sadece onlar fakir anasını satayım, sadece onlar açlıkla büyüdü, sadece onlar dışlandı, kars ta yaşayanlar hiç yoksulluk çekmedi, ardahan ın dağındakiler köşklerde saraylarda yaşadı. bursa'da da hiç fakir yok. şu kurduğum cümleden utanıyorum, neden mi? "onlar" dediğim için, kardeşim senin kürt olman, benim eskimo olmam, diğerinin avustralyalı olması ne değiştiriyor? benim bokum yeşil mi? hepimiz insanız insan! hepimiz aynı bokun içinde yüzüyoruz. benim de yıllarca adam gibi ayakkabım olmadı, ki düşündüm de hala yok lan. ben de çoğu zaman yarı aç gezdim, hala da öyle. ama ben açım diye dağa çıkıyo muyum? açım diye benim gibilerin canını alıyo muyum? yoldan geçen kadına kıza laf atıyo muyum? zevk için ya da tipini sevmedim diye adam dövüyo muyum? acitize yapmayın lan artık, herkes aç işte. kürdistanmış, tabi canım, tabi güzelim, insanların anlamadığı hepimizin topun ağzında olduğu, önce kendini düzelticeksin, maşa olmayacaksın kendini kullandırmayacaksın. sonra ben bireyim diyeceksin. siz aç gezdiniz de biz havyarla büyüdük sanki mna koyim.
doğuyu siverek'ten nusaybin'e, cizre'ye kadar görmüş biri olarak açık yüreklilike söyleyebilirim ki, aileleri ve akrabaları tarafından ciddi şekilde devlete karşı doldurulan çocuklardır. şimdi hiç kimse oradaki çocukların fakirliği, kirli yüzleri, ayakkabısızlığı, eğitimsizliği, öğretmensizliği üzerinden edebiyat yapmasın. bu fakirlik maalesef sadece doğuya özgü bir durum değildir. akdeniz'inden ege'sine kadar her bölgede sabah programlarına konu olabilecek onlarca hikaye, fakirlik, çaresizlik vardır. buradaki en büyük hata, daha düne kadar yan yana sorunsuz yaşayan binlerce insanı birbirlerine karşı ötekileştirmektir, kasıtlı olarak türkiye'nin her yeri güllük gülistanlık, herkes bir eli yağda bir eli balda yaşıyormuş da bir tek doğu fakirmiş gibi göstermeye çalışmaktır.
sahil kısımında, batıda turstlere gerek görsel gerek fiziksel olarak rahatsızlık verip her yıl ülke turizmine onlarca milyon lira zarar vermektedirler bu çocuklar.
didime gittim, ben. beni bir zaza karşıladı. mavi şehirdeki pazarda dolaşırken böbürleniyordu. oraların ekmeğini bu adam yiyordu.
istanbulda arabamı park ettim, devletin sokağına. bıyıkları aşağı sarkmış bi ülkücü alıyordu otopark parasını.
mesele, rant meselesidir. iki uç da kullanılıyor. devletin bilinçli ihmaliyle, mağduriyet yaratıldı; bu bir gerçek. ve mağdurlar da harika birer maşadır rant yemek için.
mesele illa bir olmak, tek olmak da değildir. mesele beraber olmaktır. birlikte yaşamaktır, ortak bir gelecek istemektir. bu çocuklarda beraber yaşama arzusu uyandırırsak o zaman çözülür herşey. bir olmaktan öte beraber olduğumuz zaman türküye oluruz.
Çocuğun "benim arkam var lan, senin ebeni sikerim" söylemi üzerinden türk çocuğu, kürt çocuğu şeklinde analiz yapabilen süper sonik şahsiyetleri görmemizi sağlamış hededir. Şimdi o çocuk türk olsaydı ve "benim arkam var lan, senin ananı sikerim, orospu çocuğu, siktir lan, sen kimsin bana dokunuyon" deseydi aynisi yazilacak miydi ayrıca merak ediyorum. Onun dışında zor şartlarda, eğitimsiz, hastanesiz, yoksulluk içerisinde büyürler. okumak için okula, ders çalışmak için elektiriğe, oynamak için lunaparka hasrettirler. taş atarlar, polis saldırısına uğrarlar, küçük yaşta devlet ile karşı karşıyalardır.
ailesine 'çocuk parası' verilir, eğer ailesi aşı olması için sağlık ocağına götürürse üstüne para da verilir. suya da para ödemek yoktur, devletin yardımını alan belediye karşılar, elektrik de kaçak kullanılır onun büyüdüğü yerde. van, ığdır, kars civarında yaşıyorsa muhtemelen mazot kaçakcısı olur ilerde, muş civarındaysa hayvancı olup kaçak et satar, göç edip böyük şehre giderse ya eroin kokain satar, ya da gasp eder, araba çalar, çalamadıysa yakar. hiç biri olmadı memleketinde kalıp namusuyla çalışcam derse, devlet onun bölgesine teşvik de sağlamıştır, az vergi alır o bölgelerden, istihdamını düşünür. taş üstüne taş koymasını isteyen de yok he, polise taş atmasın, silah almasın eline yeterdir devlet için.
tüm bunlara rağmen polise taş atması sebebiyle kafasına dipçik yediyse arkasından milyonlarla desteklenir. polisi, jandarmayı görevinden aldıracak kürt milliyetçileri vardır arkalarında. ama bıybıy konuşurlar, eziliyoruz diye çemkirirler. ezilmişlik vardır içlerinin taa derinliklerinde, kimse söküp atamaz o ezilmişliği.
her halukarda kötülenmeye mahkum entry olacaksamda olurum, zira;
biz kürtlüğe değil kürtçülüğe, türklüğe değil türkçülüğe karşıyız dedirtebilir pekala.