sütün makineden, buğdayın gofret otomatından elde edildiğini vs vs. zanneden bazı eşhasın köylülere keyiflerinden o şartlarda yaşıyorlarmış gibi çamur atma çabası bir aşağılama ifadesi. hiç de hoş değildir.
sabah gün doğar doğmaz, tezeklerin içinde inek sağan, tavukların kümesine girip yumurta toplayan, tarla da güneşin altında saatlerce çapa sallayan, daha senin zıkkımlanacağın neler neler yapan, köyde yaşayan insan kokar anlarım da, şehrin göbeğin de, yaz kış koltuk altı bir karış terden ıslanmış kokarca gibi dolaşan şehir insanına ne demeli.
Saçma düşüncelerle açılmış başlıktır. Namaz kılmak kötü kokmaya yol açmaz aksine abdest aldığın için temizlenirsin. Aslında boşuna yazıyoruz.
(bkz: Hoşaftan anlamayanlar)
(bkz: Köylü milletin efendisidir)
her yönden emeği sömürüye rastlamıştır köylü sınıfının. toprak ağalarına, tüccarlara, toptancılara, büyük alışveriş marketlerine. bu yönde evrilmiştir kapitalizme emeği. köylü artık kötü kokmayacak. çünkü tarım ve hayvancılık türkiye'de bitirilmektedir. Yüce tarım politikaları emperyalizmin tezgahı ve oyunudur. yar kokulu çorbadan, bol acılı biber salçasından, ev yapımı sucuktan mahrum kalacağız, az zaman sonra.
hayatımda tek gittiğim köy trabzon sürmenede adını hatırlayamadığım bir köydür. insanları çok iyiydi Atamızın sözü kesinlikle doğrdur köylü milletin efendisidir.
Öncelikle temiz olmak için parfüm ya da deodorant gibi modern araçlara gerek yoktur.Sadece sabun ve su ile temizlik sağlanabilir.Bahsi geçen ter kokusu ise,terlemek,tıpkı işemek kadar doğal bir eylemdir.Köylünün ter kokması ise genellikle tarım ve hayvancılıkla geçim sağlamalarından kaynaklanır.Masabaşı iş yapan çoğu insanın da ter koktuğunu düşünürsek bunun çağdışı olmakla bir ilgisi olmayacağını hemen anlayabiliriz.Bizim 'biricik çağdaş yaşamlarımız' da görsel kirlilik yaratmazlar.Evet belki zara,mango..vs den giyinmezler ancak onlar da muhtemelen bizlerin 2 hadi bilemedniz 3 nesil öncemiz gibi yaşıyorlardır.Büyükşehirde kök salmadığımız kesin.Muhtemelen herbirimiz Anadolu'nun değişik ilçelerinden,köylerinden çıkabilmiş şanslı dedelerin torunlarıyız.Babaannemin zeytin toplamaktan nasırlaşan elleri ve 'yarattığı görsel kirlilik' i pek umursamadan Bursa'nın minicik bir köyünde dedemle birlikte kıyafetten ziyade eğitime önem verebildikleri için örneğin ben,bugün bir üniversite diplomasına sahip olabildim.insanlar kokarlar ve keşke herbirimizin işi üzerimize koku olarak sinse.Sanayii de oto tamir eden usta da yağ kokar mesela,demirci demir tozu kokar,temizlikçi çamaşır suyu..Annem de ev kokar,badanacı boya kokar..Ve nihayetinde köylü toprak kokar,hayvancıysa hayvan kokar.Tüm bu kokular yaz vakti buram buram mangal yakıp rakı açmışken,o köylünün emeği ile soframıza gelen eti cızırdatırken aklımıza gelmez,pazar domatesini,kuruasulyeyi,binbir çeşit tahılı sofrada afiyetle yerken emekçi köylü kokusunu düşünmeyiz.Emekleri nedeni ile üzerlerine sinen kokuyu kutsal saymayız da 'çağdaş yaşamımıza' girmelerine izin vermeyiz.Sadece şehirlerde yıkanılır oysa,sadece biz biliriz temiz kokmayı.O kocaman lokantalarda burnunu karıştırıp servis yapıyordur garson ama etikete bakarız,sanki tüm şehirliler bir olup hergün bir hamamı ziyaret ederiz.Trakya'nın da köylüsü de temizdir çoğu şehirliden Ege'nin,Karadeniz'in ya da Doğu'nun köylüsü de.Köylü olmak bir seçim değildir.Köylü doğulur.Şanslı olan,ailesi tarafından okutulan,iş buşabilen kendini merkeze ilerletir.Yanlış olan bir durum değildir köylü olmak ya da toprak/hayvan kokmak.Yanlış olan ukala şehirli edası ile' buralar bizim hadi dönün köyünüze' diyebilmektir kendimizin köklerini unutarak.Kokmak da ayıp değildir,hele yaptığımız iş gibi kokmak.Tam tersi işimizin üzerine sinmesi onurdur,ayıp olan tüm bunları 'diğerleri' gibi görüp 'kirlilik'olarak adlandırabilmekir.
forum chat tarzı entry giren elitist dişilerin uyduruğudur. kendisini sivas dağlarında koyun güden bir çobana teslim etsekte şöyle bir kemiklerini çatır çatır kırsa. dimi ama ?
sabahın altısında uyanır, doğru tarlaya. akşama değin çalışmanın getirdiği normal bir kokudur. lord çocuğu olmadığı için her allahın günü banyo yapamaz.
çağdaş ve modern bir hayatta yaşadığını zanneden badanavari makyajlı, deodorantıyla ozonu delen, süsten başka bir şey düşünmeyip bir de çağdaş havasında geçinen bir kız, görgülü, ahlaklı, toplum adabını ve sorumluluğunu iyi bilen bir köylüyü böylesine kötüler ve yobazlığın bir boyutunu gözler önüne serer. daha da ilginci bunları yaparken akraba evliliği olup olmadığı hakkında bir tereddüte kapılmaz. ne yaptığının farkında değildir. kendisi acaba bu dünyaya bok dışında ne verebilmiştir? bir faydası dokunabilmiş midir? dokunması gerektiğine inanıyor mudur? hayata atılmalı bu kız. evde ojelerini sürüp entry girmekle iş olmuyor.