uzun yıllar, dayımların, teyzemlerin, kuzenlerimin ikamet ettiği, ama benim bir türlü oturma şansına erişemediğim güzide semt...
üsküdar dan, sahil yolundan beylerbeyi istikametinde giderken, köprüye çıkan tünele gelmeden önceki semttir kuzguncuk. küçük, şirin bir iskelesi, ismet baba balık restoranı, çınaraltı kahvesi ve dilim pastanesi vardır. işte tam onların bulunduğu noktada ışıklar vardır. içeriye, icadiye caddesine girersiniz. tam bu anda, bambaşka bir dünyaya adım attığınız zannedersiniz. zamanında, rumu ve ermenisinin çoğunlukta olduğu bu yerleşim yeri, şimdilerde, tek tük de olsa, hala bu insanları barındırır. çok sıcak, samimi bir atmosfer hakimdir. bakkalından, fırınına, kırtasiyesinden, berberine; herkes birbirini tanır, sever, sayar ve kollar. dizilere çok defa set olmuştur. özellikle bu dizilerden; perihan abla, o kadar sevildi ki, sonunda, bir sokağına ismi verildi. ayrıca; meşhur ekmek teknesi dizisi de burada çekildi. şu sıralar ise, hatırla sevgili dizisinin, kafe sahnelerinin çekildiği semttir. cafe sitare nin hemen karşısındaki, asude cafe de çekilmektedir. sık sık ara veren oyuncuların, sitare ye girip soluklanması sırasında, bolca sohbet etme imkanına kavuşuyorsunuz. ayrıca; sağır oda nın aras dağlı sı orhan kılıç da, bu mekana sık sık gelip, kahvesini içmektedir.
bu semte özgü bir diğer güzel enstantane de; icadiye caddesine dönmeyip, biraz daha sahil yolundan ilerlerseniz, bir cami göreceksiniz. bu camiin öyle çok şaşalı bir görünümü yoktur belki ama, onu özel kılan neden, hemen yanındaki kilisedir. istanbul un belki de hiçbir semtinde, yanyana duran kilise ve cami yoktur. hoş bir ayrıntıdır...
kuzguncuk un ayrıca, harmony diye bir de sanat galerisi mevcuttur. çok çeşitli; kişisel ve karma sergiler ve sermaik atolyesi olarak hizmet vermektedir.
bir diğer meşhur yeri de; pala nın yeri dir; zamanında sadece bir seyar köfteci olarak işe başlayan pala usta nın, işi büyütmesiyle, nihayet açtığı dükkanıdır. inanılmaz dercede lezzetli köfte ve çiğer yapar. yemeden dönmeyin...
aydın kesmin çok rağbet ettiği, her inanıştan insanın, bir arada, huzurlu, birbirlerini çemkirmeden geçinip gittiği nadir semtlerden birisi. dini bütünü, solcusu, milliyetçisi, ermenisi ve rumunun, barış içinde yaşadığı güzel semt.
işte buraya, yıllar boyu, taşınabilmenin hayalini kurdum durdum. o kadar pahalıydı ki satılık evler, pek alınası değildi. kirada oturanlarda, kira yükselse bile, sırf semt hayatı yüzünden, taşınmak istememeleri ve tabi kurnaz emlakçıların, fahiş kira ücretleri belirlemesi sebebiyle, pek imkanımız olmamıştı... ta ki, sahibinden kiralık daire görünceye kadar. hem de giriş katı, bahçeli bir daire. hiç düşünülmez ve balıklama atlanır. şimdi yakın zamanda taşınacağız. hayallerimin ve çocukluğumun semtine hem de... daha ne olsun... gidin ve görün...
her gördüğünüz evde oturmak isteyeceğiniz semt. bir çok ev müstakildir ve iki katlıdır, çok şirinlerdir, her biri farklı renktedir. sokakların çoğu arnavut kaldırımdır. cami, sinagog ve kilisenin yan yana bulunduğu tek semttir. sanat galerisi ve kitapçıların bu kadar nostaljik ve ilgi gören hali sadece bu semttedir. ismet baba meyhanesi bu semttedir. ismet baba can yücel' in en uğrak mekanıdır. ismet babanın arkasındaki kafe de tarihidir ve can yücel' in favorileri arasındadır. bir çok şiirlerini bu mekanlarda yazmıştır ve bir çok aydın sanatçı gibi o da kuzguncukta yaşamıştır. değerli oyun yazarımız güngör dilmen halen burada ikamet etmektedir. fotoğrafçı, ressam, müzisyen, heykeltraş gibi meslek erbabları da bu semtte yaşamktadır. arkasında illia nın bostanı vardır. binbir çiçekle süslüdür ve hala (eğer yalnış bilmiyorsam) bostandan salatalık domates gibi ihtiyaçlar doğal ve organik bir şekilde satılmaktadır ve kuzguncuk halkı bundan faydalanmaktadır. ilginç bir hikayesi de vardır bu bostanın, zamanında mehmet haberal buraya bir hastene yapmak istemiş kuzguncuk halkının direnmesi sonucu bu bostan kuzguncuk halkına nefes aldırmaya ve besin vermeye devam edebilmiştir. perihan abla dizisi bu semtte çekilmiştir. yanında fethi paşa korusu vardır. girdiğiniz andan itibaren huzur kokan bu semt 6 ve 7 eylül de sıkıntılı zamanlar yaşamış fakat semti sembolü olan kilise cami ve sinagog' un yan yana durması gibi müslüman - gayrimüslüman kolkola girmiş ve çapulculara pek fazla fırsat vermemiştir. ünlü bir aşk da yaşanmıştır bu semtte. eudoksia isimli hıristiyan bir genç kız, yağız bir türk delikanlısına (bağış bey) aşık olmuş ve ikisi aşk yaşamaya başlamıştır, fakat kilisenin papazı todori bu ilişkiye sıcak bakmamıştır, zira kendisinin gönlü vardır güzel eudoksia' da, kötü niyeti olmasada kendine hakim olamayan papaz todori, kimse yokken kilisenin ortasında bir buse kondurmuştur eudoksia' nın yanağına fakat o sırada içeri cemaatten biri girip durumu görmüştür. büyük bir skandal misali her yerde duyulur papaz todori' nin yaptığı. hatta o kadar büyürki işler hıristiyanlık aleminden bir heyet papazın vaaz günü kiliseyi kontrol etmeye gelecektir. ne yapacağını şaşırmıştır todori zira vaaz konusunda da çok yetenekli değildir. can yücel' den yardım isteyen todori beklediği cevabı alır. can baba bir kaç satır karalar todori için, vaaz o kadar beğenilir ki todori kontrole gelen heyetin gözüne girer ve olay kapanır. ancak ne zaman vaaz konusunda sıkışsa can baba ya gitmektedir todori, e bu da can baba yazdı mı yazıyor yani, herkes çok beğenmeye başlamış, hatta öyleki artık başka semtlerden gelenler oluyormuş todorinin vaazını dinlemeye. vaaz sırasında ozan can' ın biçemini anlayabilen tek kişi varmış, durumu anlamış ama belli etmemiş, o kişi ise öğretmen saranda imiş, ki kendisi hala yaşamaktadır kuzguncukta, saranda ya göre "incilin azizleri azizelrinden çok, söylencenin pagan tanrıları, tanrıçaları kilisenin kubbesinde uçuşuyordu." yani, can yücel bu bilen bilir kim olduğunu nasıl olduğunu. daha sonra 1955 olayları patlak verince çok hasar almasa da kuzguncuk, gitmek zorunda hissetmiş oradaki gayrimüslim kardeşler kendilerini ve yok pahasına evlerini satıp gitmişler. bugün o semtin hala güzelliğini korumasının sebebi ise hem orada şimdi yaşayanlar hem de biraz mimarinin azizliği, zira oraya yeni apartmanlar yapabilmen için 3 ya da 4 tane yan yana duran evi satın almak zorundasın, e bu da işin maddi boyutu büyüttüğünden neredeyse kimse girişmemiş bu işe. hala görmek mümkün çoğu evi eski mimarisyle. neyse 1955 te gidenler arasında eudoksia' da varmış ve aşkları mektuplarda kalmış, papaz todori ise 1955 baskınında kilisede ufak çaplı bir yangına maruz kalmış, iyileşincede galiba sarıyer de bir kilisede göreve başlamış.
hakkında yazılacak konuşulacak çok güzel bir semttir kuzguncuk, bozulmaması dileğiyle.
öyle sanıyorum ki istanbul'un en güzel semti..
özlemini çektiğimiz mahalle yaşantısının yanında nakkaştepe'ye 2 ,beylerbeyi'ne 5 ,çamlıca'ya ise 10 dakikalık mesafede bulunması nedeniyle istanbul'un merkezi..
ama o harika yokuşlardan birini çıkıyorken yanınızdaki arkadaşınızla ;
-olum bak şimdi yaşlı ve çok zengin bir teyze bizi görecek , burayı çok sevdiğimizi anlayıp bize çay ikram edecek ve aynı zamanda ölmek üzere olan bu teyze yalısını bize bağışlayacak oldu mu?
hayalleri kuruyorken ;
-pardon bir yeri mi arıyorsunuz ?
şeklinde mükemmel bir kız sesi duyduğunda insan irkiliyor..kardiyolojik problemler doğuyor ve tahmin edersiniz ki hayallerin yönü değişiyor..dikkatli olmak lazım..
bir de anacaddede yanyana duran kilise ve cami biraz yukarısında ise sinagog görülmeye değer..
kendini bi an istanbulun dışında bi yerdeymiş gibi hissediyorsun.
eski tarihi evleri, sokaktaki havası, esnafı, insanı, istanbul gibi değil.
insan profili de farklı, denizin kenarı ama denizden çok iklimi insanı etkiliyor.
dükkanlardaki esnafsal yaklaşım ( genelinde ) ürkütmüyor.
istanbulun nadide bir çiçeği, bu kadar istanbul olupta bu kadar istanbuldan uzakmış gibi bir yer daha var mı bilmiyorum...
ali fuat cebesoy'dan can yücel'e kdar bir çok önemli şahsiyeti içinde barındıran bostanıyla meşhur istanbul semti.hayat kahvesine gidip bir çay içmek bile dinlendirir ruhunuzu.
Uzun zamandir gidip görmek istediğim, sonunda arkada$ gaziyla da olsa kalkip ankara'dan istanbul'a gitme sebebim. kelimelerle ifade edilemeyecek nostaljiye ve huzura sahip, ufak sokaklari ve mükemmel müstakil evleri ile ağizlarimizi birer kari$ acik birakmi$, içimizde filizlenen orda ya$ama arzusunu cok fazlaca körüklemi$ antika mekan. beni özellikle etkileyen limonluk kahvesi oldu orda. sadece 4 sandalye ve 2 masadan olu$an bu kafe acaip ho$uma gitti. ayrica bircok diziden a$ina olduğumuz mekanlarida gördüğümüz yerdir. bu dizilerden ekmek teknesi'nin kahvesi, berberi, tuhafiyecisi ve teknesi..perihan abla'nin evini.. ve kurtlar vadisi'nin'inin sözbir otelini ve korcan aile çay bahçesi'ni icinde barindirmakta.. tam ana caddenin bittiği yerde ismet baba meyhanesi insanin gözüne carpmakta. "gidip icelim sizalim yatalim burda kaldirmasin kimse bizi" dedirten bi mekandir ismet baba. denize sifirdir ve tüm caddeyi görebilmektedir..
