alın verin ekonomiye can verin tadında bir önerme olduğunu düşünmemin ardından, beni durup durup gerçekten böyle bir şey söylemiş olabilir mi diye düşündüren ülkemin başbakan koltuğundaki şahsına yakışmaması gereken cümle.
huzurdan kastedilen, duyarsızlığın ve halkın embesilleşerek hiç birşeyi farkedememesinin getirdiği huzur galiba. başbakan'ın her zaman ki saçmalıklarından biri. tüm köşe yazarları fettoşçu olsa, "çok yazın ülke huzur bulsun" diyecektir. hala koyun olmayan insanların olduğunu ve gerçekçi,cesur köşe yazarlarını(hala tutuklanmamış) okuyabileceklerini düşünüyor galiba. bu da önemli aslında.
çok doğru bir önermedir. ancak hep olduğu gibi bu da eksiktir. velev ki sözü söyleyen şahsiyetin makamına ve devletimize uygun edepli şeyler yapması halinde vuk'u bulması olasıdır.
--spoiler--
Spor gazeteciliğinin duayeni Abdülkadir Yücelman'ı son yolculuğuna uğurlamak için toplanmıştık, telefonum çaldı..
Meslekten bir arkadaşım..
Ne diyorsun?
Neye!
Başbakan sana kızmış..
Yok canım dedim.. Niye kızmış ki.. Ben ne yaptım ki!..
Bugünkü yazına kızmış dedi, ısrar etti; eee ne diyorsun?
Allah razı olsun.. Başbakan beni onurlandırdı dedim..
Bu kez arkadaşım "niye" diye sordu..
Demek ki beni okuyor, ciddiye alıyor, görüşlerime değer veriyor ki cevap verme ihtiyacı duydu..
Milletvekillerine yaptığı grup konuşmasının bir bölümünü benim yazıma ayırmış.. Cevap verme ihtiyacı duymuş..
Benim için gurur verici.. Başbakan'a teşekkür ederim..
Dedim..
--spoiler--
mehmet tezkan'ın bugün köşesinde yanıt verdiği cümle. "başbakan beni takip ediyor,ne mutlu bana" diyerek anlamlı ama akp'li lerin bu adamın tayyip'e hayran olduğunu sanmasına yol açacak bir cümle kullanmıştır. Tayyip bu yazımı okuyup cevap verse,akabinde "başbakan beni okuyor lan" olsam, tayyip'e hayran olduğum düşünülecektir. orda ki vurgu tayyip'e değil başbakanlık makamınadır, tabi anlayana.
çok doğru bir önermedir. ancak hep olduğu gibi bu da eksiktir. velev ki sözü söyleyen şahsiyetin makamına ve devletimize uygun edepli şeyler yapması halinde vuk'u bulması olasıdır.
"bir köşe yazarının, "siyasetçiler ne kadar az konuşursa ülke o kadar huzur bulur" şeklindeki yazisı bulunduğunu hatırlatan erdoğan, şöyle devam etti:"ne kadar güzel... ben de diyorum ki siz köşe yazarları ne kadar az yazarsanız,ülke o kadar huzur bulur."
boyle demis turkiye cumhuriyeti basbakani...
simdi ayni cumleleri hic degistirmeden baska formata tasiyip gorelim bakalim:
diyelim bu sozlukte soyle bir baslik acilmis olsun:
"siyasetçiler ne kadar az konuşursa ülke o kadar huzur bulur". 50 karakterden uzun ama, ilk entry'de bu haliyle duruyor diyelim.
hemen ardindan baska biri soyle bir entry giriyor:
"ne kadar güzel... ben de diyorum ki siz köşe yazarları ne kadar az yazarsanız,ülke o kadar huzur bulur." (tamam, cumle bu haliyle formata pek de uygun degil, ancak basbayagi beklenebilecek bir yanit.)
simdi ben sorarim arkadas, yokla vicdanini ve beynini, sen bu cevabi gorsen eksi oy mu verirsin, yoksa arti oy mu? yoksa hic bir oy vermeden gecer gider misin? verdigin oyu neye gore verirsin? yazarina mi bakarsin, soylenene mi? yoksa her ikisine de birden mi?
ilk cumle ne diyor? "siyasetciler" diyor. su parti, su sahis demiyor. sen bir sekilde ya bunu dogrudan uzerine aliyorsun, ya iddia edilen fikri begenmemissin, ya da kelami eden heriften hoslanmiyorsun, firsat bu deyip laf gecirmek istiyorsun. bir sebeple cevap verme ihtiyaci hissettin. cumleye nasil baslayacagin bile seni neyin harekete gecirdigi ile alakali, diyorsun ki:
"ne kadar guzel..." istihza yapiyorsun, aslinda guzel falan bulmadin, dalga gecme olayindasin, anladik, yapilabilir. ama "oh oh ne ala, gel kolumu da al bari" uslubu da neyin nesi? "tebrik ederim dogrusu", ne bileyim mesela "cok yerinde bir beklenti" diye bir sey uyduramaz miydin? ayni anlama gelmez mi, ustelik kemal sunal filmlerinden firlamis gibi durmazdi.
devaminda ne demis?"ben de diyorum ki siz köşe yazarları ne kadar az yazarsanız,ülke o kadar huzur bulur."
elini vicdanina koy ve soyle; su partiye bu partiye oy vermis olabilirsin, ancak bu ulke senin, ve bu da senin basbakanin. 5000 yillik yazi tarihi, 300 yillik aydinlanma tarihi, turkiye'de bir asirin ustunde bir zamandir var olan parlementer sistem ve gazetecilik tarihi orada oyle dururken, siradan insanin bile sagda solda kose yazarlarindan daha cok yazi yazdigi bir yuzyilda, bu nasil bir taleptir?
ben demiyorum basbakan ciksin "ne munasebet, herkes konussun, herkes yazsin" desin. bilmiyorum neden, ama boyle kalender bir yaklasimi bir sebepten dolayi bu basbakan'dan beklemiyorum. ancak bu demek degildir ki sen bir ilkokul cocugunun endamiyla "o zaman o da kendi sumuklu burnunu ceksin, milletin midesi bulaniyo, hehehe" tarzinda bir seyle gec milletin karsisina. gercekten yakisiksiz, türk olduğunu belli etmenin yolları biraz daha degisik olsun artik...
sayın rte tez zamanda okur yazar oranının düşürülmesi için gerekli çalışmalara başlanmalı ve mevcutlar için de tüm karşı taraf gazeteler doğan holdingden beter edilmeli. bu ne ya adam okuyor bununla da kalmayıp bir de düşünüyor,fikir yürütüyor. oysa ki bunu yapacak bir rte kabadayısı var.ne diye düşünür bir sürünün bireyi. okumayın,düşünmeyin rtenin kafasını bozmayın.
süper bir önermedir.en güzeli hiç kimse bişi yazmasın (taraf gazetesi hariç).sadece magazin dergileri gazeteleri olsun.ne güsel.herşey harika.bodrumda denize giren turistler.uludağda kayak görüntüleri.gerisi hikaye herşey iyi herkes huzurlu.ortam süper ya.
uyuyanları uyandırmamak için sayın başbakanın yaptığı bir öneridir.ne gerek vardır insanlar okuyacak, okuyup öğrenecek, fikir yürütecek, mazallah yanlışları görüp karşı durucak,ayak diretecek. nasılsa böyle gelmiş böyle gitmektedir, gerek yoktur düzeni bozmaya. haklıdır başbakan. onu, bizim koyun olduğumuza inandıranlar utanmalıdır.
"Köşe yazarları az yazsın" doğru bir önermedir. Haftanın 6 günü yazı yazan bir yazarın her yazısının aynı kıvamda olması beklenemez. Bir süre sonra yazar ya kendini tekrar edecektir yada laf kalabalığı yapacaktır fakat kurulan bu cümlenin sadece başı doğrudur. Devamı bir köşe yazarını iğnelemek maksadını taşıdığından hoş değildir. cümleyi kuran kişiye bakıldığında lafın başının doğru olup devamının saçmalama boyutuna geçmesi normaldir.
