t ve k' nın yazım ve söylemde yer değiştirdiği, genetik olarak türk çocuklarından ve tüm dünya çocuklarından hiçbir farkı olmayan çocuklardır. gelişmiş dönemlerinde yetişkin adı alacaklardır. o dönemde de türk yetişkini ve tüm dünya yetişkinlerinden hiçbir farkları olmayacaktır en azından biyolojik açıdan. gelişmde sonradan eklenenler, tüm dünyanın sorunudur.
adı üstünde, onlar da bu ülkede yaşayan çocuklardır. ancak çocuk olmaları, bazı entry'lerde görüldüğü üzere, onları ırkçıların sadistçe hakaret ve fantazilerinden kurtaramamaktadır.
(bkz: ırkçılığın dayanılmaz hafifliği)
türk çocuklarından farklıdır.iki elinden birinde taş, diğerinde molotof kokteyli vardır.karnını doyuran devletin polisine taş atıp, türk halkının vergileriyle alınmış otobüslere molotof kokteyli atar.içinde insan olup olmaması önemli değildir;yakabilir, yıkabilir,öldürebilir çünkü o kürt çocuğudur ezim ezim ezilmiştir senelerce. köylerine gelen öğretmenlerin,doktorların,hemşirelerin birçoğunu öldürmüş en az bir abisi veya ablası vardır.sosyal devlette sanki sivastan öncesi çocuklar kahvaltıda havyar yiyip,özel arabalarla okula gidip,lalalarla büyütülüp, altından wc'lere sıçmaktadır.
Türk çocuklarından pek bir farkı yoktur. 2 eli, 2 ayağı olan bir insandır. Sabahları kahvaltı yaparlar. Genelde karasal iklimde yaşarlar. Okula giderken 20 metre karın üzerinde gittikleri olmuştur. Silah sesleri doğallaşmıştır o küçücük kulaklarında. Türk çocukları bilgisayar başında savaş oyunlarının dibine vururken onlar köylerine gelen 1 bilgisayara öğretmenlerinin izni olmadan dokunamazlarlar. Sosyal devlette Sivastan sonrasına hakettiği değeri vermeyen nesillerin ürünü olarak haliyle iyi sayılamayacak bir yaşamları vardır.
ıhlamur'da, aşağıdan geçen arabalara taş yağdırırken yakaladığım,
önce ikaz ettiğim,
dinlemeyince suratına bir tane çaktığım,
''s----r o----u a---a koduğumun'' küfürlerinden sonra,
çeşitli tehditler yağdıran,
7-8 yaşlarında,
okul zamanı, okula gitmeyen,
sokaklarda hayinlik yapan çocuklardır.
yaklaşık 1 dakika önce oturduğum sokakta ellerinde bıçaklarla ortalarına aldıkları bir genci yaralamaya çalışan orospu çocuklarının da içerisine dahil oldukları güruh.
Bu ülkenin diğer çocuklarından farkı olmayan çocuklardır. bu ülke için ölmesini de bilen çocuklardır. çanakkale'de, arap çöllerinde, allahuekber dağlarında ve şehit verilen herbir yerde örnekleri vardır. görmek istemeyenlerin gözüne giresidir.
olaya kürt çocukları olarak değil bu ülkenin çocukları açısından bakılmalıdır. zira eğitimsiz çocuklar her türlü tehlikeyi içselleştirebilecek çocuklardır. ki türkiyedeki bu yanlış eğitim sisteminin ürünlerini doğuda terör örgütünce kandırılmış, batıda 'bunlar pis kürt çocukları' gibi düşüncelerle bu topraklarda yaşayan insanları kategorize etmeye çocukluktan alıştırılmaya başlanmış çocuklar olarak görmek zor değildir. şimdi bu çocuklara daha kaliteli bir eğitim verilip olacakları düşünerek hayallere dalalım.
kandırılmaya müsait eline 20ytl verdiginizde sizin icin her cesit isi yapabilecek cahil insanlardır cahil dediysem aptal degildirler cok kurnazdırlar. (emin olun bunu onları assagılamak icin söylemiyorum 15 senedir iclerinde yasıyorum ve kürtleri cok cok iyi tanıyorum)
Çocuktur, Masumdur, Hayatı bilmeden kim ney nasıl olur anlamadan tek derdi Mahallede oynanan Oyun olan çocuktur. Bilmez kurt nedir, Turk nedir anne kokusu bilir, baba korkusu.. Yani senin benim gibi buyur.
lümpen barzoların kürt çocukları üzerinden çakma duygusal triplere girmesi alıştığımız bir şey.
ben bütün kürt çocuklarının bilinçaltında devletten nefret ettiğine inanmıyorum. çünkü ırkçı değilim. buna inananlar var tabi. onlar öyle mutlu. bilinçaltında devletten nefret etmek ayrıdır, bunu dağa çıkıp 20 yaşındaki gençleri öldürerek yapmak ayrıdır. bu yolu seçen kürt çocuğunun sonu da geberip gitmektir. zerre kadar üzülmem. o apoletler de kendi kaba etlerine girebilir tabi. dikkat etmek lazım. babalarına bok yedirildi o yüzden nefret ediyorlar argümanı da oldukça zayıf, en basitinden tarihteki kürt isyanlarından, hareketlerinden bîhaber olmayı gerektiriyor her şeyi buna dayandırmak.
kesinlikle kimliginin ve aidiyetinin farkinda olan cocuktur. oyle ki;
daha ortaokul siralarindayken bircogumuz, osmanli imparatorlugunun yukselme devri ile birlikte, saha kalkan fethetme, avrupayi, doguyu, batiyi yani "otekini" yenmenin gururu ile derse daha cok alaka gosterip, hayal dunyamizda ki o iri yari pala biyikli yenilmez, egilmez, bukulmez, yeniceriler gibi savas meydanlarina birer cengaver olarak inip savasmadik mi? yukselme devrinin ilgili padisahlarinin isimleri hala aklimizda degil midir? "kitalari birer ipek kumas gibi kesip biciyorduk. kelleler damliyordu kilicimizdan. bir biz vardik cihanda bir de kuffar..."
ama duraklama ve cokus devri baslayinca, bir can sikintisi, bir melankoli, inceden bir depresiflik sarardi bunyeyi. "ulan bari balkanlar kalsaydi, gitti kirim'da gitti, vay araplar da ihanet etti ha"... diyerek bilincsizce ve farkinda olmadan da olsa onca zaferin ardindan gelen bu yenilgilere dayanamaz ve derse olan alakamizi keserdik. cunku "zafer sabahlarini kovalayan bozgun aksamlari" tahammul edilesi degildir artik. duraklama ve cokus devri padisahlarinin bircogunun ismini bilmeyiz. o donemde ki savaslarin adinida...
iste butun bunlar "aidiyet" duygusunun neticesinde ortaya cikar. birey ancak ve ancak kendisini bir topluma raptederek, kendi dunyasinin disina ilk adimi atar. iki yasindayken cinsel kimliginin ne oldugunu fark eden su garip yaratik, inanin bana ilkokula baslarbaslamaz hatta daha oncesinde bile etnik kimlik olarak ne oldugunu idrak etemesede oteki oldugunu, baskasi oldugunu bilir. ustelik yeniceri olmak icin hayal dunyasinda savas meydanina inemesine gerek yoktur cunku savas evinin dibindedir, en reel haliyle. o kurttur. zaten turk dedikleri, sevimsiz ve yuksek lojmanlarda yasayan, ya polis ya asker uniformasi giyen, turkceyi bizim sivemizle degilde, ayni televizyondakiler gibi konusan adamlardir, kadinlardir. baskasidirlar, bizden degildirler. onlar bunu bilir.
kimliklerinin farkinda olan butun "kutsal meleklerin" gozlerinden operim.
kirli, propaganda dolu işlere karıştırılmış çocuklardır. çocuktur onlar ve çocuk. üstelik çocuk bunlar inanabiliyor musunuz? bunların çocuk olduğunu söylemiş miydim?
belki katil olacaklar, belki öğretmen, belki doktor, belki de boş sokaklarda volta atacaklar. atacaklar. caklar. cak.
henüz çocuk bunlar, bizim çocuklarımız. büyüklerinin ideolojileriyle karıştırılmaması gereken çocuklar.
kurt cocugu olmak ayni donemdeki akranliran mukayese ile birden bire buyumektir. Neden mi? Bir kurt cocugu olarak ohal'de buyumusseniz bilicaltinizda dunyanin neresine giderseniz gidin kendinizle gorureceginiz bir gecmisiniz vardir.
Kurt cocugu olmak;
-catismalar bitip sabah olunca, duvarlara ve agaclara saplanan mermileri yerinden sokmeye calismaktir. (sansli iseniz, fazla derine gitmemis yamuk yumuk mermi cekirdekleri edinmektir.)
- kac yasinda oldugunuzu onemsemeyen ozel harekat timlerinin nefret dolu bakislari ile otekilesmeye merhaba demektir.
-polis karakoluna cok yakin olan, sehrin tek cocuk parkinda ki tahtaravelli, kaydirak ve salincaga sadece uzaktan bakmak zorunda olmaktir.
-ayni sinifi paylastiginiz subay cocuklarinin anadolu lisesi sinavlarina hazirlanirken sahip olduklari kitaplara sahip olamamanin verdigi hirsla, sinavda derece yapabilmektir.
-basta sivan perwer olmak uzre evde ki butun kurtce kasetleri bir torbaya koyup, evin bahcesine gommektir.
-carsi iznine cikmis bir grup askerin burnuna giden guvec kokusunu fark eden ve lokantanin icini urkek bakislarla izleyen o askerlere guvec yedirip parasini almayan "cahil", "kro" amcanin, savas halinde bile kurt misafirperverliginin ne demek oldugunu gostermesine sahit olmaktir.
-tercih yapmak zorunda kalmaktir. pkk'nin kepenk indirme karari almasiyla, bu karara uyan esnaf hakkinda yasal islem yapilacagini anons eden polis arasinda tercih yapmak zorunda kalan, alacagi karar ne olursa olsun bir taraf icin mutlaka hain ilan edilecek babanin caresizligini gormektir.
-yillar sonra new york'ta, cocuklarini son model jeeplerle okuldan alan ailelere ve o sansli veletlere baktikca, kendi cocukuguna, devletine, etnik kimligine, machiavelli'ye, reel politikaya, raison d etat politikasina, aristoya, siyasi tarihe, felsefeye, psikolojiye, feodal duzene, dine imana, gelmisine gecmisine kufredip "salt bir intikam" arayisi ile degil, tecelli etmesi gereken adaletin "guc" ile ilintili kismina, "kardeslik" kismindan daha fazla onem vermektir.
bütün maddi imkânsızlıklar geçilse bile-hoş üzerinde durmak gerek ya- bu çocukların kültürünü yaşatmasına izin vermediğimiz için eziliyor diyebiliriz. hadi diyelim türk çocuğu da aç sefil, ama en azından türkçe konuşabiliyor. geleneklerini göreneklerini öğreniyor ne biliym türk oluyor işte. ama sen kürt'e sen zorla türk'sün dersen isyan eder tabi ki.
daha kavgacı olurlar, daha bir asidirler. nedeni çok basit. bende yaptım onların yaptıklarını çünkü varolma mücadelesi dedikleri şey bu olsa gerek. türkiyenin batısında doğdum büyüdüm ama anam babam batmanlı işte. Hani dağ türkü'müdür, yoksa kuyruklu kürt müdür onlardan. ilk okula gittiğimde tukrçem çokta iyi değildi. konuşmazdım çok, dalga geçerdi arkadaşlar, söylemeyemzdim onların söyledikleri tekerlemeleri. dahası hep orta geldi türkçe dersim. mahallede ise oyun falan yok bize, kim oynasın ki Allah'ın kürdüyle. dışarı çıkardık işte babamızın bir iş yeri vardı orada onu getir, bunu getir. dahası fazla gelir bize. okullarda bazen gördüğümüzde kürt akrabaları, kürt arkadasşları konuşmazdık kürtçe. hocalar kızardı. kesinlikle olurdu bir tane mhp'li hoca. takardı bize. hep sorardı kürt müsün, türk müsün? hatta bir türkçe hocası vardı sınıfta kürtler parmak kaldırsın derdi. kaldırmaya ne gerekki anlaşılıyor hemen konuşmadan. çalışır ederdik bir şekilde geçerdik derslerden.
bazen ülkücüler gelirdi onlarla kapışırdık, durduk yere sataşırlardı abimize, bacımıza. işte o zamanlar öğrendik biz benim arkam var demeyi. yanyana gezerdik gençken sokakta dadanan olursa diye. 1995 yılları güneydoğu boşaltılıyor, akın akın geliyorlar kürtler izmire. bir tarafta devlet baskası, diğer tarafta pkk baskısı kaçıp geliyorlardı, ne yapsın garibanlar. sözüm ona kürtlerde kardeşimiz diyen batılıların yanına. geldiler ne oldu, çok duydum ben kürtlere biz kiraya ev vermeyiz diyenleri, bu mahallede kürt istemeyiz diyenleri. canım kardeşlerim ne iş verdiler ne aş. boş naraları çok duydum ben. hani yokmuydu hürmet eden, vardı ama onlarda şunu derdi hep 'olsun onlarda insan'. bu kadardı merhameti yüreklerin. çorba'da bir lokma ekmeğini sakınanlar bu memleket hepimizin derlerdi birde. hep yalan, hep dolan. sonra ne mi oldu, bu koca şehirlerin günah keçisi gene kürtler oldu. işsizlik kürtlerin yüzünden , çarpk kentleşme kürtlerin yüzünden, hırsızlık kürtlerin yüzünden... saysam bitmez.
herkesin ağzında bir laf eğitim gerekli diye, ne eğitimi geçin bunları, ben eğitilmiş olupta o cahil dediğiniz kürtlerden daha beterlerini gördüm. eğitimden önce yüreklerimize biraz merhamet, sevgi, hoşgörü gerek.
edit: efendim sanki bu yazımda kürtlere büyük bir baskı varmış havası var gibi anlaşılmasından korkarım çünkü öyle bir şey yok. hayatım boyunça haddini bilmez bir iki kişiyle karşılaştım. yanlış anlaşılmak beni çok üzer.