küçük tayyip okula yaya giderdi.okula giderken annem elimden tutmazdı.ayakkabılarım delik deşikti.yağmurda, kışta, sıcakta ayaklarımın kızardığını bilirdim.ve bir gün küçük tayyip başbakan oldu herkesin ayaklarını kızarttı.
delik ayakkabılarının öcünü hepimizden alıyor. delik ayakkabı bıraksa yine iyi bu gidişle ayakkabı da bırakmayacak halk ta.
(bkz: durmak yok soyguna devam)
ilkokula bile özel şoförlerle gidenlerin başbakan olmasından sonra, kasımpaşa'da okula giden bir vatandaşın başbakan olması durumu. ee o delik deşik ayakabılar, o özel şoförlü takımın neresine girer siz karar verin!
"Ben çok fakir bir ailede büyüdüm. Bizim kendi özel arabamız yoktu ve okulum 30- 40 dakika mesafedeydi."
"Yağmurda, çamurda, kışta ayaklarımın kızardığını bilirim. Şimdi biz çoluğumuza çocuğumuza o ayakkabıları layık görmüyoruz, çok daha farklı bir noktadayız."
ne güzel memleket değil mi? nerelerden nerelere gelmişiz. sanki geçen yıl erzurum'da okulundan evine dönerken donarak ölen çocuk bu ülkede değilmiş gibi.
Ölmeyecek kadar şanslı olan ve Taşımalı ilköğretim uygulaması ile eğitim alan köy çocuklarının ulaşım sorunları devam ederken, şehirlerde yaşayan çocukların kış aylarında sınıflarda ıslak ayaklarla ders yaptıkları biliniyor.
istanbul'da yaşanan son sel felaketinden sonra "Derelerin intikamı ağır olur" diyerek, bölgede yaşayan insanları suçlayan Başbakan'ın "ayaklarını ıslatarak" okula gelen öğrencileri AKP karşıtlığı ile suçlaması bekleniyor.
sol.org.tr
ya madem gördün fakirliği, hala niye üşüyor bu çocuklar? bak ölüyor demiyorum?