zira Gezegenini ve insan ırkını olması gerektiği gibi seven yücelten savunan ve mensubu olmaktan gurur duyan onurlu insanlarda kusur söz konusu olamaz.
Dünyayı istila eden Dünya dışı ırkın, ülke millet din siyaset terör ve benzeri kavramlar adı altında gezegenimizi ve insan ırkını bölmüş olmaları bu gerçeği görmenizi zorlaştırıyor ola bilir.
tv radyo ve şarkılarda ülkecilik terörizm dincilik ve milletçilik öğretiliyor. ve bu nesilden nesle aktarılıyor.
mümkünsüzdür. hemen herkes kendini en iyi ve kusursuz göstermeye çabalar. ne gereksiz bi davranış. mükemmel insan yok ki, bunu hepimiz biliyoruz. o zaman neyin çabası bu hala?
bi hikaye anlatcam bunla ilgili;
--spoiler--
bi adamın iki tane testisi varmış. her gün bunlarla dereden evine su taşırmış. bi tanesi sağlam bi tanesi çatlakmış. çatlak olan eve varana kadar suyun yarısını sızdırıyormuş. iki yıl böyle geçmiş. sonunda çatlak olan utanmış ve sahibine: "kendimden utanıyorum. şu çatlak yüzünden sular eve varana kadar akıp gidiyor" demiş.
adam gülümsemiş. "görmedin mi yolun senin tarafındaki kısmı çiçeklerle dolu. fakat diğer tarafta yok. çünkü ben en baştan beri senin kusurunu biliyordum. senin tarafına çiçek tohumları ektim. sen her gün onları suladın ben şimdi o çiçeklerle masamı süslüyorum. sen kusursuz olsaydın, evime böyle zarafet veremeyecektim" demiş.
--spoiler--
hepimiz birer çatlak testiyiz. hepimzin kusurları var. bizi biz yapan karşımızdakinin kusurunu örtmek, görmezlikten gelmektir. önemli olan kusurlarımızı kabul edip düzeltmeye çalışmaktır. insan olmak bunu gerektirir.
burnumuzun dikine gitmeden olumsuz yanlarımızla yüzleşip kabul etmek zorundayız. hoşgörülü olursak da kusurları kabullenmek kolaylaşır.
mümkün değildir. ancak bazen kusurlar özellikle ön plana çıkarılır. kişiyi kusurlarıyla Kabul eden insan için sonradan görülen güzellikler en güzel hediye olur. günümüz şekilci dünyasında anlaşılması zor bir olay.
Çin'de bir adam, her gün boynuna dayadığı kalın sopanın iki ucuna astığı
testilerle dereden su taşırmış evine.. Bu testilerden
birinin yan kısmında çatlak varmış... Diğeri ise hiç kusursuz ve
çatlaksızmış; ve her seferinde bu kusursuz testi adamın doldurduğu suyun
tümünü taşır, ulaştırırmış eve..Ama her zaman boynunda taşıdığı testilerden
çatlak olanı eve yarım; diğeri dolu olarak varırmış iki sene her gün bu
şekilde geçmiş. Adam her iki testiyi suyla doldururmuş ama evine vardığında
sadece 1,5 testi su kalırmış...Tabi ki kusursuz, çatlaksız testi vazifesini
mükemmel yaptığı için çok gururlanıyormuş. Fakat zavallı çatlak olan
kusurlu testi, çok utanıyormuş. Doldurulan suyun sadece yarısını eve
ulaştırabildiği için de çok üzülüyormuş. iki yılın sonunda bir gün,
görevini yapamadığını düşünen çatlak testi,ırmak kenarında adama şöyle
demiş:
'Kendimden utanıyorum. Şu yanımdaki çatlak nedeniyle, sular eve gidene kadar
akıp gidiyor..' Adam gülümseyerek dönmüş testiye; 'Göremedin mi? Yolun
senin tarafında olan kısmı çiçeklerle dolu.
Fakat kusursuz testinin tarafında hiç yok.Çünkü ben başından beri senin
kusurunu, çatlaklığını biliyordum..Senin tarafına çiçek tohumları ektim.. Ve
hergün o yolda ben su taşırken,sen onları suladın.. 2 senedir o güzel
çiçekleri toplayıp,masamı süslüyorum. Sen kusursuz olsaydın, o çatlağın
olmasaydı evime böyle güzellik ve zarafet veremeyecektim' diye cevap vermiş.
Aslında hepimiz birer çatlak testiyiz Her birimizin kendine has kusurları
vardır. Fakat sahip olduğumuz bu kusurlar ve çatlaklardır hayatlarımızı
ilginç yapan,mükafatlandıran, renklendiren..
Etrafımızdaki her kişiyi,oldukları gibi kabullenin.. Onlardadaki kusurları
değil, içlerindeki güzellikleri görün... **