Herkes sorup duruyor: 'Kürt Sorunu nasıl çözülür?'
Benim kısaca cevabım şudur:
Fazla siyasileşmiş ve askerileşmiş bu meseleyi insanileştirerek. insanileşmeyi sağlayacak olan da hukuksallaşmadır. Çünkü siyasetin tek amacı var, insanı mutlu etmek... Yönetilenlere daha iyi bir yaşam sunmak... Bu olmayınca, bunca ölüm, bunca acı siyasetçinin ikbal kavgasına dönmekte... insan unutulmakta.
Ama halk kör değil. Kimin, neyi, niye yaptığını iyi görüyor. Güneydoğu'daki son seçim sonuçları bunun açık işareti. Türk ya da Kürt... insanının acısına aldırmadan, çare aramadan, sadece gerginlik politikası sürdüren hiçbir siyasi partinin ve hareketin şansı yok... diyen ahmet altan ın Nisan 2008 de fiyasaya çıkan kitabı.*
benim kısa cevabım da, bu konuyu cidden insanileştirmekten geçiyor. çok basit bir iki şey söyleyeceğim. kim 6 ay boyunca yolları kapalı doktor u olmayan, okulu ve öğretmeni bulunmayan, su ve elektrik gibi en insani ihtiyaçlarını karşılayacak imkanları olmayan bir köy de yaşamak ister. düşünsenize karınız doğurmak üzere ve en yakın sağlık ocağı yada ebe 10 km ötede götürmek zorundasınız tabikii karınızı yalnız şöyle bir problem var yollar kapalı olduğu için ya sırtınız da yada eskimolar gibi köpeklere kızak bağlayıp taşımanız gerekiyor. kadıncağız çocuğu bırakın artık kendi derdine düşüyor hali ile genellikle yolda doğum oluyor sağlıklı bir bebek dünya ya geliyor yada hem anne hemde bebek hayatını kaybediyor. kim yaşamak ister ki bunu? hiç kimse değil mi? demek istediğim devletimiz günaydoğu da yaşan kardeşlerimize insan gibi yaşama hakkını versin elektrik, su, yol, doktor, okul ve ordaki işsizliği minimum a düşürsün ondan sonra bakalım terör örgütüne katılmalar devam ediyor mu, terör saldırıların da bir azalma var mı. insanlığın gerektirdiklerini yerine getirelim ve bekleyelim bakalım neler olucak. tahmin ediyorum ki hiç kimse ailesini evinde bırakıp o soğuk, acımasız dağlar da tüm ihtiyaçlarını karşılayan devletine karşı terörü desteklemez.
