1) kurtuluş savaşı bir halk savaşıdır. yanlış: kurtuluş savaşı bir halk savaşı değil, bir bürokrasi savaşıdır. cepheye gitmeyi reddedenlerin ve cepheye lojistik destek sağlamayanların idam edildiği bir savaş, halk savaşı olamaz. (bkz: istiklal mahkemeleri) ayrıca katılmayanın idam edildiği bir savaşa gönüllü katılım gösterenler, gayet tabii olarak, göt korkusu ile gönüllü taklidi yapmış olabilirler.
2) kurtuluş savaşında yedi düveli yendik. yanlış: yedi düveli değil, sadece yunanistan ordusu ve azınlık çetelerini yendik.
3)çanakkale savunması, kurtuluş savaşının bir parçasıdır. yanlış: 1. dünya savaşının parçasıdır. çanakkale savunmasını, cumhuriyeti kuran ankara hükümeti değil, osmanlı yaptı. o tarihte bir ankara hükümeti olmadığı gibi, osmanlı ordusunun komutası, alman bir generalin elindeydi.
şimdi üzerinden yıllar geçmiş bir savaş var bir elimizde, diğer elimizde de bir adet lamer. yavrum nababiliriz öyle veya değil? ne bu kıskançlık, ne bu kötüleme güdüsü? insanı zorla türkün türkten başka dostu yok demeye zorluyorsunuz. yok yıllar sonra bile denilenlere bakınca realist olup faşist olası geliyor insanın.
şimdi okuduğunu anlayamayan ve idrak yolları iltihaplı olanlar için geliyor: çuvaldızı bir de kendine döndür şekerim, canım, iri taneli pilavım. burda biri çıkıp ermenilere laf söylese faşist oluyor ama türklere söylemediğiniz kalmadı lan bi kere. ortalığın mna koydunuz resmen, ne gerizekalılık kaldı ne ilkellik kaldı ne insanlık kaldı. siz türklere sövünce * barış yanlısı, sosyalist, entel oluyorsunuz.ama biri çıkıp yunanistan için bişey söylese hemen yapıştırıveriyorsunuz "faşist,ilkel" ibaresini. ayıp denen bişey var bi kere. anladın mı elmalı turtam? hadi bakim bi çık gez hava al iyi düşün taşın kendine gel.
sapla sapanı aynı potada eritebileceklerini zannedenlerin düştüğü yanılgılardır.
bu eblehler gerçeği dile getirmeye çalışanları düşman ve hain olarak yaftalarlar.
sonuç: geldikleri gibi gittiler.
buu da bir ulusun verdiği mücadeleyi küçümseyen, götünü büyütmekten başka bir boka yaramayan zatı muhteremlere kapak olsun.
haa birde şu vardır ki evet yedi düvele karşı savaşılmadı ama yedi düvelin sağladığı silahla savaşan yunan ordusu denize döküldü.
istiklal mahkemeleri savaş esnasında değil çok daha sonraları kuruldu.
yanlıs: bu savas sonrası, verilen mücadeleyle gecmisinden gurur duyan yeni nesiller birakıldığı.
dogrusu: bu savas sonrası hangi akla hizmet ettiğini bilmeyen, nene hatunlardan ve seyit onbasılardan habersiz, kurtulus savasına bile bok atmaya çalışan, emoş bir neslin türediği.
bir kurtuluş olduğudur. bir egemen ideoloji yayma savaşı olmuştur ve bir ulus devlet ortaya çıkmış, azınlıkların hepsini o kurtuluş sandıkları şeyin içine diri diri gömmüştür.
yanlış: kurtuluş savaşı, bağımsız, laik ve modern türkiye cumhuriyeti'nin kuruluşunu sağlamıştır ve kahramanları tüm türk halkı tarafından minnetle anılmaktadır.
ne yazık ki doğru: atatürk'e, tüm eserlerine ve emeklerine minnet duymayan yeni bir nesil yetişiyor. birileri tarafından yetiştiriliyor, büyütülüyor bu nesil(f tipi). beyin kıvrımlarının arası örümcek ağları ile kaplanmış, milli duygulardan yoksun, sadece dini duygulara sahip olan ve daha 25 yaşında kokuşmaya başlamış bir nesil. ne ulu öncer mustafa kemal atatürk'e minnet duyuyorlar, ne de onun kurduğu laik türkiye cumhuriyeti'ni savunuyorlar.
iş olsun diye konuşmanın başka bir adı sanırım ? evet kurtuluş savaşına dair yanılgılar var...
bu yanılgıları belirtmiş zaten birileri... işte ben onları düzelteyim :
1 - kurtuluş savaşı bir halk savaşı değil, bir bürokrasi savaşıdır. yanlış. kurtuluş savaşı bir halk savaşıdır. kimse zorla silah altına alınmamıştır. idam edilmemiştir. ancak vatana ihanet suçunu işleyen kişiler idam edilmiştir.
2 - yedi düveli değil, sadece yunanistan ordusu ve azınlık çetelerini yendik. yanlış ! resmi tarihte kurtuluş savaşımızın 19 mayıs 1919 - 11 ekim 1922 tarihleri arasında gerçekleştiği yazılmıştır.
bazılarınız sorabilir hani diğer ülkeler diye ? bu soruyu soran kişiler itilaf kuvvetlerinin amacını da bilmeyen kişilerdir. itilaf devletleri 1. dünya savaşının sonucu olarak sevr antlaşmasını kabul etmeyen ankara hükümetine savaş açmıştır. batı cephesinde yunanistanı bir maşa oalrak kullanmıştır.
çünkü özellikle ingiliz hükümeti 1. dünya savaşı sonrasında oluşan savaş karşıtı görüşler yüzünden devrilmek istemediği için geri adım atmış, çanakkale'de aldığı yenilgi üzerine bir daha saldıracak cesareti bulamamıştır.
son olarak batı cephesi ve tüm cepheler aslen lozan barış antlaşması ile kapanmıştır. çünkü 26 ağustos 1922'de afyon'un doğusundaki mevzilerden taarruza geçen türk ordusu, 30 ağustos'takidumlupınar meydan muharebesi'nde yunanlıları kesin yenilgiye uğrattı. tamamen dağılan yunan ordusunun boşalttığı ege bölgesi birkaç gün içinde türk kuvvetlerinin eline geçti. nihayet 9 eylül'de türk orduları izmir'e girerek yunan işgaline son verdi.
savaşa savaşa emperyalistler geriletildi, mağlup edildiler. ingilizler,türkiye büyük millet meclisi hükümetiyle anlaşma yolları aramaya başladı.
istanbul ve çanakkale boğazlarının denetimini isteyen ankara hükümetine ingiliz başbakanı lloyd george " hayır " dedi. buna ülkesinde tepkiler geldi. winston chulrcill'in başını çektiği bir grup bakan istifa etti. diğer taraftan, padişah vahdettin, eylül 1922'de ülkeyi terk etti. peşinden de sadrazam damat ferit paşa. 2 ekim 1923 'de işgal kuvvetleri istanbul'u terketti. 6 ekim'de türk ordusu şehre girdi. bu da kurtuluş savaşının sonuçlarından biridir.
yedi düvel konusunda son hatırlatma, söylediğim gibi itilaf devletlerine karşı yapılmıştır kurtuluş savaşı, buyrun birinci dünya savaşındaki itilaf devletlerine bakalım :
arnavutluk
andorra demokratik ermenistan cumhuriyeti
belçika
bolivya
brezilya britanya imparatorluğu
+ avustralya
+ kanada
+ hindistan imparatorluğu (şimdiki bangladeş, hindistan ve pakistan)
+ newfoundland
+ yeni zelanda
+ güney afrika birliği
+ büyük britanya ve irlanda birleşik krallığı
+ britanya denizaşırı toprakları
çin cumhuriyeti
kosta rika
çekoslovak birliği
küba
ekvador fransa yunanistan krallığı
guatemala
haiti
honduras
italya krallığı
japon imparatorluğu
liberya
karadağ krallığı
nikaragua
panama
peru
portekiz
romanya krallığı
çarlık rusyası
san marino
sırbistan krallığı
siyam (tayland)
uruguay
amerika birleşik devletleri
hala yedi tane düvel saymaya çalışmayın... ben işaretledim kurtuluş savaşında aktif olan itilaf devletlerini.
3 - çanakkale savaşı türk kurtuluş savaşı'nın parçası değildir. yanlış ! çanakkale savaşı türk kurtuluş savaşının ayrılmaz bir parçasıdır. bu savaş bir ateştir, kurtuluş savaşı bir fitil. işte çanakkale savaşı bu fitili ateşlemiştir. türk topraklarının savunması adına yazılan bir destandır. e
eğer çanakkale savaşı bu denli başarılı olmasaydı ingilizler iflah olmayacaktı, saldırılara devam edeceklerdi belki de vatan toprağından bir parça bile kalmayacaktı bugüne. dolayısıyla kurtuluş savaşı için belkide taakati kalmayacaktı türk ulusunun.
çanakkale savaşında yer alan bu kumandanlardan 3'ü türk kurtuluş savaşında aktif rol almıştır. ayırın bakalım ayırabilirseniz çanakkale savaşı'nı türk kurtuluş savaşı'ndan...
şimdi izninizle yirmi yaşında düşünebildiğini farkeden entel maskemi takarak başlıyorum zıçmaya :
efendim öncelikle kabul etmeliyiz ki, türkler orada soykırım yapmışlardır. nasıl mı? aidiyeti teee iyonyalılara, frigyalılara, hatta ve hatta urartulara * dayanan yunan egemenliğindeki anadolu topraklarını, yani aslında yunan yurdunu, haksızca işgal etmişler, kurtuluş savaşı dedikleri insanlık ayıbıyla da yunanlılara soykırım uygulamışlardır. hatta işi daha da ileri boyutlara vardırıp, kendilerini kurşunların önüne atarak bir nevi kendilerine soykırım yapmışlardır.
neyse, daha fazla saçmalamayacağım. entelliğim buraya kadarmış.
ah, despotik yasalar yok mu? o yasalar olmasaydı sen bu tanımı yazabilecek miydin benim cici entelim dantelim?
kurtuluş savaşı emperyalistlerin sonucunu belirlediği savaşmış. vay anasını, bu zeka ergenekonu bile çözer ya. zehir gibi maşallah. mustafa kemal de emperyalistlerin kuklası değil mi? savaşı o yönettiğine göre? (bkz: şerefsizim aklıma gelmişti) diyelim ki bu emperyalistlerin bizimle hiç bir bağlantıları yok, mustafa kemal'i tanımaz etmezler. e öyleyse bunlar yunanlıların yenileceğini bile bile bu adamları sürdüler meydana. o zaman toplu katliam, soykırım değil de nedir bu? ondan da bahsetsene benim trene baktıktan 16 saniye sonra algılayabilen arkadaşım. konu türkler olduğunda cameron diaz gibi açılan ağzını açıp eleştirsene ingilizi fransızı?
en can alıcı tespit, çanakkale savunmasını alman generalin yaptığı tespiti. neymiş, komutada o varmış. bu zeka ile hala bu sözlükte yazar olarak sürünmek düşündürücü, neden nasa'da değilsin?
ulan kurtuluş savaşına da bok attınız ya... yazıklar olsun be..
Unutulmamasi gereken bir $ey vardir. Bir millet icin onemli olaylari abartmak, her ne $ekilde olursa olsun, o onemli olaylarin degerini yabancilarin gozunde dusurmektedir. O yuzden fikir sahibi olmadan, bilgi sahibi olunmasi onerilir. **
kurtuluş savaşı'nı sadece bir savaş olarak görmek.
kurtuluş savaşı sadece bir savaş değil aynı zamanda bir devrimin de ön hazırlığıdır. bir yandan emperyalizme karşı halkın desteğiyle bir savaş verilirken bir yandan da yobaz zihniyete karşı yapılacak olan devrimin ön hazırlıkları yapılmıştır. istiklal mahkemeleri de kurtuluş savaşının yukarda bahsedilen iki cephesinde de aktif rol oynamıştır.
belli ki bazıları hala bunun kuyruk acısını çekmekte.
hemen hemen tamamının algı farklılıklarından kaynaklandığı yanılgılardır. muhafazakar kanat, atatürk'ün savaştaki rolünün abartıldığını savunup başka kumandanları yüceltir ve "milli ruh" yerine "din kardeşliği" teoremine sarılır. milliyetçi ve laik kanat mustafa kemal'i tekleştirerek, ali fuat'ı, kazım karabekir'i, refet paşa'yı ve diğer minimal unsurları bir kenara iter. mücadeleyi "ulus" temeline oturtur ve yobazlığa saldırır. bugünün geleneksel sosyalistleri, ulusalcı maoistleri gibi abiler de ağacı yontup yontup her şeyi bir kenara bırakırlar ve mücadeleyi bütünüyle "anti-emperyalist" bir zemine oturturlar. bu noktadaki en büyük dayanakları da savaş boyunca sovyetlerle kurulan ilişkilerdir.
gelgelelim gerçeklik tek değildir. yani kurtuluş savaşı hem bunların hiçbiridir, hem de hepsidir. yani kurtuluş savaşı ne bütünüyle bir "ulusal mücadele"dir, ne de tamamen bir "gazâ"dır. eger yalnızca bunlardan birisi olsaydı, mustafa kemal nutuk'u, kazım karabekir istiklal savaşı hatıralarını, miralay arif ve daha nicesi o döneme haiz birbirinden çoğu yerde ayrılan "gerçeklikler" anlatmazlardı. bu anılar, her biri farklı algılarla yazılmış, kendini temize çıkaran ve karşındakini eleştiren metinlerdir. hepsinde yanılgılar, yanlışlıklar ve "saptırmalar" olduğu kadar, su götürmez gerçekler de vardır. yani ne ulusal mücadele kazım paşa'nın iddia ettiği gibi ancak kendi çabasıyla başarıya ulaşmıştır; ne de mustafa kemal'in iddia ettiği gibi rauf bey, ali fuat ve kazım paşa "alçak"tır. tarih, tek bir gerçekliğe dayanamayacak kadar zengin ve çelişkilerle doludur. önemli olan da zaten tek bir gerçekliği kabul etmek değil, farklılıkları bir araya getirip anlamlandırabilmektir dostlar.
ben türkiye'nin atatürk'ün ölümüden sonra bir türlü tam bağımsız olamamasını, yahudilerin (ehehe) çalışmalarına bağlıyordum, şuan görüyorum ki alakası yokmuş.
bazılarımıza o kadar koymuş ki ata'nın başarısı, kendi başarılarına, kendi geçmişlerine düşman olmuşlar, bu kimliksizlerin; humeyni'ye, hitler'e, stalin'e hayranlıkları yok mu, bitirirler adamı.
kurtuluş savaşı ile ilgili bu başlık altında incelenen yanılgılara düşenlerin çürütmek adına sunduğu argümanlar, birinci dünya savaşına aittir. bu arkadaşlarımız, resmi tarihi doğru addetmekle, birinci dünya savaşını kurtuluş savaşı zannederek, komik duruma düşmektedirler. birinci dünya savaşı kurtuluş savaşının fitilini ateşlemiştir savı, doğruluğu sakat olmakla beraber, yine de birinci dünya savaşının ayrı bir olgu olduğu, kurtuluş savaşından ayrı irdelenmesi gerektiği gerçeğini değiştirmez. yine bazı arkadaşlarımızın kurtuluş savaşında mücadele ettik dediği devletler, daha birinci dünya savaşı bitmeden savaştan ayrılmış, kendi dertlerine düşmüşlerdir. yine bugün canakkaleye anma törenlerine gelen yeni zelandalı anzakların dedeleri, kurtuluş savaşında değil birinci dünya savaşında savaşmış askerlerdir.
yine kurtuluş savaşını gölgeleyenler, bu tespitleri yapan ve katılanlar değildirler. kurtuluş savaşının şerefine gölge düşürenler, savaştan kaçanı, para ve benzeri yardımlarda bulunmayanları idam ederek, kurtuluş savaşını bir halk savaşı olmaktan çıkartıp, bürokrasinin halkı idam zoruyla zorla soktuğu bir savaş haline getiren istiklal mahkemeleri ni savunan zihniyetlerdir.
hatayı kendilerinde arasınlar.
"vatanın bir karış topraği için bir saniye dahi düşünmeden canını verenlerin; zorla silah altına alındığını sanmak", kurtuluş savaşı hakkındaki en büyük yanılgıdır...
30 kupona alınmadı bu vatan; gencecik abilerimiz, analarımız kendilerini siper ettiler;
sadece gelecek nesiller bağımsız yaşasın, kendileri hakkında saçma salak da olsa entryler girilebilsin diye!
olmayan yanılgılardır.
ellerinde belge olmadan, " olum resmi tarih yalan söylüyor yok lozan, sevr falan fasa fiso" diye konuşmanın mantığı nedir? madem bizim bildiğimiz tarih yalan söylüyor, senin tarihinin belgesini göster de bizde aydınlanalım. *
istiklal mahkemelerinin sorgusuz infazlarının savunulacak bir yanı yoktur tamam ama istiklal mahkemeleri üzerinden gidipte bir ulusun onur mücadelesinide yok saymak mallık değilde nedir aa dostlar.
hiç bir vatan evladı cepheye cephane taşımadın veya çoraplarından bir çiftini orduya bağışlamadın diye idam edilmemiştir.
kimileride der ki; efenim kurtuluş savaşında yeşil sarıklılar savaşmış türkler bu yüzden kazanmış mış miş muş.onu diyen bunu da der ciddiye almamak lazımdır. fikir kusmak böyle oluyormuş.