kitabın sonunun bu kadar yavan olmasının sebebi seriinin ilk kitabi olmasından ötürüdür. sebahattin ali hakkın rahmetine kavuştuğu için diğer kitapları yazamamış ve kuyucaklı yusufun finali bu kadar muallakla bitmiştir.
Kitabı bugün bitirdim. O nasıl bir dramdi öyle ? Sayfaları çevirmekten kendinizi alı koyamıyorsunuz. Yusuf'a mı üzüleyim ? Muazzez'e mi yoksa gücün içerisinde bir gölge kadar zayıf duran babaları selahattin'e mi ?
Diğer yazar arkadaşlarımın söylediği gibi kübra konusunu bende çok merak ediyorum. Kitap genel hatları ile fazlası ile sürükleyici. Okumanızı tavsiye ederim. Kürk mantolu madonna ile kıyaslamak kitaba haksızlık olur. Bence her ikisinde de insanin içine oturan , kalbini sizlatan olaylar var..
--spoiler--
Zaten, Bir felakete sükun ve itidalle tahammül edenlerin manzarası, o felaket için ağlayıp çırpınanların manzarasından çok daha korkunç ve ezicidir.
--spoiler--
Kitabın başında daha bu cümleyi okuduğumda, okuyacağım kitabın ne denli kaliteli olduğunu anladım.
ben kürk mantolu madonna'yı daha çok sevdim. ama bu kitap da okunması gerekenler arasında. hatta en geç orta okulda okutulmalı. gerçekten de kitap 100 temel eserin içinde yer almayı hak ediyor.
--spoiler--
çünkü en azından bu kitabı okuyunca erkekler genç yaştayken bir meslek edinmeleri gerektiğini, kızlar da işsiz bir adamla evlenirlerse bunun ne gibi sonuçlar doğurabileceğini anlıyor. bazen bir kitap bin nasihatten faydalı olabilir.
--spoiler--
Kürk Mantolu Madonna'nın gölgesinde kalmış bir Sabahattin Ali romanı.Kürk mantolu Madonna'ya göre üslup bakımından daha sağlam bir romandır. Halk edebiyatını, Anadolu insanını bizzat tanıklık ettiği coğrafyada kaleme almıştır. Karakterleri ya mutlak iyi ya da mutlak kötüdür. Yaşar Kemal romanlarındaki tat kalıyor aklınızda bu eserde. Zira Sabahatti Ali'nin devamını yazmaya ömrü yetseydi, ince Memed gibi bir seri halini alabilirdi.
yusuf a romantik diyen kişinin bu romanı okumadığını sonuna kadar iddia ederim romanı. ***
romantizm konularında yusuf tam bir tomruktur.
yusuf un derin çözümlemelerine dayanamayanlar sıkıntıdan patlayabilir bu romanda, baştan uyaralım. sabahattin ali başlığında aylar evvel yazmıştım, romandan kendine pay biçebilen zevkten kudurur. **
güzel romandır. şöyle güzeldir; o dönemler, kitaplarına doğu-batı çatışmasını konu etmekten kafayı sıyırmış türk edebiyatı yazarlarının aksine bu kitap biraz daha dinlendirici sanki. hani yine bir yerlerden çıkıyor az çok alaturka, alafranga meselesi. çıkmaması elde değil türk klasiği sonuçta o iki zıt kavram birbiriyle karşılaştırılmazsa bir şeyler eksik kalacakmış gibi geliyor artık.
tek anlayamadığım, bir de türk edebiyatının belki de en romantik kahramanı diye bahsedilmişti "yusuf" dan. oysa adam bildiğim odun. onun dışında övgüleri hakettiği kadar olan bir eser. kitabı baştan sona sıkıcı bulsanız da o son bir iki sayfası için bile baştan sona kadar katlanmaya değer.
sabahattin ali'nin yazarlığını ve tarzını en belirgin şekilde hissettirdiği şaheseridir. kuyucaklı yusuf'un, edebiyat tarihimizin en romantik kahramanı olduğu bilgisini biraz iddialı bulsam da kabul edebilirim sanırım.
buna ek olarak kitabın kapağını açtığınız andan itibaren kaleme alındığı dönem itibari ile memleket manzaralarını o kadar güzel nakşeder ki okuyucu olan size.
o döneme ait kültürel yapı, yaşantı, duyguların yaşanışı ve haliyle de çarpıklıklar o denli güzel akar ki gözlerinizden, zihninize. bilmiyorum ama bu eserini ben sabahattin ali'nin, şiirlerine benzetiyorum düz yazılarından daha çok. öyle daha bir kafiyeli gibi akıcı bir kitap. misal kürk mantolu madonna veya içimizdeki şeytan'da kısmen sırça köşk'te sabahattin ali'yi daha içe dönük bulmak mümkün ama bu kitabı, biraz daha dokunulabilir, tutulabilir bir şey gibi geliyor bana.
çok sakin bir havası vardır romanın. bir iki kötü olay dışında -gerçi baya kötü olaylar olmuştur- böyle sessiz sessiz mutlu yaşar romandaki herkes. tavsiye edilir.