ev şeklinde olan mezardır. bu mezara soylu kişiler konurdu. ölen kişi giydirilir, mezar normal ev gibi döşenir, ölen kişinin atının ayakları konur, eğer varsa hizmetçisi veya kölesi bunlar da öldürülür bu mezarın içine konurdu. hatta bazı rivayetlere göre de cariyelerinin en güzelleri de öldürülüp yanına konurdu.
suni tepden oluşan mezarlardır. mezar odası inşa edildikten sonra yığma toprakla üzeri kapatılır, özellikle mezar odası tepenin tam altında ve ortasında kalır. kimi tümlüslerin\kurganların yerden yüksekliği 30m.yi bulmaktadır. iskitler in inşa ettiği tarzda kurganlar anadolu'da sık sık görülmektedir.
edit: kurgan veya tümülüsler höyük denilen suni tepeler ile çok sık karıştırılırlar; ancak höyük yerleşim yerlerinin üst üste yıkılıp yine üst üste inşa edilmesi ile oluşturulan yerleşim yeri kalıntısıdır. kurganlar ise kabaca tepe şeklindeki mezarlardır.
Türkler, ölenin yeri belli olsun diye mezar odası üzerine geniş bir daire biçiminde tümsek veya taş yığarak, piramit gibi tümsek yapmaktaydılar.
Bu tümsek ölenin önemine göre çok yüksek veya alçak olabiliyordu.
Mezar üzerine yapılan bu tür tümsek, KURGAN olarak adlandırılmaktadır.
Eserini 10.yüzyılın ortalarına doğru yazdığı anlaşılan Arap tarihçi Ebu Zeyd el-Belhi, Türk dilinde mezara "TEPE" denildiğini belirtmektedir.
Her ne kadar Kurgan sözcüğünün anlamı için çok farklı görüşler öne sürülmüşse de, kanımızca da Türkçe 'korumak' fiilinden gelen bu sözcük mezarı koruyan anlamında kullanılmaktaydı.
Kurganlar daire biçiminde yapıldığı gibi, kare biçiminde olan ve bir giriş-çıkış yoluna sahip olanları da bulunmaktadır.
Bazı Kurganlar ise mezar odası üzerine toprak yerine, irili-ufaklı taşların yığılmasıyla oluşmaktadır.
Kurganlar genellikle toplum tarafından kutsal sayılan yerlere yapılıyordu; bu tür yerler dağ tepeleri ve etekleri, yaylalar, ormanlık alanlar, ırmak yatakları ve göl kenarları olabilmektedir.