ve nihayet yavru vatan'a ilk adım.
görsel
görsel

20 temmuz sabahı yavuz plajı...mehmetçik kusursuz bir şekilde organize olmuş...
görsel
görsel

müsait olan her koya, her plaja çıkarma yapılıyor;
görsel

hürriyet gazetesi'nin unutulmaz yıldırım baskısı;
görsel

tabi haliyle ilk şehitlerimizi de çıkarma noktalarında veriyoruz. kıbrıs'taki ilk şehitliğimiz albay karaoğlanoğlu şehitliği;
görsel

yavuz plajına çıkan takviye kuvvetler;
görsel

çıkarmaya destek veren savaş gemilerimiz;
görsel

karaya ayak basmamızı takip eden ilk saatte teslim alınan bir rum ordugahı.
bizim olanı almaya geldik ve aldık.
görsel

çıkarmayı izleyen ingiliz askerleri, onlar bizi çanakkale'den iyi tanırlar, ancak böyle seyretmişlerdir;
görsel

sahilde kontrolü sağlayan mehmetçik cephe gerisine indirme yapan şanlı hava indirme tugayımızı gururla seyrediyor;
görsel

çıkarma yapan mehmetçiğe ilerlemede rehberlik yapan tmt mensupları;
görsel

türk mukavemet teşkilatı'nın kahraman mücahitleri yıllardır zulme direniyorlardı.
şimdi de mehmetçik ile birlikte vatanlarını kurtarıyorlardı.
görsel

bunu özellikle belirtiyorum ki, 46 yıl önce bugün, istihbaratımız tıkır tıkır çalışıyordu.
kıbrıs'ta ilerleyen mehmetçiğe hangi köyde hangi evin ayran, hangi evin şerbet ikram edeceği dahi planlanmıştı.
bugün o istihbaratı enişteler ile yapmaya çalışıyoruz malesef.
görsel

palikaryalar anlamıştı ki, ayşe tatildeydi.
ve ayşe kolay kolay tatilini bitirme niyetinde değildi...
görsel

kıbrıs türkü dört gözle bekliyordu kahraman mehmetçiğini.
ve coşkuyla karşıladılar kendi askerlerini, kendi kardeşlerini, kendi evlatlarını...
görsel
görsel

kahraman mehmetçiği karşılayan kıbrıslı kadınlarımız;
görsel

mehmetçik ilerliyordu.
"bak oğlum bizim askerimiz" diyordu bu baba evladına.
görsel

bozkurt denktaş, başarılı çıkarmanın muzaffer komutanlarıyla ilk buluşma(çok bekledik be abi);
görsel

kıbrıs türkü'nün geleceği emin ellerde, çünkü mehmetçik var.
görsel

mehmetçik ile birlikte adaya barış gelmişti, huzur ve güven...
görsel

korkmayın palikaryalar, türk ordusu size de barış getirdi şüpheniz olmasın;
görsel

ve zafer ile birlikte mehmetçik hatıra fotoğrafları çektirmeyi de ihmal etmiyor, bu tarihi anlar ölümsüzleştiriliyordu.
görsel
görsel

bazen de zaferi harmandalı oynayarak kutluyordu mehmetçik.
görsel

19 temmuz günü bir rum kışlasının duvarında şöyle yazıyordu;
"cesursan gel al..."

ve mehmetçik o kışlaya girdi.
duvara şunu yazdı;
"cesurum geldim aldım..."
görsel

ve "mehmetçik kıbrıs'ta" afişi;
görsel

türkiye tek yürek, ve mutlu son;
görsel
görsel

kıbrıs türkü'nün bu haklı mücadelesinde, türk vatanının "yurt" olmasını sağlayan başta kahraman türk mukavemet teşkilatına, onun yılmaz neferleri bozkurt rauf denktaş'a, doktor fazıl küçük'e, rahmetli başbakanlarımız karaoğlan bülent ecevit'e, necmettin erbakan'a ve kahraman türk silahlı kuvvetleri'ne sonsuz teşekkürler.

yıldırımlar yaratan bir ırkın ahvadıyız...
görsel
-----------------------------------

son olarak, bedia akartürk'ten kıbrıs'a çıktık kıbrıs'a;
https://www.youtube.com/watch?v=SXosIycVAHs

---------------------------------

bonus: (bkz: kıbrıs barış harekatı türküleri/#43654392)

#tarih
hükümet kanadı 50 yıldır savaşmamış bir ordunun ne yapabileceğinden emin değilken genelkurmay başkanı sancar biz hazırız ama acaba siz hazırmısınız? diye hükümete sorarken deniz kuvvetleri komutanı kayacan - beyler ben kayıkla dahi olsa çıkarım, önemli olan işin bu tarafı değil, siz siyasi olarak türkiye'nin haklılığını anlatacabilecekmisiniz ve bizi destekleyebilecekmisiniz diye soruyordu. silahlı kuvvetler tamamen hazırda olsa komutanların içlerinde yinede bir kuşku vardı. ecevit'in karşı taraftan ödün koparıp harekattan son dakikada vazgeçmesinden çekiniyorlardı. 1967'de ve daha önceki olaylarda yine gemilere binilmiş, ada'nın etrafında günlerce dolaşılmış ve geri dönülmüştü. yunanlıların " bekledimde gelmedin" şarkısını radyolarında günlerce çalmaları, dünya basınının alaycı yazıları ve kamuoyndaki tepkiler, silahlı kuvvetler içinde çok ters tepki yapmıştı. bu onur kırıcı durumun tekrarını istemiyorlardı. komutanlar ve ecevit'in toplantısı sırasında son sözü alan kayacan paşa ecevit'e, sayın başbakan; eğer gerçekten ada'ya çıkacaksak ordu'yu gemiye bindirelim, eğer son dakikada geri döneceksek, ne biz komutan olarak ne de siz başbakan olarak kalabiliriz, demiştir. daha önceki tecrübelerden ötürü harekatı yapabileceğimize inananda yoktu. bakış açıları şöyleydi, " onlar gemilere binerler ve inerler" o kadar rahatlardı ki merak edecek bir şey yok, türkler birkaç yılda bir böyle denize açılırlar ve akdeniz havası alıp geri dönerler diyorlardı.
görsel

20 temmuz günü Türk askeri adaya barışı ve kalıcı huzuru götürdüğü gün. Şehitlerimize allah eylesin allah emeği geçen herkesten razı olsun. Evet.
harekata karşı rusya'nın tutumu ise belliydi. enosis sonucu kıbrıs'ın nato üssü olması ihtimaline karşılık türkiye'nin yanında olduğunu cumhurbaşkanı korutürk'e gönderdikleri sovvet büyükelçisi grubyakov'un mesajı ile iletilmişti. bu esnada tüm dünya'da darbeye karşı bir tepki oluşurken amerika beklemede kalıyor ve türk hükümeti abd ne yapacak diye merakla bekliyordu. hatta bazı hükümet üyeleri müdahale edersek amerika bizi mahveder diye korkakca demeclerde bulunuyorlardı. kıbrıs harekatına 1967'de aynı deneyimleri yaşamış demirel şiddetle karşıydı. böyle bir harekatın sonucunun türk-yunan savaşı olacağından emindi. sonuçta o günkü şartlarda başbakan demirel olsaydı, ada belki bugün tamamen bir yunan adası olacaktı. yunanlılar 24 saatte costantinapolis'teyiz diye yaygara yapıyorlardı. ama savaşmak cesaret işiydi. bununda onlarda ne kadar olduğu, düzenli bir ordu'ya karşı neler yapabildikleri, tarihin sayfalarında gizliydi.
izlerini hala taşıyan harekattır.

evet gördüm; küvetin içinde şerefsizce öldüren o masum çocuklarla annesinin öldürüldüğü evi gördüm. küçücük bir ev; küçücük bir tuvalet! kurşun izleri duruyor, namussuzca sıkılan kurşunlar. küçücük yavrular üst üste koyulmuş yanlarında anaları ufacık bir banyo içinde bir o kadar küvet !.. resimleride var, yavrunun şakağından kan damlamış o küvete, birinin başı yana dönmüş, kardeşi yanıbaşında resmen sığdırılmış oraya, çıkamamış küçücük yerden sıkışmış o tuvalete bir diğeri, lanet olsun onları vuranlara. o kurşun izleri orada durduğu sürece unutulmayacaksınız, çünkü biz onları artık yüreğimize işledik !..
bilgiler tamamen kendi arşivimdendir.
bu konu hakkında merak ettiğim bazı soruları savaşı görmüş bir iki kişi ile ses kaydı dahilince röportaj tarzı bir görüşmede bulunmuştum. Ses kaydını da kağıda döktüm kişiler resmen kıbrıslı olduğundan mütevelli ağız farkı mevcuttur elbet.

cevabını istediğim sorular:

1- Ayşe tatile çıktı sözünden ne anlıyorsunuz?
2- Savaşta şehitleri görebiliyor muydunuz?
3- Türkiye'ye kaçan oldu mu?
4- Korkuyor muydunuz?
5- Yakın çarpışmalar duyuyor muydunuz?
6- O döneme ait Kıbrısa özgü türkü vb eserler var mı?
7- Savaş nasıl başladı, nasıl bitti?
8- Halk askerlere nasıl bir destek verdi?
9- Sizin düşündüğünüz insanlık ve hukuk dışı davranışlar oldu mu?
10- Yaşam alanlarınız nerelerdi?
11- Kaç çeşit insan vardı? (ırk)
12- Rum tarafında doğan türkler yaşıyor mu, neredeler?
13- Turan Güneş kimdir?
14- Rauf Denktaş kimdir?
15- Esat Fellahoğlu kimdir?
16- Bülent Ecevit Kıbrıs için önemi?
17- iletişimi nasıl sağlıyordunuz?
18- Bu yıllarda halkın tavrı birbirlerine nasıldı?

kişiler hakkında kısaca biyografi için.

Necmiye Erdal Tayhan'ın Biyografisi

82 yaşında, 34 doğumlu, savaş zamanında 40 yaşında idi. Güney Kıbrıs Gökağaç(Rumca alettrobur) köyü doğumlu. 5 çocuk ailesinin 3. çouğudur. ilkokulu 2 yıl okudu. Eğitim durumu olarak mesleği mevcut değil. 66 yılında köye gelin gelmiştir. 3.5 hamile iken kızına Necmiye Hanımın eşi 66 yıllarında mevzi de (dağ) şehit olmuş ve bir daha evlenmemiştir. Lefke Bağlıköy'de yaşıyor.
''Sağsalim geldik ama öldük''

Özdemir Şanlıdağ'ın biyografisi
Şuan 58 yaşında, savaş zamanı 17 yaşında idi, 58 doğumlu. Aslı Kıbrıs olan Özdemir 9 kardeşten 7. sidir. Üniversiteyi Ankara Gazi Üniversitesi sosyal bilimler bölümünü bitirdi. Okul sonrası askerlik yaptı. Necmiye Erdal'ın damadıdır. 87 de evlenip 2 tane çocuk sahibi oldu.

Notlar:
1- Biyografisi alınan kişilerin savaş sonrası Rauf Denktaş'ın söylemesi ile kura çekilmeden şehitailelerinin istedikleri eve, mala mülke tapuzus sahip olabilecekleri söylenmesi üzerine Lefke'de Gemikonağında bir ingiliz evinde ikametetmektedirler.

2- Ruba'ya elbise derlermiş. Davrobono sıralanın yani izaya geçin demektir.
6- O döneme ait Kıbrısa özgü türkü vb eserler var mı?
* Yasemin Kumral ''Girneden yol bağladık anadoluya''

Dosya AUD-20161205-WA0137.m4a
Adanın her tarafında köyve kasabalarda yaşarlardı. Adanın her tarafında dağınık bir şekilde. Lefke bölgesini düşünün, Lefke Türk yerleşim yeri, Bağlı köy Türk köyü, Çamlıköy, Doğancı, Gaziveren, Yeşilırmak ama Yeşilyurt, Aydın köy, Güneş köy bunlar hep Rum köyleriydi. Yani adanın yerleşim yerlerinden bazıları Türk bazıları Rum’du. Dağınık bir şekilde Ada’nın dört bir yanında Türkler dağınık yaşardı.

Dosya AUD-20161205-WA0138.m4a
Güney’de kalan Türk köylerindeki Türkler hepsi ingiliz Üslerine sığındılar. Gidip oraya kamp kurdular, oraya göçmen olarak gittiler. Bu göçmenleri Rumlar sınırı açıp izin vermediği için, uçaklarla, Adana’ya götürdüler ve orada misafir ettiler ve daha sonra Mersin’den gemilerle geri Kuzey’e getirdiler.

Dosya AUD-20161205-WA0140.m4a
Ecevit bizi kurtardığı için çok severdik kendisini. Son ölmeden yine gelmişti bize karısıyla, vegeçtiler Yeşilırmak’tan. Gelirlerdi bakarlardı ne var ne yok Kıbrıs’da ve giderlerdi. Ama Ecevit uçakları yollayacağında esirleri almak için Limasolkazasından ki getirsin butarafa hepsi görünce Ecevit’i ağladılar. Ecevit ne yaptı bilir misin? Çıkarttı mendili cebinden hem kendi gözyaşını sildi hem halkın göz yaşını sildi ıslattı o mendili böyle koyducebine ve bu mendili görürsünüz bu mendil giderkenden dedi uçaklar gelecek sizi kaldıracak meraketmeyin dedi. Yolladı uçak ve aldı götürdü kendilerini Türkiye’ye ve Türkiye’den sonra gönderdi buraya kendilerini ve ev verdi bize Denktaş.

Dosya AUD-20161205-WA0151.m4a
Mağusa’da bir Rum şirketinde çalışırdım. Olaylar başlayınca, Türkler-Rumlar arasın daki çatışmalar başlayınca, Rumlar yanlışım yoksa 3 Türk’ü içeri aldılar bu da içinde olmak üzere, götürdüler bir bölgede Rum tarafında şuanda yerini bilmiyorum orada vurdular öldürdüler ve bir su kuyusunun içerisine attılar ve kuyuyu kapattılar. Hiç belli değil. Bunu gören, kayıplar aranıyor ya bu taraftada hem Rum tarafında da bilenler duyanlar görenler bir insanlık namına bulunsun en azından bir mezarı olsun diye düşününler, biz de devaronlarada var. Rumlar’dan bu olayı gören, bilen bir Rum bunu ölüm döşeğindeyken söyledi. Yani ölmeden önce son bir görev olarak bende dedi bu insanların nerede gömülü olduğunu söyledi ve yapılan o kazılarda bu 3 Türk’ü o kuyuda buldular. DNA testleri yapıldı, çünkü evraklarından aldılar örneklerini. Bütün kayıpların ailelerinden örnekler alındı çünkü başka türlü bulunamaz. DNA testleri yapıldı ve gerçekten bulundu ve alındı o kemikler oradan. 1 ay önce Lefkoşa’da Şehitlik’de defnedildi.

Dosya AUD-20161205-WA0152.m4a
20 Temmuz 1. BarışHarekatı bittiğinde, 20 Temmuz – 22 Temmuz arası sürdü 3 gün. 1. Barış Harekatı bittiğinde Türkiye, Girne bölgesi ve Lefkoşa hattını ele geçirmişti. 22 Temmuz’da ateşkes olduktan sonra Barış görüşmeleri başladı Cenevre’de. Cenevre’de yapılan görüşmelerde , 1. Harekat durumuyla ilgili görüşmeler yapılırdı. Ateşkes sağlandı ve görüşmeler yapılır şimdiki gibi bir barış antlaşması yapılsındiye. 13 Ağustos’da Cenevre görüşmeleri tıkandı yani anlaşma olmayacağı kesinleşti. Orada Türkiye’yi temsil eden Türkiye Dışişleri Bakanı TuranGüneş o gün anlaşma olmayacağını Türkiye’ye; Ecevit’e bildireceğini dedi yemezdi anlaşma olmadı da 2. Harekat başlasın o zaman ters olurdu. Ama önceden anlaşmıştı Ecevit ile Turan Güneş, sorun çıkmaza girerse şifreli konuşacağız da ona göre hareket edin. Turan Güneş’in kızı vardı Ayşe. Ben size ordan kızım Ayşe’yi tatile gönderin diye bir mesaj gönderirsem anlayın ki görüşmeler çökmüştür 2. Harekat başlayabilir. “Ayşe tatile çıksın” işte burdan gelir. Ayşe tatile çıktı, Cenevre görüşmelerinde anlaşma sağlanmadığı için 2. Barış Harekatı’nın başlayabilmesi için verilen şifreli bir bildiridir.

Dosya AUD-20161205-WA0153.m4a
Turan Güneş, 1974’de Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri bakanıdır. Barış Harekatı esnasında, harekatın gelişimiyle ilgili çok önemli girişimleri oldu. Yapılan bütün görüşmelerde başarıyla neticelerini aldı ve harekatın başarılı bir şekilde bitmesinde katkısı olan büyük bir devlet adamıdır. Raif Rauf Denktaş, Kıbrıs Türk toplumunun liderlerinden biri. Zaten ikili de rvar biliyorsunuz, Dr. Fazıl Küçükve Rauf Raif Denktaş. Raif Denktaş’ın en büyük amacı, ideali Kıbrıs’da yaşayan Türklerin Rum idaresinden egemenliğinden kurtarmak, ayrı bağımsız bir devlet kurmakdı esas hedefi, hayatı boyunca bunun için çalıştı ve bunu başardı ve biliyorsunuz 15 Kasım 1983’de kurdu. Esat Fellahoğlu bildiğim kadarıyla; tabi bu isimleri siz aldınız ama çok çok daha önemli isimler varken de Esat Fellahoğlu da benim bildiğim kadarıyla Baf’da oranın komutanıydı yetkili kişisiydi; bir kasabanın yetkili Türk toplumunun lideriydi bir bölgenin lideriydi. Ordaki Baf Türklerinin direnişini yöneten bir kişiydi. Çok büyük bir faydası oldu Baf halkına oradaki mücadelede. Buranın insanlarına liderlik etmiş bir kişidir toplum lideri değildir. Türk toplumun da önemli liderler kimlerdi diye sorarsanız, birinci Dr. Fazıl Küçük sonra Raif Rauf Denktaş, Osman Örek, Burhan Nalbantoğlu.

Dosya AUD-20161205-WA0154.m4a
Parolaverirdi, Ayşe tatile çıktı giderdi serbest. Yani anlardıkki…. Kurtuluş günümüzd esabahtan o şarkı çıkmıştı. Şehit vermedik. Birtanesini vurmuşlardı çıktıydı bayrağı indirsin. Gömerdik ölülerimizi alırdık elimizle istediğimiz yere gömerdik. Olduğu gibi yıkanmamış mezara atarlardı. Çok duyardık, bir avuç köye 80 adet silahlı Rum gelirdi üzerimize doğru tup domdom kurşunu atardı, saklanırdık taşın altına. Korku içinde otururduk, aceba vuracaklarmı aceba geleceklermi aceba napacaklar bize nolacayık diye bunları konuşurduk hep. Geleydi Türkiye biranevvel mevzide çatışırken adamlar benim görümcemin kocası vardı onun oğlunu vurdular dı topuğundan ve derdi be vurursunuz bizim de atamız var. Yarın oburgün gelecek Atalarımız buraya da göreceksiniz napacak size, zannetmeyinki biz garibiz derdik kendilerine Rumca.Askerlerimize ne isterlerse mevziye götürürdü kadınlarımız. Yardımcı olurdu bazı kadınlar yemek kurtarırlardı. Yani hepsimiz evimizin kapısını açmıştık kendilerine ama çok edepsizleri vardı. Çoğu Rum kızlarına takıldılar suçsuzkabahatsız. Öyle yaptıklarını gördükten sonra çekildik askerden onlarda çıkardılar ki beğenmeyiz sevmeyiz kendilerini. Bunu da ama söylerler ki onları sevmeyiz. Halbuki biz Türkiyeliler’i çok severiz ama onlar bizim kıymetimizi bilmedi. Biz yedirdik döndülerek eğimizi bastırsınlar, çoğunun evini bastılar çoğuna zarar verdiler. Onun için o zaman biz korktuk. Biz Kıbrıs insanları yapmayız bunu birbirimize kıymayız ne öldürelim ne dövelim, dilimizle tartışırız kalırız ama onlar bize ölüme de gelir silah da çeker korkudur seni çeşit çeşitşey…Sen yedirin içirin kendini o arar sana hor gözle baksın. Bunları duyduk yani. Nişan oldular kızlarımızla sonra günleri gelince kaçıp gittiler. Sonra yol açıldı Lefkoşa’ya yol ailemiz geldi bizi görmeye geçmiş olsuna biz de onları gittik görmeye, çok sevindik kurtulduk diye artık. Bizim rahmetliği gelemedik buraya gömelim kendisini mezarlığa diye caminin önüne gömdük kendisini birkaç ay sonra başka bir oğlan öldü onu da oraya gömdük bir adam öldü çobanı öldürdü Rumlar, sürükle sürükle söylesin oğulları asker ise o da söylemedi oğullarını akıntıya vermesinler diye, adam dedi benim oğullarım asker değil ama bilirlerdi kendilerinin asker olduklarını arkasına bakmadanvurdular öldürdüler. Karmaydıkve ondan sonra su şeyettiler korkan kaçtıTürkler kaçtı başka yere onlar kaçtı başka yere. Rumların çokluk olduğu yerlerden Türkler kaçtılar, korkdular kaçtılar yerlerini bıraktılar evlerini dolu dolu bıraktılar. On defa yer değişti Türkler. Birtane gitti Gökağaç’dan Bafköylerine ekinleri vardı biçsin biraz buğday getirsiniki de kızını götürdü, kızlara dediler dönün arkanızı döndüler arkasını babalarını vurdular önlerinde. Deli oldu o kızlar kaldılar köylerinde.
harekat yapılmasaydı birkaç yıl sonra kıbrıs'ta enosis'in ilanı ile akdeniz'de türkiye'nin sıcak karnında bir yunan adası ve yunan üssü doğacaktı. orta ve güneydoğu anadolu yunan uçaklarının menziline girecekti.
çocuk kadın demeden köy basıp masum türkleri kurşuna dizen eoka zihniyetinin askerimizi karşısında görünce doğduğu yere girmesine vesile olmuştur. bütün hainlerin sonu böyle olacak.
dış dünya basınında 'attila operation' diye adlandırılan, sonuna kadar haklı nedenlerle başlattığımız ve keşke adanın hepsini alsaydık dedirten harekat.
Bir rivayete göre savaşa gelen Türk uçaklarını,Rumlar uçuş talimi yapıyor sanmış..

hey gidi koca Ecevit,o zamanlar ne abdyi taktık ne israili,nede rumu

şimdide iki tane ibne terörist parmağında oynatıyor ülkeyi.
bu gün suriye de düşürülen uçak,
israil'in yardım gemisinde öldürdüğü insanlar ve bunlar gibi olayları yaşadıkça kıymetini daha iyi anladığımız liderleri hatırlatan harekattır.

ayrıca o harektta arkamızda olan tek lider kaddafinin de bu gün türkiye cumhuriyetinin katkılarıyla hayatta olmaması ayrıca düşündürücüdür!

neyse allah süper gücümüze zeval vermesin!
kıbrısta eoka-b örgütünün enosis i gerçekleştirmek amacı ile yaptığı darbenin ardından 20 Temmuz 1974 tarihinde türk silahlı kuvvetlerinin; türkiye cumhuriyetinin kıbrıs üzerindeki garantörlük yetkisine dayanarak gerçekleştirdiği askeri harekat. harekat sonucu adadaki nicos sampson iktidarı ve yunanistandaki cunta devrilmiştir.
daha sonra rumların cenevre antlaşmasına uymamaları nedeniyle türk silahlı kuvvetleri 2. barış harekatını düzenlemiştir ve bu günkü sınırlar çizilmiştir.