ekonomik sorunlarından daha fazla hissedilen sorunları olan çocuklardır.
ataerki içinde büyüyen, çok bireyli ailelere doğan bu çocuklar aynı zamanda herhangi bir yerde kürtçe konuştuklarında aşağılanma, ceza ve yaptırım görme tehdidi ile büyümüşler, hapislere düşünce sadece kendi dilini bilen anneleri ile iletişime bile geçememişlerdir görüş günlerinde. nedeni dilleri, kültürleridir.
yıllar yılı apoletli bazı şahısların insanlıktan çıkmış rezilliği ile, ki elbette emir komuta zinciri ile tertiplenen bu yapılanmalar bugün deşifre edilmekte ve umarım hak ettiği yaptırımın en azından bir bölümünü görecektir, ölüm kuyularına, asit kuyularına, sonu ölümle bitecek "sorgu odalarına", cudi dağının sırtında kelepçelenecekleri ağaçlara mahkûm edilmiş ve öldürülmüş, bir pislik gibi sahipsiz bırakılmış babalarının cesetleri ile büyümüştür bu çocuklar.
en yakın zamanda vücuduna yaşından çok kurşun boşaltılan bir örnek için:
her şeyden ama her şeyden önce çocukturlar. dil, din, ırk ayrımı gibi kavramlara henüz uzaktırlar. sokaklarında oynarken bir uzaylı gelse onunla bile oynarlar. çünkü henüz içlerinde büyüklere has savaş gibi, kavga gibi, ayrımcılık gibi lanet olası tohumlar yoktur. ve yine lanet olası büyüklerin dünyasında bir piyon gibi kullanılırlar. çocukturlar lan onlar çocuk. bırakın oyun oynasınlar, gülsünler. ileride ağlamak için çok zamanları olacak nasıl olsa.
dünya üzerindeki dış etkenlere karşı en dirençli çocuklardır.. yemişim eskimosunu, aborcinini.. bilimsel çalışma isteyen varsa -10 derecede yalın ayak dal taşak sokakta kar üstünde gezen kürt çocukları buna en güzel örnek olacaktır.. hakikaten merak ediyorum, o soğukta bizim tarafın günde üç öğün süt içen, kinder süpriz yumurtasından hüpleten çocukları 5 dakika dursa o soğukta geberirler. bunlara birşey olmuyor.
ya da kürt türk çocukları değil de bu , yoksullukmu kötü desem aslında işin iç yüzü, bilemedim arkadaş..
"diyorum ki, farklı insanların varlığını vazgeçilmez sayan, hayatın devamında birlikte bulunmanın gerekliliğini kaçınılmaz sayan bir kültürden geliyoruz." *
kimileri eksik olsun bu kültür diyebilir, eksik oldu zaten.
her şey yarım. silkelenin.
önüne hangi sıfat getirilirse getirilsin çocuk çocuktur. hiç bir yanlışları için onları suçlamak, yaftalamak doğru değildir. kürt çocukları, o.çocukları,arap çocukları. her ne olursa olsun çocukturlar. ve sadece şefkat ve güleryüz ile cıvıl cıvıl yapmak mümkündür dünyayı.
Fakirlik edebiyati yapilarak, ulkenin diger bolgelerinde yasayan yoksul cocuklarin varligi gozlerden kaciyor ve mevcut sorunun ekonomik ve sosyal olsundan yola cikip bu kadar buyutulmemesi gerekir diyecegim geliyor ama soruyorum kendi kendime "neden manisada bir yoruk cocugu, rizede bir laz cocugu, mardinde bir arap cocugu bilincaltinda devlete karsi bir antipati gelistirmiyorda, kurt cocugu devletten nefret ediyor?"
Acaba bu cocuklarin babalarina, gozleri onunde asker tarafindan atilan daykalarin, yedirilen boklarin "fakirlik edebiyatindan" ote bir nokta etki ettigi dusunulebilir mi?
Binlerce cocuk taniyorum, olaganustu hal bolgesinde buyumus, bu zulmu yapan askerlerin apoletlerini sokup kiclarina sokmadan asla ve asla silahlarini birakmayacaklar.
"Haksiz yere akitilan kan kurumaz" diyor eski bir pers krali.
turkiyenin kurdistan sorununu cozememesinin ve asla cozemeyecek olusunun nedeni aslinda sudur;
pkk nın yeri gelip direkt silahla öldürdüğü yeri gelip de dağa çıkması için kandırıp öldürttüğü çocuklardır.
not. pkk sempatizanı kardeşim eksi oy vermen problem değil de o çocukların yok edilmesi gerçek bir problem. henüz kundakalrında katledilen bebekleri unutma tek bahaneleri vardı onları katledenlerin : korucuların bebekleri olması.
günümüz şartlarında şımarma lüksüne sahip olamamış çocuktur.
mutemelen bir ailenin sayılamayacak kadar çok evladından biridir. yine muhtemelen eğitim seviyesi düşük olan bir ailenin çocuğudur, yine muhtemelen fakir bir ailenin çocuğudur, yine muhtemelen birey olabilmesi için, gösterilmesi gereken ilgi ve eğitimi görememiştir. yani hayata 3 puan, hatta 5 puan geriden başlamıştır.
onun hayata bu kadar geriden başlamasında hepimizin payı vardır. belki onun haklarını gasp etmiyoruz fakat en iyi ihtimalle onun hakkını gasp edenleri görüp seyirci kalıyoruz.
yanına hangi sıfat konursa konsun, çocuktur sadece tanımı. çocuk. günahsız, temiz, kötülük görmeden henüz, candır, birtanedir çocuk, neşedir, dudaktaki gülümseme, büyüklerin içindeki masum kıskançlık hissidir çocuk... kürt de olsa türk de olsa çocuk o sadece. minicik bir çocuk. unutma, elleri senden çok daha minik...
çoğu iyi şartlar içinde olmayan ve ne yazık ki çocuk işte adı üzerinde çocuk olduğu için saf olduğu için kandırılan pislik işlere alet edilmeye çalışılan bu vatanın evlatlarıdır.
pkk'ya katılmaları durumunda hayatlarının hatasını yapacak çocuklardır. ayrıca kürt diye bir şey yoktur onlarda türk'tür. yalnızca kendilerini kürt sanırlar.
adı üstünde çocuktur. kürdistanı, angolası yok bu işin. her ne kadar bazı hayvanlar insanın tek masum çağının süresini kısaltmaktan, taraf olmayı, kavga etmeyi çocukların zihinlerine kazımaktan haz alıyorsa da çocuk sadece çocuktur. kutsallığı da buradadır, doğduğu yerde, anasının babasının milletinde değil. aklı olan biliyor bunu, aklı olmayan da emziğini alıp oyuncak tüfek veriyor çocuğunun eline.
kürdistanın kutsal melekleriymiş... yakalanıp da asmaya kıyılamayan köpek de "cennetteki babanız" mıdır, nedir?
bazen yoksullukla acıtasyona, bazen cahillikle geri kalmışlığa, bazen terörist suçlamasıyla, bazen sözde kürdistan'ın gelecek vaad eden önemli şahsiyetine monte edilen insan evladıdır. şimdi arkadaşım bu çocukların böyle olması kimin suçudur? en başından başlamak gerekir! eğitimsiz ve fakir yaşaması kimin suçudur? bok attığın devletin mi? yoksa bakamayacağı kadar çocuk yapan aile büyüğünün mü? yoksa kanına girip devlete karşı kışkırtan, mitinglerde eline taşı tutuşturup 'bak bu yöne doğru atacaksın' diye yol gösteren geri zekalının mı? yoksa çıkarılan isyanı bastıran görevli polisin mi? adı üstünde çocuktur! ne fikri olabilir ki, sen zorlamazsan yada yol göstermezsen! yada çalışmazsan kim harçlık verebilir ki onlara. onların sefalet ve eğitimsizlik içinde yaşamasına onlar mı izin veriyor yoksa sen mi? bir düşün bakalım.
daha kavgacı olurlar, daha bir asidirler. nedeni çok basit. bende yaptım onların yaptıklarını çünkü varolma mücadelesi dedikleri şey bu olsa gerek. türkiyenin batısında doğdum büyüdüm ama anam babam batmanlı işte. Hani dağ türkü'müdür, yoksa kuyruklu kürt müdür onlardan. ilk okula gittiğimde tukrçem çokta iyi değildi. konuşmazdım çok, dalga geçerdi arkadaşlar, söylemeyemzdim onların söyledikleri tekerlemeleri. dahası hep orta geldi türkçe dersim. mahallede ise oyun falan yok bize, kim oynasın ki Allah'ın kürdüyle. dışarı çıkardık işte babamızın bir iş yeri vardı orada onu getir, bunu getir. dahası fazla gelir bize. okullarda bazen gördüğümüzde kürt akrabaları, kürt arkadasşları konuşmazdık kürtçe. hocalar kızardı. kesinlikle olurdu bir tane mhp'li hoca. takardı bize. hep sorardı kürt müsün, türk müsün? hatta bir türkçe hocası vardı sınıfta kürtler parmak kaldırsın derdi. kaldırmaya ne gerekki anlaşılıyor hemen konuşmadan. çalışır ederdik bir şekilde geçerdik derslerden.
bazen ülkücüler gelirdi onlarla kapışırdık, durduk yere sataşırlardı abimize, bacımıza. işte o zamanlar öğrendik biz benim arkam var demeyi. yanyana gezerdik gençken sokakta dadanan olursa diye. 1995 yılları güneydoğu boşaltılıyor, akın akın geliyorlar kürtler izmire. bir tarafta devlet baskası, diğer tarafta pkk baskısı kaçıp geliyorlardı, ne yapsın garibanlar. sözüm ona kürtlerde kardeşimiz diyen batılıların yanına. geldiler ne oldu, çok duydum ben kürtlere biz kiraya ev vermeyiz diyenleri, bu mahallede kürt istemeyiz diyenleri. canım kardeşlerim ne iş verdiler ne aş. boş naraları çok duydum ben. hani yokmuydu hürmet eden, vardı ama onlarda şunu derdi hep 'olsun onlarda insan'. bu kadardı merhameti yüreklerin. çorba'da bir lokma ekmeğini sakınanlar bu memleket hepimizin derlerdi birde. hep yalan, hep dolan. sonra ne mi oldu, bu koca şehirlerin günah keçisi gene kürtler oldu. işsizlik kürtlerin yüzünden , çarpk kentleşme kürtlerin yüzünden, hırsızlık kürtlerin yüzünden... saysam bitmez.
herkesin ağzında bir laf eğitim gerekli diye, ne eğitimi geçin bunları, ben eğitilmiş olupta o cahil dediğiniz kürtlerden daha beterlerini gördüm. eğitimden önce yüreklerimize biraz merhamet, sevgi, hoşgörü gerek.
edit: efendim sanki bu yazımda kürtlere büyük bir baskı varmış havası var gibi anlaşılmasından korkarım çünkü öyle bir şey yok. hayatım boyunça haddini bilmez bir iki kişiyle karşılaştım. yanlış anlaşılmak beni çok üzer.
bütün maddi imkânsızlıklar geçilse bile-hoş üzerinde durmak gerek ya- bu çocukların kültürünü yaşatmasına izin vermediğimiz için eziliyor diyebiliriz. hadi diyelim türk çocuğu da aç sefil, ama en azından türkçe konuşabiliyor. geleneklerini göreneklerini öğreniyor ne biliym türk oluyor işte. ama sen kürt'e sen zorla türk'sün dersen isyan eder tabi ki.
kurt cocugu olmak ayni donemdeki akranliran mukayese ile birden bire buyumektir. Neden mi? Bir kurt cocugu olarak ohal'de buyumusseniz bilicaltinizda dunyanin neresine giderseniz gidin kendinizle gorureceginiz bir gecmisiniz vardir.
Kurt cocugu olmak;
-catismalar bitip sabah olunca, duvarlara ve agaclara saplanan mermileri yerinden sokmeye calismaktir. (sansli iseniz, fazla derine gitmemis yamuk yumuk mermi cekirdekleri edinmektir.)
- kac yasinda oldugunuzu onemsemeyen ozel harekat timlerinin nefret dolu bakislari ile otekilesmeye merhaba demektir.
-polis karakoluna cok yakin olan, sehrin tek cocuk parkinda ki tahtaravelli, kaydirak ve salincaga sadece uzaktan bakmak zorunda olmaktir.
-ayni sinifi paylastiginiz subay cocuklarinin anadolu lisesi sinavlarina hazirlanirken sahip olduklari kitaplara sahip olamamanin verdigi hirsla, sinavda derece yapabilmektir.
-basta sivan perwer olmak uzre evde ki butun kurtce kasetleri bir torbaya koyup, evin bahcesine gommektir.
-carsi iznine cikmis bir grup askerin burnuna giden guvec kokusunu fark eden ve lokantanin icini urkek bakislarla izleyen o askerlere guvec yedirip parasini almayan "cahil", "kro" amcanin, savas halinde bile kurt misafirperverliginin ne demek oldugunu gostermesine sahit olmaktir.
-tercih yapmak zorunda kalmaktir. pkk'nin kepenk indirme karari almasiyla, bu karara uyan esnaf hakkinda yasal islem yapilacagini anons eden polis arasinda tercih yapmak zorunda kalan, alacagi karar ne olursa olsun bir taraf icin mutlaka hain ilan edilecek babanin caresizligini gormektir.
-yillar sonra new york'ta, cocuklarini son model jeeplerle okuldan alan ailelere ve o sansli veletlere baktikca, kendi cocukuguna, devletine, etnik kimligine, machiavelli'ye, reel politikaya, raison d etat politikasina, aristoya, siyasi tarihe, felsefeye, psikolojiye, feodal duzene, dine imana, gelmisine gecmisine kufredip "salt bir intikam" arayisi ile degil, tecelli etmesi gereken adaletin "guc" ile ilintili kismina, "kardeslik" kismindan daha fazla onem vermektir.
kirli, propaganda dolu işlere karıştırılmış çocuklardır. çocuktur onlar ve çocuk. üstelik çocuk bunlar inanabiliyor musunuz? bunların çocuk olduğunu söylemiş miydim?
belki katil olacaklar, belki öğretmen, belki doktor, belki de boş sokaklarda volta atacaklar. atacaklar. caklar. cak.
henüz çocuk bunlar, bizim çocuklarımız. büyüklerinin ideolojileriyle karıştırılmaması gereken çocuklar.
kesinlikle kimliginin ve aidiyetinin farkinda olan cocuktur. oyle ki;
daha ortaokul siralarindayken bircogumuz, osmanli imparatorlugunun yukselme devri ile birlikte, saha kalkan fethetme, avrupayi, doguyu, batiyi yani "otekini" yenmenin gururu ile derse daha cok alaka gosterip, hayal dunyamizda ki o iri yari pala biyikli yenilmez, egilmez, bukulmez, yeniceriler gibi savas meydanlarina birer cengaver olarak inip savasmadik mi? yukselme devrinin ilgili padisahlarinin isimleri hala aklimizda degil midir? "kitalari birer ipek kumas gibi kesip biciyorduk. kelleler damliyordu kilicimizdan. bir biz vardik cihanda bir de kuffar..."
ama duraklama ve cokus devri baslayinca, bir can sikintisi, bir melankoli, inceden bir depresiflik sarardi bunyeyi. "ulan bari balkanlar kalsaydi, gitti kirim'da gitti, vay araplar da ihanet etti ha"... diyerek bilincsizce ve farkinda olmadan da olsa onca zaferin ardindan gelen bu yenilgilere dayanamaz ve derse olan alakamizi keserdik. cunku "zafer sabahlarini kovalayan bozgun aksamlari" tahammul edilesi degildir artik. duraklama ve cokus devri padisahlarinin bircogunun ismini bilmeyiz. o donemde ki savaslarin adinida...
iste butun bunlar "aidiyet" duygusunun neticesinde ortaya cikar. birey ancak ve ancak kendisini bir topluma raptederek, kendi dunyasinin disina ilk adimi atar. iki yasindayken cinsel kimliginin ne oldugunu fark eden su garip yaratik, inanin bana ilkokula baslarbaslamaz hatta daha oncesinde bile etnik kimlik olarak ne oldugunu idrak etemesede oteki oldugunu, baskasi oldugunu bilir. ustelik yeniceri olmak icin hayal dunyasinda savas meydanina inemesine gerek yoktur cunku savas evinin dibindedir, en reel haliyle. o kurttur. zaten turk dedikleri, sevimsiz ve yuksek lojmanlarda yasayan, ya polis ya asker uniformasi giyen, turkceyi bizim sivemizle degilde, ayni televizyondakiler gibi konusan adamlardir, kadinlardir. baskasidirlar, bizden degildirler. onlar bunu bilir.
kimliklerinin farkinda olan butun "kutsal meleklerin" gozlerinden operim.