bir süre sonra herkesi tanır hale gelirsiniz. keyfinizce içip, sapıtamazsınız. sokakta şarkı söyleyemezsiniz. kaldırıma oturup ağlayamazsınız. kılık-kıyafetinize dikkat etmek zorundasınızdır. eve gelen gidenler komşularınzın merak konusudur. aşırı bir sahiplenme. şöyle bir gönlümce yürüyüyeyim avare avare yağmurda deseniz, 50 tane araba durur yanınızda, gideceğiniz yere götürmek niyetinde, maksadınızı söyleseniz deli derler size.
bunlar dezavantajlarıdır tabi. avantajları da çok fazladır. organik beslenmek ve her derdinizde sizden önce koşuşturacak birilerinin olması. ayrıca her türlü resmi işlem çok kolaydır. ama yine de büyük şehirde büyümüş biri için çok zordur.
bazen güzel bazen yaşayamamaktır. eğer ki büyük şehre alıştıysanız sizin için sıkıntılı geçebilir, hele gençken. ama orada doğup büyüdüyseniz sizin için vazgeçilmez olabilir. ama bir gün oraya dönüş olacaktır olmasa bile içinden hep geçecektir.
Bilecik küçük bir şehir ve ben burada üniversite okuyorum çoğu öğrenci bu durumdan yakınır ama ben seviyorum kalabalıktan uzak sıcak bir yer. ama aradığın çoğu şeyi bulamamak kötü bir durum küçük bir yer olduğu için ama ben memleketime gittikçe tedarik ediyorum. bir de yiyecek gibi bakan askerler olmasa süper olurmuş.
Hayatın zevkini çıkarabilmeniz için yapmanız gereken bir davranış. Trafikten uzak kalırsınız, hiçbir korna sesi duymassınız, gürültü kirliliği olmaz, temiz hava almış olursunuz, fabrikaların pis kokusundan uzak durmuş olursunuz vb.
üniversite okumak maksadıyla bir kaç sene yalvaç'ta geçirmektir. sokak lambalarının direklerine konuşlandırılmış megafonlarla ilanları, kayıp bebekleri, yanlış yere çekilmiş araçları anons eden o iğrenç sesi her sabah duymaktır.
bazı insanların emeklilik hayali , kaçış tatilleri mekanının ev sahibi olmaktır. hayatı basit yaşamaktır. basit alışveriştir az hırs az yorgunluk az trafik kirli olan herşeyin azı , huzurun , kolaylığın en çok olduğudur. ait olduğum ama çok uzaklarında bulunduğum şehirdir. (bkz: kastamonu)
Emekli olunca ege kıyılarında bir köye yerleşme isteğimdir. Oraya yerleşip tamamen soyutlanmak istiyorum herşeyden. Nereler olabilir; Aydın, Muğla, Denizli bir çok şehirin köyleri olabilir.
Şu var ya şu, benim hayattaki en büyük hayalimdir. 3 büyük şehirde hatta kocaelini sayarsak 4 büyük şehirde de bulundum, elimde olan sonuç; ufak bir şehirde, mutlu komşularla, sabah selamını alabileceğin insanlarla yaşayabilmek; kıymeti bilinmeyen bir şans.
ananemlerde görüyorum, ayvalık- ören de yaşıyorlar, hep komşular, bir mutlu ege insanı hali; hep güzellik. Dedikodu olmuyor mu, oluyor. Ama o dediğin büyük şehirde de oluyor.
bulunduğu yeri yaşanabilir ya da yaşanamaz yapan insandır, onun için büyükşehir de küçük insanlarla yaşamaktansa küçükşehirde büyük insanlarla yaşamak evladır.küçük bir anadolu şehrinde küçük insanlarla yaşamaya mecbur olmak mı ? Allah sabır versin efendim.
hayatının yarısını küçük şehirde, diğer yarısını da büyük şehirde yaşamış birisi olarak söylüyorum ki küçük şehirde yaşamak inanılmaz sıkıcıdır büyük şehre alışınca.
büyük şehir her şeyiyle insanlara büyük nimetler sunar. hatta o kadar fazladır ki bu nimetler, sen onlar sana geldiğinde değil, senin canın istediğinde onlara kavuşursun. büyük şehirde yaşamak seçme hakkına sahip olmaktır.
yok hacı yok, trilyonlar verseler bir daha kimse o anadolu şehrine tıkamaz beni. yıllarımı boşuna yaşadığımı anladım istanbul'a gelince.
burası dünyanın incisi, boru mu?
sıkıldım buradan gitmek istiyorum diyip,dur bir ikigünlüğüne test sürüşüne çıkıp döndüğünüzde oh diyip iyiki ani bir kararla kapıyı kapatmadım sana küçük şehrim dersiniz. her yer yakındır.her imkan vardır.sadece arada sıkıldığındahaftasonları atlayıp arabaya bir izmire bir ankaraya bir istanbula gidip gezer gelirsiniz.yazın tatil yörelerinde geçirir işinize oradan gidip gelirsiniz.bulunduğum yer çok güzel bir yer.
yıllık tatil için ve emekli olduktan sonra yapılması ideal olandır. bu şehirlerde genelde insanın hayallerini süsleyen güzellik doğa ortamıdır. yeşil mavi içiçe olacak, sessiz, sakin, mütavazi bir şehir olacak , başkaları için değil kendin için yaşayacaksın artık kimseye değil kendine hizmet edeceksin yazarken bile heyecanlandırır bu hayal insanı, örneğin amasra.