körüğün bulunduğu ek bölmenin yani o yuvarlık nesnenin altına birşey düşürmüşseniz bilin ki almak için kapkara olmanız gereklidir. ve kendine has kokusu vardır bu otobüslerin eski olanlarının. yenileri nispeten daha kullanışlıdır
arkadaş grubuyla bindiğinizde bir tipin illa "olum geçenlerde körüğü kopmuş bunlardan birinin körüğün orada durmayalım" muhabbetini çevirmek zorunda olduğu toplu taşıma vasıtası..
eğer ankara'da yaşıyorsanız ve haftanın 5 günü beytepe'ye gidip geliyorsanız ne körüğünde ne de başka bir yerinde dikilmenin eğlenceli olmadığı canavar otobüsler.iyi tarafı ise fitness'a falan para vermek yerine bu otobüsle hem gezip hem zayıflayabilirsiniz.tabi ikarusların kendine has iğrenç kokusuna dayanabilirseniz.
yeni modelleri, körüklü olmalarına karşın tatmin edici performansları vardır. ayrıca eski modellerdeki körükten arkasını fazla sallama sorunu yeni modellerde çözülmüş gibi görünüyor.
Ankarada Ego bünyesinde bulunan ikarus isimli otobusun ;araya bir lastik körük eklenerek 1,5 otobus halıne getırılmıs bir toplu tasıma aracıdır . Normal ikarusu hiç sevmeme ragmen hatta toplum tasıma aracı olarak görmeyişime ragmen ; körüklüsünün ise bende bi o kadar hayranlık uyandırmasına hala bir anlam veremıyorum .
hala ankarada kullanımda olan otobüslerdir. koltuk sayısı az olduğundan tıklım tıklım dolu olur ve her virajda sende otobüsle birlikte döner muhtemelen birinin kucağına oturursun.
zıpladıkca içinizi dışınıza çıkaran, gıcırtısı baş ağrılarına neden olan otobüstür. hele bir de ortadaysanız dönüşlerin ayrı bir eziyeti vardır. her dönemeç jimlastik etkisi yaratır bünyelerde.
yolculardan birinin elinde, fırça sapına benzer büyük bir sopa düz bir şekilde dururken, durakta inmek için yerinden hareketlenen kızın otobüs demirine tutunduğunu sanaraktan, adamın elindeki sopaya tutunduğu ve benim kendimi tutamamama, kızın ise sinirlenmesine sebep olan otobüstür işte.
küçükken tam ortada dururduk. otobüs döndükçe sevindirik olurduk. birde eski modellerinde en arkaya geçer arkadan yolu izlerdik.çocukluk eğlenceleri işte.
otobüslerin klasik dımpısı dımp tıfs tısss... tarzı inlemelerini ikiye katlayan ama yolcu sayısınıda ikiye katladığı için kullanışlı olan mantıklı dizayn edilmiş taşıma aracı.
eğer bindiğiniz otobüs ikarus ise ve sizde otobüsün en arka kapısındaysanız ve ineceğiniz durağı kaçırdıysanız boku yediniz demektir. çünkü o muazzam motor sesiyle soför aşka gelmiştir (hele birde bu otobüslerin debriyaja basınca çıkarttıkları "fırrr" diye ses yok mu bitirir adamı) sizde sesimi duyurucam diye en arkada kıçınızı yırtarsınız ama nafile çünkü en arka kapı ile soför arası uzaklık takriben 3 km civarındadır. bu yüzden siz siz olun körüklü otobüse binmeyin hadi bindiniz durak kaçırmayın, hadi kaçırdınız sesinizi duyurmaya çalışmayın.
