kur'an'ın bir çok tezata sahip oladuğu, çelişkiler içinde olduğu artık sıkça insanlar tarafından dile getirilmektedir. özellikle bilim ve teknoloji alanındaki büyük gelişmeler, her ne kadar ülkemizi yönetenler tarafından izole edilmeye çalışılsa da internet olsun, televizyonlar olsun, gazeteler, dergiler olsun bazı su götürmez gerçekleri önümüze koymaktadır.
bilindiği gibi hz. muhammed’ in yaşadığı dönemde bölgede köleci toplum düzeni vardı. özellikle savaşlarda ele geçirilen esirler köle ve cariye yapılıyor, ya da köle pazarlarında satılıyordu. bu köle ve cariyeler hizmetkar olarak ev işlerinde ya da tarlalarda çalıştırılıyordu.
islam egemen olduğunda da kölecilik devam etti. gerek muhammed’ in zamanında, gerekse islamiyet geldiği çoğrafyada toplum düzenini, gelenekleri ve sosyal yapıyı değiştirmeden sadece kendine göre yeniden düzenlemiştir. kölelikte aynı kural ve kaidelerle ve toplumsal ve ekonomik düzene göre sürdürülmüştür. bu yönüyle müslümanlığın kölelik ve cariyelik konusunda toplum düzenine getirdiği hiçbir yenilik yoktur. muhammed zamanında olduğu gibi onun ölümünden sonra da yapılan savaşlarda esir alınanlar geçmiş dönemlerde olduğu gibi ya bir fidye karşılığında geri verildi ya da köle yapıldı.
kur’an’ da adam öldürenin ya da yemininden dönenlerin bir köle azat etmesi söylenir. kölelere iyi davranılması ve yardım edilmesinden söz edilir. kadınlara, hayvanlara da iyi davranılmasından bahsedilir ama köleliği kaldırma emaresi olan tek bir ayet dahi yoktur.
tersine kölelik gayet doğal karşılanır. bu nedenle islam tarihinde hiç bir dönemde köleliğe karşı çıkılmamış, kaldırılması istenmemiş, düşünülmemiştir. çünkü köleliğin şeriattan olduğuna inanılmıştır. üstelik dünya yüzeyinde köleliğin en son kaldıranlar müslüman ülkelerdir.
ahzap - 52 “bundan sonra artık başka kadınlarla evlenmen, elinin altında bulunan cariyeler hariç, güzellikleri hoşuna gitse bile, bunların yerine başka hanımlar alman sana helal değildir. allah her şeyi gözetler.”
bakara - 178 “ey iman edenler! öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. hüre hür, köleye köle, kadına kadın (öldürülür).”
nîsa - 92 “yanlışlıkla olması dışında bir müminin bir mümini öldürmeye hakkı olamaz. yanlışlıkla bir mümini öldüren kimsenin, mümin bir köle azat etmesi ve ölenin ailesine teslim edilecek bir diyet vermesi gereklidir. meğer ki ölünün ailesi o diyeti bağışlamış ola. (bu takdirde diyet vermez). eğer öldürülen mümin olduğu halde, size düşman olan bir toplumdan ise ( burada da müslümanlar' ın genel bir topluluk oldukları, içlerinde birbirlerine düşman olabilecekleri ve bu durumun bizzat allah tarafından normal karşılandığını algılıyoruz.) mümin bir köle azat etmek lazımdır. eğer kendileriyle aranızda antlaşma bulunan bir toplumdan ise ailesine teslim edilecek bir diyet ve bir mümin köleyi azat etmek gerekir. bunları bulamayan kimsenin, allah tarafından tövbesinin kabulü için iki ay peş peşe oruç tutması lazımdır. allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir.”
bakara - 221 “iman etmedikleri sürece allah’ a ortak koşan kadınlarla evlenmeyin. allah’ a ortak koşan kadın hoşunuza gitse de, mümin bir cariye allah’ a ortak koşan bir kadından daha hayırlıdır. iman etmedikleri sürece Allah’a ortak koşan erkeklerle, kadınlarınızı evlendirmeyin. allah’ a ortak koşan hür erkek hoşunuza gitse de; iman eden bir köle, allah’ a ortak koşan bir erkekten daha hayırlıdır. onlar ateşe çağırırlar, allah ise izniyle, cennete ve bağışlanmaya çağırır. o, insanlara ayetlerini açıklar ki, öğüt alıp düşünsünler.”
bu da kur’an’ın bir başka incisi. iman eden "köle bile olsa" hür olan müşrikten daha hayırlıdır derken bile kölelere karşı açık bir aşağılama olduğu ortada. evet bazı sureler köle azat etmeyle ilgili ama bunlar tutulamayacak bir yemin karşılığında veya bir günahın kefareti vb. karşısındadır. köleliği kaldırma amacı güdülmemiştir. yani bu ayetlerin allah tarafından söylendiği, kur'an' ın allah'ın kelamı olduğu iddiasına dönersek, bir tarafta içi iman dolu hür mümin ( köle olmayan) vardır, diğer tarafta da yine içi iman dolu fakat köle insan vardır. ayette geçen "köle bile olsa" tabiri kimsenin itiraz edemeyeceği gibi değersiz anlamına gelmektedir.
soru da şudur; nasıl bir tanrı kendine iman ettiklerini bildiği 2 tür insan çeşidinden bahsederken birini yüceltirken diğerini değersizleştirir aşağılar?
müminun - 1 - 6 “gerçekten müminler kurtuluşa ermiştir; onlar ki, namazlarında huşu içindedirler. onlar ki, boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler. onlar ki, zekatı verirler ve onlar ki, iffetlerini korurlar. ancak eşleri ve ellerinin sahip olduğu (cariyeleri) hariç; (bunlarla ilişkilerden dolayı) kınanmış değillerdir.”
görüldüğü üzere ayetlerde köleliğin kaldırıldığına veya kaldırılmak istendiğine dair bir sözcük bile yok. bu demektir ki kur'an' a göre bir müslüman, köle alıp satmaya devam edebilir. günümüzde dahi. allah’ın rızasını kazanmak için arada bir köle azat etmesi islam’ a gayet uygundur. hatta bu köleci müslüman, arada bir köle azat etmekle sevap bile kazanır. müslümanlar buna itiraz edeceklerdir. peki, bakalım itiraz edebilecekler mi? buyurunuz wiki kaynaklarında islam ülkelerinin köleciliği bırakma tarihleri:
köleliğin kaldırıldığı ülkeler ve zaman çizelgesi
(1800–1849)
1847: osmanlı imparatorluğu köleliği kaldırdı.
1922: fas köleliği kaldırdı.
1923: afganistan köleliği kaldırdı.
1924: ırak köleliği kaldırdı.
1928: iran köleliği kaldırdı.
1952: katar köleliği kaldırdı.
1960: nijer köleliği kaldırdı.
1962: suudi arabistan köleliği kaldırdı.
1962: yemen köleliği kaldırdı.
1963: birleşik arab emirlikleri köleliği kaldırdı.
1970: umman köleliği kaldırıldı.
peki osmanlı ne yapmış? 1847 yılında ingiltere’ nin baskısıyla afrika’ da köle ticaretini bırakmış. 1882’ de ise kölecilikle ilgili ne varsa kaldırmış. tabi dini çevrelerin baskısı ile eskiden osmanlıya bağlı olan arabistan topraklarında kölelik kaldırılamamış ve yukarıda verilen tarihlere kadar kölelik o topraklarda devam etmiş. halende gizli kapaklı devam etmektedir.
şimdi soru şu; madem ki tanrınız köleliği yasaklamamış ve haram kılmamış. örneğin; domuz etinin haram olduğunu bildirdiği ayet gibi kölelik ile ilgili bir tek yasaklayıcı ayet yok, hatta bir çok hadiste ve yukarıda belirttiğim ayetlerde kölelik devam etse de sakıncası yok anlamı çıkarken ve köleleri aşağılayıcı bir üslup geliştirilirken, müslüman'lığın ileri taşıyıcısı, kurtarıcısı olduğunu iddia ettiğiniz, şimdilerde öve öve bitiremediğiniz o osmanlı neden allah'ı dinleyerek köleliğe devam etmeyip, ingiltere' nin uyarısı karşısında sözünü dinleyip, köleliği bir bıçak misali kesip atmıştır?
allah bizzat kelamı ile yasaklamadığı halde, ayetlerden anladığımıza göre desteklediği bile düşünülebilir, neden halifeliği elinde bulunduran osmanlı allah'ı değilde, ingiliz'i dinlemiştir. bu nasıl bir allah inancıdır? bu bizaat allah'a yapılmış bir hakaret değil midir?
islam’ da kölecilik haram mı? bu soruya hemen “haram tabi, köle azat etmek sevaptır diye ayet var, sonra peygamberin hadisleri var.” denecektir.
diğer soruyu soralım; islam’ da domuz eti haram mı? bu soruya da hemen "tabi haram, ayet var" denecektir. islam coğrafyasında bir iki ayetle kesin olarak yasaklanan domuz eti 1400 senedir yenmiyor.
peki o zaman soruyu tekrar soralım islam’ da kaç senedir kölecilik yapılmıyor?
evet, apaçık kitap yazmak böyle bir şey işte. domuz etinin yasak olduğu apaçık yazıldığı için 1400 senedir yenmiyor, köleciliğin yasaklanması apaçık yazılmadığı için 1300 sene daha devam etmiş. köleciliği bırakan islam ülkeleri ya diğer ülkelerin baskıları sonucunda bırakmışlar, ya içinde bulundukları çağdan utandıkları için.
demek ki neymiş, islam' da kölecilik varmış. insanlığın bile utandığı bu rezillikden allah nasıl utanmamış diye sorası geliyor insanın! çünkü; yazan, söyleyen o değil. bunu yazanların senin benim gibi sıradan insan olmaları çok açık ortada. köleliğe yasak diyememişler çünkü; ihtiyaçları var kölelere. bir gözünüzün önüne getirin, bunların bahsettiği allah'ın köleler ile ne işi olur? ne gibi bir ihtiyacı olur kölelere? evet bu sırf o dönemin insanlarının ihtiyacı olduğu için yasak denilemiyor kitaplarında. bu bile bu kitabın öyle bahsedildiği gibi bir ilahi güç tarafından değil, o dönemin koşulları içinde yaşayan insanların yazdığının güzel bir örneğidir.
bir de hadislere bakalım. hadislere baktığımızda ise köleliği kaldırmak şöyle dursun islam’ ın bu köleci düzeni daha da bir sağlamlaştırmaya hizmet ettiğini görürüz. örneğin; muhammed ve allah kölelerin kaçmasını istemezler. sahibi en ağır işlerde çalıştırsa da sövse de dövse de köle kaçmamalıdır. sahibine itaat etmelidir. tıpkı musibetler karşısında allah’a isyan etmeyen hatta haline şükreden kul gibi olmalıdır. ( bu cümlenin altında bile gelecek nesiller için, biz yönetelim, yiyelim, içelim bolluk içinde sefa sürelim. sizde içinde bulunduğunuz fakirlik, garibanlık, güçsüzlük, acizlikiçin isyan etmeyin sakın, şükredin sinsiliği sezmekteyim.) hatta sahibinden kaçan kölenin namazı kabul olmuyor. (bak sen)
ravi : cerir
hadis : resulullah buyurdular ki: “hangi köle kaçarsa, bilsin ki ondan zimmet (garanti) kalkmıştır, dönünceye kadar namazı kabul edilmez.” (hadis no: 4163)
ravi : ebu ümame
hadis : resulullah buyurdular ki: “üç kişi vardır ki, onların namazları kulaklardan öte geçmez:
1 - dönünceye kadar, kaçan köle.
2 - geceyi, kocası kendisine dargın olarak geçiren kadın.
3 - kavminin nefret ettiği imam.” (hadis no: 2801)
hatta köle efendisine itaat etmeli ki cennet’ e girsin. efendisini hoşnut etmeyen köle cennete de giremiyor. burada da görüyoruz ki sakın isyan etme, itaat et, köle olarak, fakir, aç ve rezil bir hayat sür, bizde senden sömürdüklerimiz ile zevklere dalalım.
ravi : ebu hureyre
hadis : resulullah buyurdular ki: “bana cennete giren ilk üç kişi arz edildi. bunlardan biri şehid, biri iffetli olan (ve azla yetinerek) iffetini koruyan, biri de allah’ a ibadetini güzel yapan ve efendilerine hayır hah olan bir köle idi.” (hadis no: 5140) yani şu hadis bile bu dinin külliyen yalan olduğunu gözümüzün içine sokar nitelikte.
anlamı şu; bana cennete giren ilk üç kişi bildirildi. ilki bizim için savaşıp ölen, ne olduğu önemli değil bizim için savaşsın yeter. ikincisi açlıktan geberirken dahi iffetine düşkün olan ( nasıl olacaksa biraz daha bir şeyler yemezse ölecek zaten), üçüncüsü de köle olduğu halde, ibadet düşünen ve efendilerinin ne isterse harfiyen yerine getirenler. dikkat edin efendileri neden efendi olmuş? onlara bu sıfat nerden gelmiş her hangi bir açıklama yok! efendi onlar sen kurcalama. aynı zamanda şu hadis osmanlı' da ki sapkın harem kültürü içerisinde bulunan sik müptelası cariyelerin ve tüysüz ibnelerin neden o durum da olduklarının da en güzel kanıtı bana göre. (bkz: osmanlı da oğlancılık)
köleliğin islam tarafından kaldırıldığını iddia eden müslümanlar, eğer tutarlı hareket etmek istiyorlarsa yukarıda yazılan ve benzer ayetleri hemen kur'an' dan çıkarıp atmak zorundadırlar. fakat böyle cesurca bir işe kalkışamayacakları kesin. çünkü müslüman mantığına göre kur'an, doğaüstü bir gücün eseri. dolayısıyla o kitapta yanlış ya da gereksiz bilgilerin var olamaz ve kur'an kararlarının tümü “kıyamet gününe” kadar geçerlidir.
emeğin ilkel şekildeki sömürüsüne bu kadar toleranslı yaklaşan islam dininin, özel mülkiyete yönelik suçlarda ise son derece acımasız davrandığını (maide 38’ de dile getirilen “hırsızlık edenlerin ellerinin kesilmesi” hükmü ki; bana göre bunun sebebi de şudur; eğer olur da ilkel köleler, ya da şimdiki köleler sahiplerine kızarlar da baş kaldırırlarsa cezasız kalmasın. olay bu) hatırlamakta da yarar var.
kur’an’ ın tanrısı özetle “siz kölelerle kendinizi eşit kabul ediyor musunuz ki, bana ortak koşulmasına razı olasınız” (nahl - 75) diyecek kadar açık konuşuyor. köle azadı ise; sadece bazı istisnai haller, hür insanların işledikleri günahlar ve toplum içinde ayıp görülen kimi davranışları için - üstelik sınırlı sayıda - öngörülüyor. velhasıl, köleye “iyi” davranma - azatlama (hatta kimi hadislerde dile getirildiği üzere onlara “kızım-oğlum” gibi güzel sözlerle hitap etme) buyruklarının köleliği toptan kaldırmakla ilgisi yoktur. çünkü tarihsel sürece baktığımızda islam' ın bu ve benzer bildirimlerdeki gayesinin, kölelerin emeğinden maksimum düzeyde yararlanmak (bilhassa savaşlarda), yeni taraftarlar kazanmak için onları bir koz olarak kullanmak ve topluca isyan etmelerinin de önüne geçmek olduğunu görüyoruz.
muhammed'in kendi veda hutbesindeki “efendisinden başkasına bağlanmaya kalkan köleye” yönelik bedduası da köleliğin islam tarafından kurumsal olarak teyit edildiğinin bir diğer kanıtıdır.
edit: neyini eksilediniz tipini gibtiklerim. varsa aksi yönünde iddianız koyun ortaya inceleyelim. bilgi iyidir tavsiye ederim.
siteden kopyalamak yapıştırmak çokta önemli değil, burada önemli olan sen ve senin gibiler bunlara cevap verebilecek kapasitede mi, yoksa körü körüne mi bağlı. önemi olan bu bence. yoksa zaten tüm ateistlerin bildiği bir konuyu ha yapıştırmışsın, ha kendin yazmışsın çokta şaaapmamak lazım.
edit: siz müslümanlar neden kölecisiniz ve neden köleliğe biat edenlerdensiniz?
"allah, size kitab'ı (kur'ân'ı) açıklanmış olarak indirdiği halde, ondan başka bir hakem mi arayayım? kendilerine kitap verdiklerimiz, o kur'ân'ın, gerçekten rabbin katından hak olarak indirilmiş olduğunu bilirler. o halde sakın şüphe edenlerden olma." diyen arkadaş;
sakın bu da inanan kölelerin "ulan biz ne yapıyoruz? bu din nasıl bir din araştıralım, sorgulayalım" diyerek, kur'an'da da bahsedilen efendilerine (kimse bu efendiler? sanki kıllı bir amdan çıkmamış da altın kaplama bir amdan fırlamışlar gibi bunlara efendi olma hakkını kim veriyorsa artık) baş kaldırıp, isyan etmelerini engellemek adına uydurulmuş bir ayet olmasın! yani sen nasıl kanıtlarsın bunun ilahi bir gücün kelamı olduğunu?
nasıl bir ilahi güç kendine iman ettiğinden emin olduğu birbirinin tıpatıp aynısı olan ve kendi ürünü olan insanlar arasında birine efendi, diğerine köle deme ihtiyacı hisseder?
"ol dedim oldu" diyen bir tanrı; nasıl oluyor da köleliğe ihitiyaç duyar ve bunu yasaklayıcı bir kelam etmez? hal böyle iken domuz eti yemek pis bir şeydir evet, herşeyi bırak kokusu bile dayanılmazdır. bu ayetle yasaklanırken, neden kölelik yasaklanma mıştır? yoksa kölelik iyi bir şeydi de biz bir yerde bir şey mi kaçırdık?
Muslumanlarin Ctrl+V yapmasi yasaklansa internet ortami cok rahat edecek, bunu gosteren gerceklik.
Kendi fikrini olusturamayan andavallarin baskasinin fikirlerini zirt pirt yapistirip kendi fikri gibi savunmasi tam bir zaman kaybi. Siktir git , o fikri bulan gelsin onunla tartisalim.
Kuran gercekligi diye de bir sey yoktur ayrica. Gercek gercektir, gercegi kurana "uydurma" vardir. Onu da siz iyi bilirsiniz.
arap ve yahudi mitolojisinin yinelenmesinden ibarettir. muhammed, bugünlerde popüler olan fetöden farklı mıdır? evren, bir arap şeyhinin adına mı yapılmıştır yoksa içinde bulunduğunuz sosyal ortam sürekli aynı sözü yinelediği için mi bunlara inanırsınız?
islamiyet'in köleliği kaldırmak için tedbirler aldığını söylediniz; bu tedbirler nelerdir? Kölelik insanlık suçu mudur?
islâm dini her şeyden önce köleliği yalnız savaş esirlerine münhasır kılmış, diğer kaynaklara izin vermemiştir. Bunun yanında Allah rızâsına kavuşmak isteyen müslümanların samimiyetle benimsedikleri gönüllü köle âzat etme alışkanlığını yerleştirmek, ayrıca bazı günahların kefâreti olarak köle âzadını şart koşmak suretiyle köleler için hürriyete kavuşma yollarını çoğaltmıştır. (Mâide 5/89; Mücâdele 58/3)
Yalnız islâm hukukunda görülen bir uygulama olarak da devlet, gelirlerinin belirli bir bölümünü köle âzadına tahsis etmiştir. (Tevbe 9/60)
Bu arada islâmiyet kölelere birçok noktada hürlere yakın bir hukukî statü vermiş ve bunu sosyal hayatta uygulamaya koyarak onlara hürriyetlerine kavuşuncaya kadar insanca yaşama imkânı sağlamıştır. Köle ve câriyelerle evlenmenin teşvik edilmesi (Bakara 2/221; Nisâ 4/25), kölelere karşı kötü muamelenin yasaklanıp onlara iyi davranmanın dinî ve hukukî bir sorumluluk haline getirilmesi (Nisâ 4/36; Müsned, I, 78; IV, 35-36; Buhârî, “Îmân”, 22; Müslim, “Eymân”, 29-42) bunun örnekleridir.
Bunların ne ölçüde ileri ve insanî bir anlayışı yansıttığını anlamak için islâm toplumundaki kölelerle diğer toplumlarda -özellikle yakın zamana kadar Amerikan toplumunda- yer alan kölelerin yaşayışlarının karşılaştırılması yeterli olacaktır.
Köle ve cariye hür bir insanın malı olan, kendilerine ait hakları yok denecek kadar kısıtlı bulunan kadın (cariye) ve erkek (abd) insanlardır.. Kölelik ve cariyelik islam'dan çok önceki devirlerden beri vardır. insanların köle ve cariyelere bakışı, onlara tanıdıkları haklar ve muamele biçimleri de değişik olmuştur. islam geldiğinde dünyada ve Arabistan'da kölelik çok yaygın bulunuyordu. Köleliğin birden kaldırılması sosyal ve ekonomik birçok probleme yol açacaktı; çünkü köle sahiplerinin ekonomik ve sosyal hayatları kölelerin varlığı üzerine kurulmuştu. Hayatlarında hürriyeti tanımamış ve tatmamış olan köleler de birden serbest bırakıldıklarında ne yapacaklarını şaşıracak, belki eski efendilerine başvurarak köle olmayı isteyeceklerdi. Bu yüzden islam, köleliği birden kaldırmak yerine önce kölelerin durumunu ıslah etmeyi, onlara -kendi iradeleriyle çalışıp bedellerini ödeyerek hür olmak dahil- bir takım haklar tanımayı tercih etti. Zaman içinde köleliğin tamamen ortadan kalkması için de tedbirler aldı, kurallar koydu.
Kölelerin durumlarını ıslah için alınan tedbirlere bazı örnekler vermek gerekirse:
Kölelere hakaret ve işkence etmek yasaklanmış, sahipleri ne yiyor ve giyiyorlarsa onlara da onların yedirilip giydirilmesi istenmiş, güçlerinin yetmediği veya zorlanacak işlere koşulmamaları, koşulurlarsa sahiplerinin onlara yardım etmeleri emredilmiştir. Bu haklar o kadar geniş tutulmuştur ki Cevdet Paşa bu yüzden şu vecize cümleyi ifade etmek durumunda kalmıştır: "islam'da köle almak, köle olmak demektir."
"islam gerçekçi bir dindir. köleler savaş sonucu ortaya çıkar. islam ordu'larının savaşçıları esir düştüğünde köle olacak islam ordu'su köle yapmayacak öyle mi? bu saçmalıktır. bütün dünyada kölelik varken köleliğin hükmü kaldırılmaz.
ve 1400 yıl önce kölelere fare kadar değer vermeyen dünyanın aksine islam elinde bulunan kölelere sahibinin yendiğinden giydiğinden vermesini, aynı imkanlarından faydalandırmasını evlendirmelerini emreder.
kölelik öyle bir hal almıştır ki sahibine külfet olmaya başlamış ve hürleştirilmişlerdir. özgür köleler serbest kaldığında ise köleyken sahip olduğu imkanlardan dolayı geri gelir beni tekrar geri al derlerdi. islamın köle anlayışı budur.
islamın köle anlayışı bugün asgari ücretle hizmetçilik yapan insanların durumuna göre çok üstündür. kim bugün hizmetçilerine giydiğini yediğini imkanlarının aynısını veriyor.
bugün köleliği eleştirenler 19. yy da amerika'da yaşasaydı köle sahibi olacaklardı.
sanki öyle bir algı varki kölelik sadece tek taraflı olarak islam da var olan bişey daha 1950 lere kadar amerika'da kölelik vardı.
insan ar olduğu sürece kölelik sistemi olacaktır. bugün niteliği ve ismi değişmiş şekilde yarın öbür gün tüm bu insan yapımı sahte e asla uygulanmamış insan hakları bildirgeleri resmi olarak lağv edildiğinde seni tereddüt etmeden köle yapacaklardır.
ama islam buna rağmen köle azad etmeyi sürekli emretmiştir.
sizi hümanist saçmalıklar içimde düşündürenler sizi köle etmekten bir an bile çekinmez. yakın tarihe kadar gördük bunu.
bugün kölelik mi arıyorsun. bütün efendilerin tüm pis işlerini milyarlarca asyalıya yaptırıyorlar kendileri kullanıyorlar. asyalılara nemi kalıyor ?
kimyasal pislikler ve aylık birkaç dolar para. al işte kölelik arıyorsan buraya bak.
ismi fabrika olmuş, iş gücü olmuş sanayi olmuş farketmez. niceliği değişmiş ama niteliği hala aynı olan kölelik var bugün.
allah yarattığı kullarını en iyi bilendir. köleliğin tam olarak kaldırılmaması hem o gün için hem bugün için allah'ın inanan kullarına sağladığı bir avantaj siyasi anlamda bir üstünlük sağlama vesilesidir. çünkü islama düşman kavimlerde bunu en vahşi şekilde kullanmaktadır.
ve aynı zaman'da köle olan kullarına da bir lütuftur. çünkü islam da efendi ile köle aynı imkanlara sahip nerdeyse.
hümanistlerin en büyük düşmanı hümanizmi kuran'lardır. hiçbir öneminiz yok onların gözünde.
kölelik hala bitmemiştir." diyen arkadaş;
öncelikle yukarıda sorduğum bir çok sorunun cevabı değil bunlar ne yazık ki. ben kölelik sadece müslümanlık'ta var diye bir şey yazmadım yukarıda. kölelik onda varmış bunda varmış çok önemli değil. burada önemli olan allah'ın kelamı olarak kabul ettiğiğiniz bir kanun koyucu kitabın neden bir kanun olarak köleliği yasaklamadığı gerçeğidir. entrynin sonlarına doğru bunu biraz açıklamaya çalışmışsın. diyelim ki o günün şartları köleliğin kalkması açısından uygun değil diyorsunuz. peki her şeye gücü kudreti yeten allah bilinçsiz, kendisinin programladığı bir canlı türü daha yaratamaz mıydı sence? görevi sadece müminlere kölelik yapmak olan. bunu yapabilecek gücü mü yoktu? hem böylece inanmayanlar bu mucizeyi görüp, kölelerine işkence yapmaktan vazgeçmezler miydi? dahası bir an önce müslüman olmazlar mıydı?
bence yukarıda sorduklarımı cevaplama ve savunma şekliniz gerçekten çok komik. bence daha fazla araştırın bilgi sahibi olun. bu din öyle sizin bildiğiniz bir din değil hatta en ufak bir bilginiz yok. emperyalizmin ilkel hali bu din. bizzat kendisi, başı.
diyebilirler. ama buna kim inanır. sen kapitalist, arab milliyetçisi emeviler tarafından kur'an değiştirilmiştir dersen, bunu ispatlamak ve gerçeğini ortaya çıkarıp insanlara kanıtlamak da senin görevindir. kanıtla ki kafir olduğunu iddia ettiklerin ( yani bizler ) ağızlarını bir daha açamayacak biçimde kapatsınlar, sussunlar. ama kanıtlayamazsın yok çünkü öyle bir şey. kur'an bu işte elimizde olan, orjinali bu. ve bu kitap baştan sona emperyalist, sömürücü bir zihniyete sahip.
Kendisi darwin ya mübareğin abinizi getirin diyor. Siz kaynaklarınızı copy yapmayı bırakın tek kelime anlayamazsınız bile. Trollerin sözlerini tekrar etmeyi tartışma zannediyor..
güzel demiş islam peygamberi iyi demiş de; köleliğin hiç bir insani kanuna, hiç bir insani duyguya, iyiliğe ve güzelliğe ait olmadığını ve tüm bu insani duyguların yok edicisi olduğunu söylememekle, dile getirmemekle "burada bir yanlış var dememekle" çok merak ediyorum kendisi ne olmuş oluyor?
melekler size seslenmeyecek de ne demek? sen nereden biliyorsun? cürümün ne senin? bu bilgi patlamasına nereden ulaştın? falcılık mı var yoksa sende?
hadi diyelim bizim ruhumuz kancıklaşmış ve huzura eremiyoruz allah'ı reddettiğimizden dolayı ki bu senin sözün, sen huzurlu musun? allah'a iman da ediyorsun anlaşılan. siz müslüman olduğunu bangır bangır söyleyenler 14 - 15 yıldır huzurlu musunuz türkiye'de?
sizde huzur var mı? ki huzurlu olmalısınız inancınızdan ötürü.
Bakış açısıyla alakalıdır. Sorgulanması gereken gerçeklik nedir?
Kuran insan uydurması midir yoksa tanrı tarafından midir. Bunu mu sorguluyoruz.
O halde önce bunu kimler sorgulayabilir ona bakacağız.
insan bir kitap yazabilir doğru.
insan bir güneş yaratamaz.
Güneş tanrı tarafından midir? Bu soruya hayır diyen birisinin Kur'an'ın gerçekliğini sorgulaması mantiksizdir.
Kuran gerçekliğini sorgulamak için öncelikle bir tanrı kabulü şarttır.
Ateist birisi için kuran gerçekliğini kurani inceleyip okuyarak sorgulamak tamamen çelişkidir. Ortada bir kitap varsa onu bir insan yazmıştır. Ateist mantığı budur.
sen neye istersen insan ama dünya herkes için aynı somut gerçeklerle çalışıyor. yalnızca kendi yakınlarının ve ülkendeki insanların aklına zarar vermiş oluyorsun.
sorgulamak zarar vermek değildir! sorgulayabilmek hakikati aramaktır. sorgulayan insan biat eden insandan daha fazla gerçeğin peşinde koşan insandır. bu durum bile sorgulamaktan korkan insanın, ne kadar gerçekçi, ne kadar gerçeği istediğinin kısa bir özetidir.
sormak bile bu insanları korkuturken ben bizzat tekrar sorayım;