zamanımda yoktu olsada giymezdim zaten. birde ışıklı olan değilde 4-5 sene önce bi avm de tekerlekli olandan gördüm bi çocukta o an hayal görmeye başladığımı sanıp korkmuştum açıkçası :) allahım sana geliyorum diyesim gelmişti resmen :)
anaokuluna gidiyordum bu ışıklı ayakkabılar çok popüler olduğu zamanlarda. henüz benim bir ışıklı ayakkabım yoktu. ama alacaklardı sürekli baskı yapıyordum.
neyse bir haftasonu alışveriş yaparken çok begendiğim çilekli nemlendirici bir çocuk ruju almıştı annem. dururmuyum, tabii ki pazartesi günü rujda benimle birlikte okula gitti. ama tolga adındaki vahşi ve de aç sınıf arkadaşım olan çocuk, ettiğimiz stratejik bir kavga sonucunda benim güzelim çilekli rujumu ısırdı. bu lanet olay sonunda hıncımı alamayıp tuvalete gitmek için izin istedim ve dışarıdaki ayakkabılıkta olan tolganın ışıklı ayakkabılarındaki ışığı söküp tuvalete attım. çişimi yapıp sifonu çekmeyide ihmal etmedim. allahım ne kadar mesuttum, öcümü almış tombul tolga'nın en değerli eşyasına gerekli zararı vermiştim.
neyse, akşam eve gittiğimde anneme olan biteni anlatmak gibi bir çocukluk gafletinde bulundum. aferin bekliyordum resmen. fakat olaylar böyle seyretmedi. bizi gizli gizli dinleyen babam yanımıza geldi ve suratıma iyi bir tokatcık yerleştirdi. ertesi gün annemle okula giderken bir ayakkabıcıdan ışıklı spor ayakkabı satın aldık, içten içe babam bana vurdu demek pişman oldu ayakkabıyla gönlümü alacaklar zannederken okula geldiğimizde annem ayakkabıları tombul tolgaya hediye etti.
beynimden vurulmuşa döndüm sözlük. kendime şaştım, evlat acısı neymiş cocuk yaşımda tattım. tombul tolganın yüzündeki gurur, sevinç, benim çaresizliğim. ne olduğunu anlayamadım bir süre. sonrası hüsran. sırf bu olay yüzünden 90larda çocuk olan benin, hiç ışıklı spor ayakkabısı olmadı sözlük.
doğum gününde biraz mutlu olması adına küçük bir adet ışıklı ayakkabı alınası insandır. büyüsede bir uktedir içinde. ince bir detaydır, çok sevindirik olur kanımca kendisi.
90 lı yıllarda yaşamışsa şayet o çocuk , büyük bir psikolojik travma geçirmiştir . bu tıpkı power rangers izlememiş , tusu basa nın filelerde 24 saat dönen topunu görmemiş çocuk gibidir . kötüdür .
Işıklı ayakkabı nedir bilmeyen çocuktur. Küçük bir çocukken ayakkabılarım delikti ve ekmek almak için karda bekliyordum. O kadar çok üşümüştüm ki iki polis beni gördü. Elimden tutup soba yanan sıcak bir karakol odasına götürdüler. Ayakkabılarımı çıkarıp ayaklarımı ısıttılar. Bana sıcak çay içirdiler. O zaman bana acıdıklarını hiç anlamamıştım. Yıllar sonra benim için üzüldüklerini anladım, onları hala unutmam.
doğuştan karizmadır. taklit ve özentiden uzaktır. büyük ihtimalle ışıklı mışıklı bizi bozar baba ne öle jan janlı filan, demiştir. velhasılı kelam büyük adam potansiyeli taşıması büyük ihtimaldir.
benim hatırladığım ışıklı ayakkabım 93 veya 94te vardı. 13 yaşına kadar bir insanı çocuk sayarsak ve 94 ü en erken ışıklı ayakkabı çıkma tarihi sayarsak 81de doğmuş bir bebeğin ışıklı ayakkabıya ulaşabilme şansı vardır. yani hemen hemen 80de doğmuş nesillerin çoğu ışıklı ayakkabının bulunduğu çağlarda çocuk olmuştur.
Haliyle çocukluğu 80de geçmiş diye bir önermenin tamamen doğru olmayacak çocuktur.
70leri orta ve sonlarında doğup, çocukluğu 80lerde geçmiş olan çocuktur denilebilecek çocuktur.
Baba askere gitmiş. Dedim annemede; "ev yaptırıyırız, baba askerden gelicek o zaman alırız".
Baba askerden geldi. Belki ışıklı aykakkabı alamadı ama tren almış.morali bozulmasın diye oynamış gibi yaptım.
Babanın yüzündeki parıltıyı görünce gerçekten sevdik. Oynadık.
ben giydim. ama bu sebepten ötürü hiç kramponum olmadı. çocuk iken babam sormuştu, ışıklı ayakkabı mı yoksa krampon mu alayım diye, ben ışığı gördüm ışığı seçtim.
ışığın ayaklar altına alınmadığı, sahip olunan şeylerin kıymetinin bilindiği zamanların çocuğudur. ayrıca zihni olmayandan çok olanla meşgul olduğu için gayet dengeli bir çocukluk geçirmiştir.