Suudi arabistanlı bir arkadasimla konuştum. Kendisi hadis çelişkisini anlatmıştı. Onun anlattıklarına göre hadislerin %20 si doğru dedi. Kuran 'ın da %100 doğru olduğuna inanıyoruz dedi. Kuran konusunda suphemiz yok ama hadisleri de yok sayamayız. Mantık çerçevesinde değerlendirmek gerekli bence ki dini bilgiler dogmatik olur ama söz konusu bilgilerin doğruluğu da kesin değil. Cennetin dili arapçadır arapça sual edilecegiz gibi hadislerin doğruluğu nedir? Son dk müslüman olup ölen adam sualde cevap veremediği için cehennemlik mı olacak sorgulayınca biraz da olsa anlayabiliriz. Bilmem ne idrarı için sağlığa iyidir demek doğru değil belli olaylarda belli tavsiyeler olmuştur ama bu demek değildir ki her zaman için vs. Alkol damarları genişletir kan akışını hızlandırır geçici ısınma sağlar sağlığa faydası olur bunun yanında zararı da olur, deve idrarı da susuzluğa güneş çarpmasına iyi gelmiş olabilir ama kandaki atık maddeyi artırır ve sonuçta sizi zehirler olayları mantık çerçevesinde yorumlayın ama deve sütü için tavsiye ederim.
dangalakların sandığı gibi çok iyi arapça bilenlerin sitesi değildir.
arapça ve arapça ilimleri bilen birisi olarak söylüyorum , ne taslaman ne çömezi dorman arapça bilir. önlerine bir arapça metin koyun anlamını dahi veremezler. anlamını bir kenara bırakın, harekeli bir metni dahi kolay kolay okuyamazlar . hele de bu metin klasik arapçaya ait bir metinse görün siz şenliği.
taslaman gibilerin yaptığı şudur: arapça ingilizce gerek çevrimiçi gerek diğer sözlüklerden kelimelerin anlamına bakıp, işlerine gelen meal ile kıyas yapıp; işine geldiği gibi sunmak.
kur'an ilmi diyorlar bir de. kur'an ilimlerinin başında arapça gelir. arapça da sarf, nahiv, lugat, belagat gibi ilimler vardır . taslaman fasihlik ile belagatın arasındaki farkı bilmez. bırakın ileri düzey diyeceğimiz "belagat" kısmını, sizin îman ettiğiniz taslaman ve avanesi nasb eden edatları dahi bilmez.
ve sonra da bu "şarlatanlar" ile en az onlar kadar "şarlatan" olan "câhil" avaneleri önüne gelen sallar. daha taberî tefsirini arapçasından okuyamayan adamlar, sözlükler toplamış, gramer kitapları yazmış ümmetin âlimlerine, mezheb imamlarına, ehl i beyt imamlarına, sahabelere sallar.
bu ümmet tarihinde çok düşmanla karşılaştı. ama cehaletinde, azgınlığında - ki yakındır anlamları- bu kadar ileri gidenleri görmedi. yemezlermiş. size yediren çoktan yedirmiş. 32 farzı bilmeyen adamlar müsteşrikler ve onların yerli olmayan "öğrencileri" sayesinde ne sahabenin ne sonraki nesillerin bugüne kadar inkar etmediği her şeyi inkar eder hale gelmiş.
haydi ikileyin. batı karşısında ezikliğinden iki büklüm olmuş özentiler sizi.
Ana dili gibi arapçayı bu sitedekiler bilmiyorlar. Kur'an mealinden (oda çarpıtılmış) yeni bir din anlayışı kuruyorlar...
Taberi tefsiri demişsin. Sadece Bakara 106'nın giriş kısmını paylaşayım. Ama taberiye inanmayacaksın. Gene gidip o Mevdudici, Kutupçu, Abduhcu bu siteye ve Taslaman, islamoğlu gibilerine inancaksın. Çünkü işine o geliyor. Çünkü o adamlar Recmin olmadığını, mürtedin öldürülmediğini, kuranın bilimsel olduğunu, elin kesilmediğini söyleyecek ve daha modern bir din anlayışı kuracak. Ve bu senin işine gelecek...
106- Biz, bir âyetin hükmünü kaldırır veya onu unutturursak daha iyisini veya aynısını getiririz. Allanın her şeye kadir olduğunu bilmez misin
Biz, bir âyetin hükmünü, helali haram, haramı helal, mubahı sakıncalı sakıncalıyı mubah şeklinde değiştirirsek yahut da onu değiştinneksizin olduğu gibi bırakırsak, bu durumda hemen veya bir müddet sonra, sizden bir zorluğu kaldırmak veya mükâfaat ve sevabınızı artırmak suretiyle sizin için o âyetin daha hayırlısını getiririz. Yahut da sizler için aynı faydalan sağlayan benzer âyetler getiririz. Ey Muhammed, bilmez misin ki Allah, farz kıldığı bir takım hükümleri neshettiği takdirde onların yerine kullan için ya dünyaları veya âhiretleri bakınımdan daha hayırlı olan hükümleri yahut da onlar için, dünya ve âhiretleri bakımından aynı olan hükümleri getirmeye kadirdir
* "Âyetin hükmünü kaldırma" diye tercüme edilen kelimesinin lügat mânâsı, bir meseleyi bir kitaptan kopya edip başka bir yere yazmaktır.
Taberi diyor ki: "Madem ki nesih bu demektir o halde bir âyetin hükmünün kaldırılıp lafzının bırakılması veya lafzının da kaldırılması aynı şeydir. Bir kısım âyetlerin sadece hükümleri değiştirilmiş lafızları ise aynen kalmış veya unutturulmuştur. işte bunların hepsi de nesih ifadesinin içine girmektedir. Nitekim Hasan-ı Basri bu hususta şöyle demiştir: "Peygamberimize Kur´andan bazı âyetler okutuluyor sonra da unutturuluyor ve onlardan bir eser kalmıyordu. Kur´anın bazı âyetleri de vardır ki onlar nashedilmiştir. Fakat halen siz onları okumaktasınız. Yani hükümleri kaldırılmıştır fakat lafızları bakidir."
Müfessirler, "Nesih" kelimesinin mânâsını çeşitli şekillerde izah etmişlerdir. Süddiye göre âyetin neshi, onu alıp götürmektir. Abdullah b. Abbasa göre onu değiştirmektir. Abdullah b. Mes´udun arkadaşlarına ve Mücahide göre âyetin lafzını bırakıp hükmünü değiştirmektir. [278]
Nesih Nerelerde Meydana Gelir
Taberi diyor ki: "Âyetlerin hükümlerini değiştirme mânâsında Nesih, emirlerde, nehiylerde, mubahlarda, men edilen şeylerde ve mutlak hükümlerde olabilir. Fakat haberlerde nesih cereyan etmez. Mesela, Allah teala cennetteki hayatın ebediliğini haber verdikten sonra onu değiştererek cennet hayatının geçici olduğunu bildirmez.
Âyet-i kerimede zikredilen ve "unutturursak" diye tercüme edilen ifadesi çeşitli şekillerde okunmuş ve her okunuş şekline göre de farklı mânâlar verilmiştir. Bu okunuş şekillerini ve izahları şu şekilde özetlemek mümkündür.
1- Medine ve Küfe kurlalan âyetin bu bölümünü, Kur´anda tesbit edildiği gibi şeklinde okumuşlardır. Bu kıraat şekline göre âyetin bu kısmına iki türlü mânâ verilmiştir.
a- "Unutturmak" Buna göre âyetin mânâsı şöyledir: "Biz bir âyetin hükmünü değiştirecek olur veya unutturacak olursak ondan daha hayırlısını veya benzerini getiririz. Abdullah b. Mes´ud, Katade, Übey b. Humeyd, Hasan-ı Basri, Rebi´ b. Enes, Abdurrahman b. Zeyd ve Sa´d b. Ebi Vakkas âyet-i kerimeyi bu kıraat şekline ve bu izah.tarzına göre tefsir etmişlerdir. Mesela, Abdullah b. Mes´ud, âyetin izahında şöyle demiştir: "Sana bir âyeti unutturacak olursak veya hükmünü değiştirecek olursak daha iyisini veya aynısını getiririz."
Katade şöyle demiştir: "Bir âyet, kendisinden sonra gelen başka bir âyetle neshediliyordu. Resulullah o âyeti okuyordu. Daha sonra ise âyet unutturulup kaldırılıyordu. Böylece Allah, dilediğini Peygamberine unutturuyor dilediğini de neshediyordu. Abd b. Humeyd bu konuda şöyle demiştir: "Bu âyetin mânâsı şöyledir "Biz bir âyetin hükmünü değiştirir veya onu kaldırıp elinden alacak olursak daha iyisini veya aynısını getiririz."
Hasan-ı Basri de şöyle demiştir: "Peygamberimize Kur´anın bazı âyetleri okundu sonra da o âyetleri unuttu."
Rebi´ b. Enes ve Abdurrahman b. Zeyd de âyetin bu bölümünü: "Âyetleri kaldırırsak veya silersek" şeklinde izah etmişlerdir.
Diğer başlığa da yazmıştım. Buraya copy-pasteleyim:
Taslaman şarlatanıyla irtibatlı bir site... Nasih mensuh hakkındaki yalanları için bknz. (#29112134)
Ayrıca modernizmin amına koyayım;)) Yobazların en önde gidenleri insanları yobaz olarak niteliyor...
Bu adamların din anlayışı en ufak bir farklılığın bile şirk, küfür olduğu Seyid Kutup-Mevdudici bir din anlayışı.
Ve bu din anlayışı bugün ortadoğunu kan gölüne çeviren Işid'in tekfir anlayışının temeli. Terörize olmuş din anlayışı doğrudan Sadece Kurancıların akıl hocalarından türedi...
Bu ülkenin binyıldır her türlü farklılıkla birarada kardeşçe yaşayan müslümanları yobaz, ama islamı batılı ideolojilerin esiri eden ve tektipçi ütopik selefi din anlayışını besleyenler hakiki müslüman.
hadisleri kur'anın önüne koyup kur'an ayetlerini geçersiz kılan islam dışa bir dine mensup olmalarına rağmen hala müslümanım diye gezinenlerin saydırdığı site. adamlar sadece ayetleri açıklamışlar mantık çerçevesinde. uydurma hadislerle değil. hadis kitabını okuyup dinden çıkan bir ton insan var ki yüreğinde ufacık bir islam sevgisi olan o hadislerin %90 nı bizzat şeytanın ellerinden yazıldığını görür. her hadis farklı şeyleri söyler. her ülkede farklı şekilde söylenir. bundan 50 yıl önce iran'da sünnilerin gerektiğinde öldürülebileceğine dair hadisler vardı, aynısı sivas'ta alevi yakarken de vardı. hatta emevilerde bi katil vardı. adını hatırlamıyorum şu an. idam edilirken "siz beni idam ediyorsunuz ama ben sizin dininize 6000 tane uydurma bilgiler kattım." demişti. belki de birçoğu şu an bu katilin hadisleri. hadisler sürekli değişebilir asıl kalıcı olan kur'andır.
yani islam'a bağlılıkta meleklere, kitaba, peygambere ... iman varken kesinlikle hadise iman diye bir şey yoktur. zaten peygamber efendimiz hadis kitabı yazılmasını yasaklamıştır. 4 halife döneminde de bu yasak sürmüştür. "kur'an gibi bir rehber varken neden benim sözlerimi yazıyorsunuz?" demiştir. hala bazı andavallar sünnet diye diye hz. peygamberin yolundan çıktıklarının farkında değil. birkaç çelişki vereyim de konu daha çok aydınlansın.
-Kuran: Gerçekten Allah kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışında kalanı ise dilediği kişi için bağışlar.(4-Nisa Suresi 48)
+Hadis: Cehennemde en şiddetli azaba uğratılacak kişiler ressamlardır. (Buhari-Tesavir, 89)
-Hadis: Kan aldırmak, yapanın da yaptıranın da orucunu bozar. (Tirmizi Oruç 60; Ebu Davud Oruç 28; Buhari Oruç 32)
+Hadis: Peygamberimiz oruçlu iken kan aldırmışlardır. (Ebu Davud Oruç 29-30; Tirmizi Oruç 59; Buhari Tıp 11)
-Hadis: Peygamber Meymune ile evlendiği zaman her ikisi de ihramlıydı. (Süneni Nesei, 5-6/179)
+Hadis: ihramlı olan bir kişi (hacda olan) ne evlenebilir, ne kız isteyebilir, ne de başkasının nikahını kıyabilir.
(Nesei 5,6/249)
şimdi kendin karar ver yolcu. allah sana o aklı başkası kullansın yönetsin diye vermemiş. sen yönet diye vermiş. bu ülkede sadece hadis kitabı okuyup kur'anın mealini okumayan o kadar insan var ki. hatta "abiler" sınıfından bir kişi bugün izlediğim bir vidyoda mealciliğin yanlış olduğunu falan savunuyordu. hep diyorum bakın yanlış yoldasınız. ve her seferinde kur'andaki şu ayeti söylüyorum ve ve her seferinde dinsiz damgası yiyorum, ilginç. saygılar sunup gidiyorum.
-nisa suresi 119. ayet: "yemin olsun, onları saptıracağım, onları kuruntulara/hurafelere/anlamını bilmeden okumaya mutlaka iteceğim. onlara mutlaka emir vereceğimde davarların kulaklarını yaracaklar; onlara muhakkak emredeceğimde allah'ın yaratışını/yarattıklarını değiştirecekler."
120. ayet: "kim allah'ı bırakıp da şeytanı yandaş edinirse açık bir hüsrana kesinlikle yuvarlanmış olacaktır."
allahtan başka şefaatçi yokdur ayeti alır bu arkadaşlar ama gene kuranda allah dilediğini şefaatçi seçer ayetide vardır onu görmezler.demek ki kuranın konuyla alakalı sistematik sonucu; allahın seçtiğinden başka şefaatçi yokdur.
bu guzide site napar? allahdan başka şefaatçi yokdur ayetini alır,şefaatle ilgili hadisleri ortaya koyar ve çelişki var der.
hayır çelişki hadisde değil,sıkı müslüman görünmeye çalışan hadis inkarcısındadır.
kuran-hadis, hadis-hadis, hadis-mantık vb. çelişkileri gayet güzel ortaya koyan bir site. fakat bir adım daha ileri gidip kuran-kuran, mantık-kuran çelişkilerini de ortaya koysalardı çok daha başarılı bir iş yapmış olacaklardı.
çok başarılı bir site olmasının yanında, gelenekçi mantaliteyle büyütülmüş kişilerde başta reddetme ya da kabul edememe sorunu görülebilir. daha fazla bilgi içi, sonuçta sözlük forum değildir, özele gelindiği takdirde gerekli cevaplar verilecektir.
komik bir mantığa sahip akıl küpleriyle dolu site. kendileri dışındaki herkesin yanıldığını iddia eden bu mübarekler kurtuluş formülü vererek kendi müctehidliklerini ilan ediyor. bakalım:
--spoiler--
Tüm bu felaketlerden kurtuluşun formülü çok basittir: Allah'ın kitabı Kuran'ı ele alıp, geri kalan her şeyi bir kenara bırakmak. Tüm ibadetleri, dini ahlakı, insanlar arası ilişkilerdeki dini gerekleri; yani hem teoriyi, hem hayatın pratiğini Kuran'a giderek öğrenmek. Kuran'da geçmeyen hususların dinle alakası olmadığını, Kuran'ın açıklamadığı konularda Allah'ın kendi tercihimizi belirleme hakkını bize verdiğini bilmek. Hiçbir mezhebe yüz vermemek, Müslüman ismi dışında hiçbir isme gerek duymamak. Böylece tek Allah, tek din, tek kitap etrafında birleşmek.
--spoiler--
şimdi, bu arkadaşlara bir soru soracağım. bize kur'an a dönerek nasıl namaz kıldıklarını anlatsınlar bir zahmet. bu bir, hadislerdeki uydurma hadislerini bahane ederek bütün hadisleri bir kenara atan zevatın, kendi hevamıza neden güvenebileceğimizi açıklasınlar.
peygamber sav in sunnetini yok saymak, ummeti icin, benim icin, senin icin, onlar icin, herkes icin cirpinan peygamber sav e hakaret olarak yeter.
gerci hadislere inanmayanlar buna da inanmayacaktir muhtemelen ama;
peygamber sav; bir insana kafir * demek, eger karsindaki kisi kafir degilse soyleyene donecegini belirtmistir.
bu isler oyun degil. agizdan cikan her kelimeye dikkat etmek lazim. ya da bazi yazarlarin cesaretlerine ve curetlerine hayran kalmayi ogrenmemiz lazim zira surekli bu cureti kendinde bulan yazar saldirilarina magruz kaliyoruz.
ilgili site'de, baş tacı olan peygamber'e en ufak hakaret emaresi varsa, lütfen buraya koyulsun yoksa susulup itinayla okunsun diye öneride bulunmak zorunda kalıyor insan. sonuçta o site, yalnız ve yalnız kur'an kaynak alınaraki başka hiç bir tarikat, cemaat, mezhep, ideoloji veya şahıs etkisi altına girilmeden yapılmış bir sitedir. bazıları, peygamber'e sevgiyi abartarak sünnet'i, kur'an üzerinde tutmak suretiyle yanıldıklarını halen daha göremiyorlarsa, lütfen kur'an'ı türkçe olarak okusunlar ki görsünler bu millet, daha doğrusu müslüman alemi nasıl modern, ilerici ve kolay bir dine sahiplen yozlaştırılıp geri bırakılmış. uyan dostum uyan!
sünneti din yapan putperestlerin hayasız saldırılarına maruz kalan internet sitesidir. bu safdiller hristiyanlar gibi göklerden gelecek mehdi'yi beklerler. hristiyan'dan farkları yoktur. muhammed peygamber'e taparlar, allah bütün alemi hazreti muhammed için yarattı derler, böylece hem isa allah'ın oğludur düşüncesi tarzında bir düşünceye iman ederek hristiyanlaşırlar hem de müşrikleşirler.
kurani korumaya gucu yeten allahi, sahih sunneti korumaya gucu yetmez sanmak...
veya alimlere hakaret etmek,
dinimizi kurandan ibaret gorup, sunneti hice sayarak ayni zamanda peygamber sav e hakaret etmek...
peygamber sav in evrensel olan kuran ve islamin peygamberi ve tum muslumanlarin ornek almasi gereken oldugunu kabul etmemek.
islamin teslimiyet oldugunu kabul etmemek vs...