ülkeler sabanla fethedilecek bu nedenle ekonomik bağımsızlığımızı korumalıyız diyen ileri görüşlü bir adamın tarım sektörüne verdiği önemi gösterir aynı zamanda... sorun çiftçilere ekilen ekinin tohumundan yeni ürün bitmiyor. küreselci demokrat kürelerimiz israil amerika bir iki sene tohum satışını durdurursa ne olacak bi açıklama varmı? peki bu duruma düşürülen bir milletin varolması mümkün müdür. anca ata ya bok atın 'g' öt acılılar.
Genellikle hatalı bir şekilde Atatürk’e ait olduğu zannedilen "Köylü milletin efendisidir" vecizesi aslında Kanuni Sultan Süleyman’a aittir. Bir gün mahremleriyle görüşürken onlara "Velinimet-i âlem [dünyanın efendisi] kimdir?" diye sormuş. Onlar "Padişah efendimizdir" diye cevap verince Kanuni, "Hayır, dünyanın efendisi reâyadır ki, ziraat ve harâset [çiftçilik] emrinde huzur ve rahatı terk ile iktisab ettikleri nimetle bizleri it’âm ederler" demiştir. Yani tarım ve çiftçilik işlerinde huzur ve rahatlarını bırakıp elde ettikleri ürünlerle bizi doyururlar. Gördüğünüz gibi tek fark, Kanuni’nin daha evrensel bir tanımlama yapmasındadır.
mustafa armağan gibi alternatif tarih yazma çabasında olan birtakım yazarımsılar yüzünden kanuni sultan süleyman'a ait olduğu idda edilen sözdür.
kanuni sözünde tarım üreticilerini kastederken, mustafa kemal atatürk köylüyü kastetmiştir.
peki aradaki fark nedir?
kanuni sultan süleyman ütericinin önemini ifade ererken, mustafa kemal atatürk ise ''Türk köylüsü "Efendi" yerine getirilmedikçe memleket ve millet yükselmez.'' sözü ile köylünün bilgilenmesini, kalkınması, varsıllaşması ve adeta bir efendi gibi devletinde söz sahibi olması gerekliliğini ifade etmiştir.
toprak raformu da en başta bunun için yapılmaya çalışılmıştır.
yüzyıllarca birey olmanın ne demek olduğunu bilmeyen bir topluma hak vererek, toprak vererek devlette söz sahibi konuma getirip efendi olabilmesinin yolunu açmak istemiştir mustafa kemal.
ama mustafa kemal'den sonra toprak reformu bir türlü hak ettiği şekilde yapılamamış,
aksine adnan menderes'ten başlamak üzere ağaların, şeyhlerin elini öpen başbakanlar yüzünden köylü efendi yerine hizmetçi konumuna yeniden düşürülmüştür.
ağası ne derse ona oy veren,
ülkesinin politik çıkarlarını hesap etmekten aciz topluluklar haline gelen insanlar yüzünden bugün hala ağalar milletvekili, köylüler hizmetçidir.
--spoiler--
Bir gece beraber oturuyorduk. Yanımızda Siirt milletvekili Mahmut Soydan, şimdiki Macaristan elçimiz Ruşen Eşref Onaydın, bir de Soysallı vardı. Atatürk, ertesi günü Büyük Millet Meclisi'nde okuyacağı söylevi hazırlıyordu. Mahmut'la Ruşen Eşref not tutuyorlardı. Atatürk ara sıra bana da, "Ne dersin?" diye soruyordu. Ben ne diyebilirim? Hiç... Sonra Atatürk bana döndü ve dedi ki:
- Bu memleketin efendisi kimdir?
Düşündüm. Karşılığı o verdi:
- Türk köylüsüdür, dedi. Ve devam etti:
- Türk köylüsü "Efendi" yerine getirilmedikçe memleket ve millet yükselmez!...
Prof. Mahmut Esat BOZKURT
Kaynak: Tan Gazetesi, 10.11.1942
--spoiler--
not: mustafa armağan'ı kaynak gösteren yazarların mustafa armağan'ın kaynak gösterip göstermemesine dikkat etmeleri gerekmektedir.
köylü milletin efendisidir; köyünde kalıp şehirlilerin çıkarına çomak sokmadıkları sürece.
devlet dairesinde başörtülü 657' ye tabi çaycı ve temizlikçi olabilirsin, fakat 657' ye tabi başörtülü şef olmazsın; efendiliğin de bir haddi var diim miii.
bu sözün birkaç yıl sonrasında köylü kıyafetleri ile ankara vb. illerin şehir merkezlerine girilmesi yıllarca yasaklanmış ve bu şekilde girmeye çalışanlara müdahale edilmiştir. aşık veysel ise bu olayın bilinen ünlü muhataplarındandır.
aşık veyselin torunu halil süzer anlatıyor: dedem köylü kıyafeti giyiyordu. elbisesi de yamalıydı. ayakkabı olarak çarık giyiyormuş. hatta çarığı bile yamalıymış. o dönemin fakirliğinin getirdiği durum bu. zabıta polisleri onu ulustan atmışlar
Mustafa Kemal Atatürk'ün bu vatan için köylünün ne kadar değerli oluğunu bellirttiği sözdür. Fakat nedense daha sonra çaptırılarak dalga konusu olan ve ülkenin gerilemesine sebeb olan yobazların kullanığı cümle öbeğinden ileri gitmemiştir.
mehmet topuza köylü lafını kullanarak küçümseyenlerin tarihini unuttukları gerçektir. unutmayalım ki köylü milletin efendisidir.
ha bir de unutmadan sen şehirlisin de noldu ?
Hiç kimse kimsenin efendisi değildir. Zaten efendilik sistemi değil midir "aman ağam paşam" diyerek yalakalık sistemini hortlatan? köylü kimsenin efendisi değildir. Aynı şekilde millet de kendini bir bok zannetmemelidir.
bazılarına, kapak olmuş efendilik kimisi atatürk ün sözü değil diyerek küçümser kimisi, ''emzikli sus payı'' değer sözün değerini alçaltır ancak; bir işe yaramaz efsanedir beyinlere kazınmıştır...