doğa yürüyüşü, piknik, çay içmek, sohbet etmek. ama köyünde tadı kalmadı eski samimiyetler felan. sevmiyorum köyü birde herkesin sorularından bıktım dedikodu yapanlardan felan.
zeytin hasadı kasım ayı gibi başlar. ben de fırsat buldukça haftasonu köye giderdim. hem dede, babaanneye yardım etmek hem de deşarj olmak için.
sabah erken kalkılır daha gün doğmadan traktörle zeytinliğe gidilir. o sabah puslu havanın hastasıyımdır. dedem traktörü bana kullandırır kendisi yanımda bir sigara yakar keyiflenir türkü söylemeye başlardı.
zeytin toplamak ayrı bir eğlencedir. tabi dedem gibi gırgır bir insana sahipseniz. yapmadığı şaka, takılmadığı kimse kalmazdı. onun yaptıklarına gülerken en zorlu iş bile kolay gelir. sonra öğle yemeği semaver çayı eşliğinde. koca adam oldum ama hala babaannemin dizinin dibine otururdum bu yemeklerde çocukluğumdaki gibi. beni babasına çok benzettiği için ayrı bir severdi.
sonra en güzeli harıl harıl yanan sobanın olduğu odada zeytin seçmekti. çay, közlenmiş patates, ekmek kızartması... bir taraftan yer bir taraftan zeytin seçerdik. bazen işimiz gece saat 1’e kadar sürerdi. ertesi gün yine aynı meşgulat. ve bende tatlı bir yorgunluk pazartesi sabahı şehre dönerdim.
şimdi babaannem vefat etti, zeytinliklerin çoğu baraj altında kaldı, dedemin eski neşesinden eser yok. ama yine de güzel zamanlardı, çok özlüyorum.
(bkz: Uyumak) diyecegim ama temiz hava uyutmuyor insani biliyorum. Koyde yasayan es dost akraba öldüğünden beri mahrum kaldik ama hatirliyorum gec yatsam da saat 6 da kalkardim. Sonra kahvalti, tavuklara yem vermek, kiraz toplamak,topraga basmak... bol kitap oku kardesim , topraga bas, yuru temiz havada. Hayat guzel kuslar ucuyor zaten.
aktivite ne la köyde en fazla piknik yaparsın. sabah akşam 50 bardak çay iç. mal mal can sıkıcı işler aq. aslında güzel yerde skk insanlar olmasa cahil diyecem kızmayın linçte etmeyin burdaki cahillik okur yazarlık değil. camiye giden moruklar önce camiye yakın meydanda oturuyorlar ve kocakarılar gibi dedikodu sonra siyaset konuşuyorlar. camiden çıkıncada aynı hasetlik, çekememezlik ne varsa konuş. bu ibne arabayı nasıl almış bunun evine iyi para giriyordur şunun kızı kaçmış bunun oğlu iş batırmış. geçene ilk önce selam ardından sövüş. birde şehirden gelince sizi istemezler yerleri daralır bnelerin. benim dedelerimde kalan yerleri ek biç birde ardımdan söv icarını versene aq. adıcıkmış karıların yani köy kaşarlarının lafını et seks konuş, köy karılarıda köşe başında oturup onlarda aynı bku yerler. körü körüne aç ahaber trt haber dinle sonra sen birşey diyince kominist anarşit misin ? adam seni mikiyor diyorsun olsun ben memnunum diyor salak kömür gıda yardımına oyunu basan zihniyetten ne gelir. zaten senden aldığı vergileri geri sana veriyo enayi. valla ne aktivite yaparsan yap şehire alıştıysan sıkıcı. internet yok, tel çekmez düşün 2019 olmuş, tv uydudan habire şaban filimleri ardından gergedan boynuzu ya da sürmeneli bıçak reklamı. kızda yok gezecek yerde önceden bir tarla patos işi olurdu ya da mal bakmaya aramaya gidilir burdaki mal tabiri inek felan. sikkelenmiş atı sök gez geri yerine sikkele. herkes küfürlü konuşur belli birşeyden sonra diksiyonda kalmaz küfürbaz haydo gibi gezersiniz. birde habire bağ bahçe işi kitlenir. köyde herkes akrabağın çıkar hemen hemene. sorgu memuru gibi ölünce bukadar sormaz melekler. önceden daha komediydi eski insanlar vardı anılar felan uvvv. şimdi hepsi şehirliden şehirli ne eken ne biçen var. ellerinde akıllı telefon face başında gençte yok. ruh muh kalmamış. en iyisi git sahil kasabasına yat hamağa oku kitabını.
ev dereye yakin olunca yengectir akreptir eve dolar.
yengecler betonda cok iyi kakiyor aq.
cok gerilirsin cisin gelir kakan gelir.
tuvalet yolunda bukalemundur kertenkeledir boyle engelleri gecer tuvalete gidersin iste en sevdigim kismi tam poponu acacagin duvarda buyuk bir orumcek ag yapmis aq.
tuvaletten cikinca
komoda ejderi bile kovalayabilir hic belli olmaz.
koy halki icin bunlar normal seyler beni komodo ejderi kovaladi desen haa evet geliyor arar sira derler.
ayakkabiyi silkelemeden giymemek lazim mesela akrepler ayakkabiya girmeyi cok sever.
sabah kendi kendine uyanmak ki şehirde ya araba sesiyle ya matkap sesiyle uyanırım.
acil ve uyduruk bi kahvaltı yapıp hemen düz ayak bahçeye çıkarım. evin düz ayak olması büyük bir nimettir.
bahçede bakacak o kadar çok bitki olur ki sebze meyve yani, birinin otunu alayım dersin bi bakarsın bi saat geçmiş. bi sürü ot yolmuşun.
sonra evin önündeki yola çıkarım. yol dediysem öyle araba falan geçmez. insan yolu.
sallana sallana yürürüm.
sonra bi komşu görür kısa bi muhabbet yaparım.
sonra, çay vakti gelir 11 de falan.
ağır bi çay demler pc de bi oyun havası açarım. kolonları son ses yaparım. ne üst komşu var ne yan komşu. en yakın ev 50 m.
öğlen sıcağı basar şöyle bi bahçeyi dolaşırım gene.
genel gidişat bu.
akşamları ise acaip sıkılır insan. konu komşuyla 1-2 saat muhabbet edersin ondan sonra çekilirsin evine. kasvet üstü kasvet. keşke bi kaç araba gürültüsü olsa dersin. bi kaç insan geçse. bu sıkıntılarla uykun gelir yatarsın, keşke gündüz olsaydı diyerek.
Bok kokusunu doya doya içe çekmek. 38 derece sıcakta harmanda çalışıp patoza kim kayış attıracak diye iddiaya girmek. Müge anlıya konu olmuş olaylardan hallice iğrenç ve çarpık ilişkilerin dedikodusuna maruz kalmak.
