evet baska bir yanilgida kurtulus savasini ataturkun ve kuvayi milliyetin tek basina kazandigidir.. oysa ki ingilizlere yardim ediyor gibi gorunen hilafet ordusu dualariyla savasmasi icin bizlere melek gondermistir.yesil carsari carsafli melekler arapca dualala bizi korumus ve dusmani onlar yenmistir.
arastirmacilara gore allah 11.000 tane atli 6.000 de asker olmak usere 17.000 tane melek gondemristir. evet melekler olmasa islam olmasa kazanamazdik..seriat kazandirmistir bize kurtulus savasini.
din alet edilerek insanları atatürk'ten, dedelerinden, birlik dayanışmasından, şanlı tarihinden uzaklaştırmanın bir yolu olarak ortaya atılmış meleklerdir. bazı kimseler bu meleklerin varlığından bahsederek atatürk'ün dehasını, dedelerimizin başarısını ve emperyalizme karşı zaferimizi yok sayarlar. sanki melekler ne kadar varsa atatürk o kadar kakadır. böyle bir görüş yaratılmak istenmektedir.
kimdir bu düşünceleri ortaya atanlar? fettullah gülen'lerdir? hani şu amerikancı fettullah gülen. şimdi emperyalizmin bizi orda yenemezken başarısızlığını bu şekilde örtbas etme çabası anlaşılır sanırım.
her zamanki terane,
"inanan" insanları tartışma ortamına çekme çabalarından biri daha. ucu boklu değeneği sürekli sağa sola dokundurma isteği, hazmedemenin verdiği "dayanılmaz ağırlık" inançsızlığın bünye üzerinde yaptığı baskının eseri.
o kadar nefretle dolu ki bünye cümleler bile yanlış yazılıyor; "yesil carsari carsafli melekler arapca dualala bizi"
+ aklıma yeni bir şey geldi bunu hemen servis etmeliyim !
diğer yanda ise türkiye büyük millet meclis'in açılışında gazi mustafa kemal tarafından gönderilmiş olan genelge'de yer alanları görmezden gelen, müslümanları atatürk düşmanı, atatürk'ü müslüman düşmanıymış gibi gösterip beynin o "sığ" bölümüne çekme isteği.
neyi kanıtlamaya çalışıyorsun?
nedir bu muhacir zekanın hikmeti?
her yazılan kelamla tatmin olacaksın şimdi, tıpkı karmanda yazdığı gibi "-283 (insanlıktan çıkmış) "
yazık..
kemalizmi düin haline getirip atatürkün tek başına savaşı kazandığını söyleyen acayip insanların dalga geçme konusudur. onlar inanmayabilir ama biz inanıyoruz. onlar haklıysa öteki tarafta bizim bir zararımız olmaz, ama biz haklıysak vay hallerine.
defalarca duydugum meleklerdir. canakkale de soyle yaptılarda, kurtulus savası ndan boyle yaptılarda...tabi dindar kitlesinin fazla okumamış kısmı da bunlara inanır. gerci duyan hepsi inanır, dinleri imanları kuavvetlenir.
duymamışlar böyle bişiyi, o yüzden de yokmuş.
tabi yardım ettiler lan. hatta fettoş da hungur hungur agladı. onun da emegi coktur.
vardır böyle melekler. çok kutsal varlıklardır filhakika. onlar olmasaydı, atatürk'e yardım etmeselerdi nasıl dökerdi yunan itlerini ege denizine. on bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendi bu melekler. çünkü tanrı* bile savaşlarda hristiyanların değil, müslümanların yanında olmayı tercih etmişti. işte buydu müslümanların ayrıcalığı. ve kurtuluş günü yaklaştığında o melekler hak edene, hak'kın cennetini bahşedecekler.
bazi kendini bilmezlerin inanmadigi gercek.. hayat bilgisini tarih bilgisi ilkokul duzeyinde kalmislarin red ettikleri gercektir. bircok kisi yardimlara sahit olmustur.
Toprak öyle bitip tükenmez, /dağlar öyle uzakta,
sanki gidenler hiçbir zaman
hiçbir menzile erişemeyecekti.
Kağnılar yürüyordu yekpare meşaleden tekerlekleriyle
Ve onlar
ayın altında dönen ilk tekerlekti.
Ayın altında öküzler
başka ve çok küçük bir dünyadan gelmişler gibi
ufacık kısacıktılar
ve pırıltılar vardı hasta kırık boynuzlarında
ve ayakları altından akan
toprak,
toprak,
ve topraktı.
Gece aydınlık ve sıcak
ve kağnılarda tahta yataklarında
oyu mavi humbaralar çırılçıplaktı.
Ve kadınlar
birbirlerinden gizleyerek
bakıyorlardı ayın altında
geçmiş kafilelerden kalan öküz ve tekerlek ölülerine.
Ve kadınlar
bizim kadınlarımız:
korkunç ve mübarek elleri
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yarimiz
ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
ve kara sabana koşulan ve ağıllarda
ışıltısında yere saplı bıçakların
oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
kadınlar,
bizim kadınlarımız
şimdi ayın altında
kağnıların ve hartuçların peşinde
harman yerine kehriban başlı sap çeker gibi
aynı yürek ferahlığı,
aynı yorgun alışkanlık içindeydiler.
Ve onbeşlik şaraplenin çeliğinde
ince boyunlu çocuklar uyuyordu.
Ve ayın altında kağnılar
yürüyordu Akşehir üzerinden Afyon`a doğru.
ben aptalım demenin değişik yolları üzerinde araştırma yapılacak olursa derhal başlık altına en çok entari giren yazarın entarilerine bakılması gereken başlıktır.