hayvanseverler için önemli olan masum korunmaya ve şevkate mahkum insan dostlarıdır. hiç bir köpek insanlara zarar vermek istemez canı yanmadığı sürece. kendi hallerinde ya da sürü halinde dolaşan sokak köpekleri de ayrı bir zülüm görmektedir insanlar tarafından. bir hayvansever olarak bütün hayvanları ayrım yapmadan korumak kollamak hepimize düşen bir görevdir. büyüklü, küçüklü üçyüzden fazla türü olan insanlar tarafıdan avcılıkta, bekçilikte kiminin oyun arkadaşı olarak seçilen dostlardır. en ufak sesleri duyma duyularına sahiptir. dişi köpekler de ise regli dönemleri olmaktadır. burunları hassas olduğu kadar da iyi koku alırlar. renk körü oldukları için mavi ve sarı renkleri daha iyi algılarlar. doğuştan şeker hastasıdırlar beslenmelerinde fazla yemek yememeleri gerekir, çünkü doyumsuzlardır. aşırı derece de tatlı verildiği taktirde kör olma olasılıkları fazladır. her köpek cinsinin yaşam süresi farklıdır. ölüm sebepleri çoğunun kanserdir. ortalama 10 ya da 20 yıl ömürleri vardır, iyi bakıldığı sürece.
Köpeklerin evcilleştirildikten sonra o kadar alt türü oluşmuş ki,uzmanlar bu hayvanların ayak izleriyle ilgili kesin bilgiler veremezler.Ön ayağında beş parmağı vardır,ancak baş parmağı havada kaldığı için dört parmağının izi çıkar.Arka ayağında dört parmak bulunur.Adımları,büyüklüklerine göre değişir.Köpeğin,içteki iki parmak ucu arasındaki aralık geniştir.Ayak izleri dışında dışkısı da varlığını belli eder. Onların ayak izlerine insan yaşama alanlarında da rahatlıkla rastlayabilirsiniz.
sadık hayvan, ahlaksız ve alakasız işlerde adı geçmeyecek derecede asil bir duruşu olandır. insanlar arkasını dönüp giderken hiç tükenmeyen dostluğuyla sahibinin dizini tırmalaması, elini yalaması ve büyük bir neşeyle kuyruğunu sallaması sadakatinin ispatıdır. olmayan iletişimi başlatan ve karşılıksız sevendir.
çoğu kişi dertten anlamayıp umursamazken ve sürekli konuşup hiç dinlemezken, bir şeyler anlayıp sahibinin yanına sokulan ve acısına merhem olmak isteyen güzel varlık.
günümüzde çoğu ilişki menfaate dayalıyken, sahibiyle kurduğu sevgi ilişkisini asla koparmayan ve yorgun argın eve dönen sahibine canayakın havlaması ve pervane gibi dönen kuyruğuyla selam verendir. çoğu insan halden anlamazken umursayan ve karşılıksız sevgi veren, sadık dosttur.
çekmeceye sokup, o içerde çıkmak için tepinirken kahkahalarla haline güldüğünüz, tırnaklarına kırmızı oje sürüp parkta kendi cinsinden diğer hayvanlara madara ettiğiniz, yüksek bir komodin üzerine koyup, yaklaşık 3 saat sonra orda unuttuğunuzu hatırladığınız, ön ayaklarından kaldırıp arka ayakları üzerinde zorla step dansı yaptırdığınız, sonra da vay efenim en duygusal canlı, arkadan vurmayan ikinci kişi şeklinde ileri geri cak cuk konuşup, kendi salak demogojinize alet ettiğiniz masum canlı.
sizi karsiliksiz sevebilen, eve 1090242. gelisinizde bile sizi ilk gunku coskuyla karsilayan, daha evden ayrilmadan gideceginizi anlayip gozunden sessizce yaslari indiren dunyanin en saf, en duygusal canlisi. sizi asla arkanizdan vurmayacak olan ikinci kisidir. ilk kisi ise; (bkz: anne)
6 yaşındayken tanışmışsınızdır onunla..ilk başlarda bir köpekten çok sıçana benzer.. Daha sütten bile kesilmemiştir evinize geldiğinde 3 haftalıktır..Anneniz biberonla beslerken siz bir saniye bile yanından ayrılamazsınız.. O kadar tatlıdır ki o biberondan sütü içmeye çalışırken.. ilk başlarda sepeti vardır kaybolmasın diye.. Çünkü eşek sıpası 2 dakika boş bıraktığınızda ya bir yatağın altında ya koltuğun arkasında ya da dolabın içinde kaybolmaktadır.. ismini koyduğunuz gece dün gibi aklınızdadır.. Siz çocuk aklınızla illa Lassie olsun istersiniz adı.. Çünkü cinsi Lassie cinsidir o zaman bildiğiniz kadarıyla.. Ama daha sonra baba otoritesiyle ''Lady'' konur adı..
işte böyle başlar tanışıklığınız ve o büyürken sizde onunla büyürsünüz.. O bir köpek değildir sizin için oyun arkadaşıdır, sırdaştır ve tek çocuk olup kardeşin ne demek olduğunu bilmeyen sizin bir kardeşiniz vardır artık..Tek kişilik yatağınızı kardeşinizle paylaşırsınız her gece, o da her gece gelir yanınıza uzanır kafasınıda yastığa koyar.. 13 yıl boyunca eve her gün seramoniyle girersiniz çünkü kardeşiniz kapıda sizi bekliyordur ve görüşmeyeli isterse 1 saat isterse 1 hafta olmuş olsun o seramoniler hiç degismez, hep içtendir gürültülü ve coşkulu.. Kız arkadaşınızdan ayrıldığınız bir gün yatağınızda içten içe ağlarken bir sızlanma gelir kulagınıza.. Gözlerinizi açtıgınızda uzun bir burun görürsünüz suratınıza kadar sokulmuş.. O da ağlıyordur sizinle.. Sonra patisini uzatır yatağa ''hadi gel ağlama'' der gibi.. Ve sırf o üzülmesin diye ağlamayı kesersiniz sizde.. Bir bira alıp dışarı çıkarsınız kardeşinizle beraber, deniz kenarına gidip buz gibi havada acınızı ve onunla beraber büyük bir mutluluğu yaşarsınız.. Ne olursa olsun sizin yanınızdadır o her şeyiyle.. Uzanıp öpersiniz burnundan sonra bi daha ve bi daha..
Sonra bir gün üniversite için istanbul'a taşınırsınız onu Antalya'da bırakıp.. Sanki bu gidişin diğerlerinden farklı olduğunu anlamıştır o da.. Son gece gelip sizinle yatmaz.. Küser size.. Haklıdır aslında ama bir şey gelmez elinizden.. Giderken sarılır öpersiniz.. Sonrasında ayda 2 kere Antalya'ya gitmenizin sebebinin kız arkadaşınız olduğunu sanır herkes.. Aslında hiç alakası yoktur kardeşiniz ordadır en büyük sebebi odur katlandığınız bu yolculukların.
Bu şekilde yoluna koyarsınız işleri o da artık giderken küsmez size anlamıştır çaresiz olduğunuzu .. Üniversitede 2. yılınızdır artık. Yine bir Antalya ziyaretini bitirip istanbul'a dönüceginiz gün kardeşinizde bir farklılık görürsünüz.. Durmadan aglar gitme der gibi bakar gözlerinizin içine ama siz gerizekalı gibi uçağı kaçırma telaşıyla onu adam akıllı öpüp saramadan gidersiniz '' 2 hafta sonra görüşürüz bitanecik kızım'' diyerek.. Aradan 1 hafta geçer.. MSN'de bir arkadaşınızın küçük kardeşinden ileti gelir..iletiyi okursunuz o an sizinde kalbiniz durur ''Lady ölmüş'' ..
''Ne'' ''Ne'' dersiniz önce şuursuzca.. Sonra annenizi ararsınız açmaz, kuzeninizi ararsınız :
-Can doğru söyle Lady öldü mü?
-(sessizlik) hayır..
O hayır aslında evettir .. Anında anlarsınız, telefonu kapatıp hıçkırıklara boğulursunuz.. Hayat sizin için anlamsızlaşmıştır o an ve onsuz siz her zaman yarım yaşıcaksınızdır..
Canım kızım benim, köpekler sahiplerini beklermiş derler.. Sende orda bekle kardeşini eninde sonunda gelicem.. Yine kudurucaz, yine hoplıycaz, yine paçama yapışıcaksın, ben seni yine''kudurgan otum benim'' diye sevicem.. Lady'm..
Gittin şimdi sen yoksun yanımda
Bir şey istemem neye yarar hatıralar?
edit(2007): ... 1 yıl oLdu güzel kızım, kardesini birakip gideli .. seni baskalarinin anlayamayacagi kadar cok özlüyorum ve hala cok seviyorum..
edit(2009): Kızım benim. Unutulduysan namerdim.
ne oldu çocuk sana yokolup gittin birden
nasıl kıydılar sana ne zor büyüttüm seni ben
ninni çocuk, uyu çocuk, ölüm yalan dön gel çocuk
zincirlerde çiçek açmış ellerinin yarası
sevgisiz kefensiz kaldın, soğuktur şimdi orası
ninni çocuk, uyu çocuk, ölüm yalan dön gel çocuk
en kolay katlanılan başkasının acısı
ben kardeşim ağzındaki tükürdüğün kan tadı
ninni çocuk, uyu çocuk, ölüm yalan dön gel çocuk
Seneler sonra gelen edit: Bu yazıyı, kardeşimin öldüğünü öğrendiğim gün; saatlerce içtikten sonra yazdım. Lütfen artık - imla hatalarıyla dolu yazını değil ama anlattığın duyguyu çok beğendim - tarzı özel mesaj atmayın. Bu yazı zaten tüm imla hatalarıyla, tüm devrik cümlelerle, tüm o an hissettiğim acıyla değerli benim için. Karışmayın. Lütfen..
sevilmeyen bir hayvandır. ispatı da şudur; siz birine kızınca ne dersiniz? köpek der misiniz mesela? dersiniz. o zaman sevilmeyen bir hayvan işte. ben hiç kedi diyeni duymadım.. neden sevilmez onu da sosyologlar bulsun, ben durum tespiti yaptım.
Köpek evcilleştirilen ilk hayvandır. Köpekten sonra at evcilleştirilmiştir. Gerçektende, Kuzey Amerika Kızılderililerin son birkaç yüzyıl öncesine kadar evcilleştirdikleri yegâne hayvan köpek idi
Eski Mısır'da köpek kutsal sayılırdı. Onlar için mezarlıklar yapılmış ve buraları kutsal birer mekan sayılmıştır.
Evcilleştirilmesi, son yapılan araştırmalara göre, i.Ö. 15.000 yılına kadar uzanmaktadır. i.Ö. 3000 ya da 2000 yıllarından kalma Eski Mısır resimleri, zarif av köpekleri (Saluki-iran Tazısı), güçlü çoban köpekleri (Mastiff) ve hatta küçük ev köpeklerini göstermektedir. Ayrıca eski Mısır'ın kutsal köpek mezarlarında, tazı, base ve bazı melez küçük köpek ırklarının iskeletleri bulunmuştur. Günümüzdeki "Dikkat Köpek" levhaları gibi, Romalılar'da kapılarına aynı anlama gelen, Latince "Cave canem" levhasını asıyorlardı.
Köpekler bilinen, evcil hayvan gütme, ev, işyeri vs. koruma, av köpeği olarak kullanma, yakın koruma sağlama, yalnız ve yaşlı insanlara can yoldaşlığı yapma, körlere rehberlik etme, mayın, narkotik, bomba arama, iz takibi, kesif görevleri dışında, tarihte bir çok ilginç görevler üstlenmişlerdir.
Romalılar köpeği saldırı ve mesaj taşıma amacıyla kullandılar. Üzeri keskin usturalarla kaplı demir boyunduruklar taşıyan, kerpeteni andıran dişlere sahip Molossus köpeklerinin görüntüsü karşısında düşman genellikle savaşmaktansa kaçmayı tercih ederdi.
Mesaj Köpeği denilenler en talihsiz hayvanlardı. Askeri emirler küçük bir bakır tüpün içine konur ve hayvana yutturulurdu. Köpek gideceği yere vardığında, tüpün tabii yollardan çıkmasını bekleyecek vakit olmazdı. Gönderilen önemli emri bir an önce alabilmek için, köpek boğazlanır ve karnı yarılarak tüp alınırdı.
Ortaçağ'da kilise toplantılarında, rahipler üşüyen ayaklarını ısıtmak için, köpekleri kullanıyorlardı
Fransa'da, çok lezzetli bir yiyecek olan ve yeraltında yetişen "Domalan Mantarı" aramasında, üstün koku alma duygusu ile donatılmış köpekler kullanılmaktadır.
Uzaya giden ilk canlı, 1957 yılında Ruslar tarafından uzaya gönderilen "Laika" isimli köpekdir.ne yazık ki dünyaya tekrar dönememiştir.
nedense "beğenilmeyen, kötü, çirkin davranış içerisindeki, alçak, hain" gibi sıfatları olan insanlara kullanılan, hiçbir şeyden haberi dahi olmayan hayvan.