12 eylül cunta devrinde gelmiş yasaktır. cunta devrinden kalmış tatsız bir hatıradır. belki de başörtüsü gibi bir siyasi semboldu de darbeci amcalarımız yasaklamış OLABiLiR. allah'tan yasaklamışlar yoksa yatağımızda nasıl rahat uyurduk.
şu anda içişleri bakanı' nın, milli eğitim bakanı' nın ve geçmişte cumhurbaşkanlarının bile halkla kürt farsçasıyla konuştuğu türkiye' de bu lehçe devlet tarafından yasaklanmıştır iddiasında bulunmak tahrikçiliktir.
pakistan, hindistan'da resmi dil, bangladeş'te 2. resmi dil olan urduca tabi ki okullarımızda okutulabilir. peki neden ben hiç pomakça, lazca, vs. eğitim isteyen; verilmediğinde dağa çıkıp asker, sivil katleden vatandaşlarımıza rastlamadım? fark burada işte.
üniversitelerde kürt dili ve edebiyatı olmamasının sebebi kürtlere ve dillerine ambargo uygulanması değil, yeteri derecede ve dünyada yankı uyandıran yazılı eserlere ve yazarlara sahip olmamasıdır. aynı sebepten dolayı isveç dili ve edebiyatı, norveç dili ve edebiyatı gibi bölümler göremezsiniz. bana göre ise olmayan yasaktır, zira herkes özgürce kürtçe konuşabilmekte ve hatta kürtçe devlet televizyonlarında diğer etnik kökenlerin dilleri yanında kayırılarak öne çıkarılmaktadır.
kanımca türkiyedeki en saçma yasaktır. youtube falan neyse de kürtçeye yasak koymak, sadece yasak koyma alışkanlığından olsa gerek, zira kürt davasında en önde giden ailelerin ikinci bilemediniz üçüncü jenerasyonu zaten kürtçeyi öğrenmeden büyüyor. tam tersine konulmuş yasak çok baskıcıyken, insanlar yasağa inat diye çocuklarına öğretirdi, şimdi baskılar bir nebze azalmış olmasına rağmen durum böyle. gerçi yeni jenerasyon yasak olmayan türkçeyi dahi zor konuşup yazıyor, okuyanı bulmak ise mucize sayılır.
olmayan yasaktır deyip geçmemek lazımdır. zira "büyük" devletimiz bunu da yapmıştır zamanında. devlet nasıl faşişt olur en basit örneğidir. devleti elinde tutanlar kendilerinden başka kimse yaşamasın istediklerinde karşılaştığımız bir durumdur. Ne kadar acı ben ülkem adına bütün kürtlerden özür diliyorum. çok sevdiğim bir kürt arkadaşım vardı. şu sözü hala kulaklarımdadır. "bu ülkede sevdiğimiz herşeyi elimizden alıyorlar." halbuki devleti milleti seven bir insandı. lakin "yüce" devletimiz saolsun onu da küstürmeyi başarmıştı. dünyada halkını bu kadar büyük tehdit olarak gören başka bir devlet var mıdır acaba. ne kadar acı osmanlının son dönemlerine ne kadar da benziyor.
edit: basın eksiyi arkadaşlar. malesef bu ülkede iki kişi arasında bile kürtçe konuşulması yasaktı. bir türküm. ama adaletin terazisini sarsmamaya çalışan bir türküm. evet sizin eviniz korucular tarafından basılmadı. terörist kıyafeti giyen askerler tarafından taranmadı. oysa o arkadaşımın başına gelmişti bütün bunlar. oysa tek suçu vardı o da kürt olmak. herkes gibi daha fazla ekmek istemekten başka da bir derdi yoktu. devleti seviyoruz fakat devlet de yanlış yapar. önemli olan yanlışını anlamaktır. bizzat bir komutandan dinlemiştim doğuda görev yapan. köy taradıklarını anlatmıştı.
+ o eskidendi, artık hepsi bitti. yok tur yasak, istediğiniz yerde konuşun.
- nah sana.
+ nah bana.
hala devam eden yasak;
"elazığ'da bir şenlikte kürtçe konuşmak isteyen sanatçı rêzan rêzdar, kaymakam cengiz uysal ve garnizon komutanının müdahalesi ile sahneden indirildi". tarihe not düşülsün, 24 haziran 2009
ceza evlerinde insanların aileleri ile konuşmasını engelleyerek ve kürtçe afiş, broşür, internet hizmeti, belediye hizmeti gibi alanlarda hizmeti sağlayan kişileri idari ve mali olarak cezalandırarak sürdürülen yasaktır.