Pek çok müslümanın düşünmekten bile korktuğu ihtimaldir. Olabilir mi? Tespit benden yorum sizden... Tespit 1, nur süresinde peygamberimizin en yakınlarının içinde bile sözde müslümanların* olduğundan bahsedilir. Bu ne mi demek? Kuran'ı kerim kitap haline geçirilme esnasında temel kaynak sahabelerdi. Tabi Hz. muhammed bu sahabeleri bir çok yerde övmüştür, ama bu övgülerin sonradan yazıya sahabeler tarafından kendilerini kayırtmak için yerleştirilip, yerleştirimediği bir sorudur. Ve dediğim gibi yazma işleminde şahsi menfaatlerini öne çıkaran kişi allah muhafaza daha neler yapabilir... Tespit 2, kutsal kitapta geçen bazı ifadeler vardır; kölelik, kadın erkek eşitsizliği gibi... bunlar bazı mal sahibi kişilerin menfaati için sonradan eklenmiş olabilirler mi? Yani o devirde akıl almayacak bir sosyal adalet getiren islam dini, bu kadar güçlüyken neden bu konularda istisna getirsin, sanki birileri sonradan biraz ilgilenmiş... Tespit 3, diğer kutsal kitapların değişikliğe uğradığını pek de sorgulamadan kabul edebiliyoruz. Neden? Çünkü aradan geçen yıllarda din her zaman toplumun değil yönetimin emrinde olmuştur. Ve ülkenin devamı ve menfaati için dini değiştirmeyi hatta yönetmeyi göze alabilecek devlet adamları tarih boyunca olmuştur ve olacaktır da. Demek istediğim müslümanlık da halkın dini olmamıştır, devletin dini olmuştur, ve devletin samimiyetine bugün bile güvenmek zorken bunu yüzyıllar öncesi dahi, müslümanlığı elinde tutan devletler açısından düşünelim.
Sonuç olarak bir şey değişmiştir demiyorum, ama akla takılan bazı olguları yazıya getiriyorum. Din kültürü öğretmenimin bir sözü ile saygıyla bitirmek istiyorum:"çok düşünmeyeceksin, çok düşündükçe aklına şeytanlar girer... ve işte o zaman kendi kendini yemeye başlarsın..."
Hiç kuşkusuz, o Zikir'i/Kur'an'ı biz indirdik, biz; her hal ve şartta onu muhakkak koruyacak olan da biziz. (15:9)
ayeti ile, ortadan kaldırılmış olan ihtimal.
iman bütünlüğü gereği akla getirildiğinde bu ayet hatırlanması gereken soru.
öncelikle kuran-ı kerim kitap haline geçirilirken temel kaynak katiplerin tuttuğu ayetlerdi. bu tutanaklar peygamberimiz hayatta iken tutulmuştur. Vahiy gelince Peygamberimiz okuma yazma bilen sahabileri çağırır, yeni gelen ayetleri yazdırır, tashih etmek üzere okutur, sonra bunu erkeklere ve kadınlara ayrı ayrı okurdu. O zamanda kağıt mevcut olmadığı için yazmaya müsait her nesne kullanılmış, bu itibarla kemik, taş, tabaklanmış deri, hurma dallarının orta damarı, porselen parçalarından faydalanılmıştır.
ikincisi, bir dinin yayılabilmesi için ortaya çıktığı bölgenin durumuna ters düşmemelidir. bu nedenle kadın-erkek eşitsizliği, kız çocuklarının diri diri gömüldüğü bir coğrafya için büyük bir ilerlemedir. kadınlar artık hayattadır ama henüz eşit değillerdir.
bir diğeri, eğer müslümansak zaten kuran-ı kerim'in bütün muhteviyatına topyekün iman etmeliyiz. ayetlerden birini seçip bu uygun değil, ben bunu kabul etmiyorum diyemeyiz. zira islam dini gayr-i kabili tecezzidir. ve islam dininin kutsal kitabı der ki, "allah katında din, islamdır!". bu sebepten dolayı diğer kutsal kitapların değişmiş olması ya da olmaması üzerinde bu kadar takılmak mantıksızdır. kuran-ı kerim'in inmesiyle birlikte, diğer kitaplar değişse de değişmese de allah katında din, islamdır.
ve tüm bunlardan başka yine islamın bölünemez bir bütün oluşundan dolayı şu ayet büyük önem arzeder;
---Hiç şüphesiz, zikri (Kur'an'ı) biz indirdik biz; onun koruyucuları da gerçekten biziz. (HiCR SURESi / 9)----
ayette anlatıldığı ve müslümanların da iman ettiği üzere kuran-ı kerim'in koruyucusu allah'tır. ve o büyük koruyucunun kelamı kendi izni olmadıkça nasıl değişecektir.
işte bir müslüman için böyle bir ihtimal yoktur.
din inanç meselesidir. ya inanırsın ya reddedersin, kuran dan bşr harf inkar eden dinden çıkar, ayıklama yapılamaz, yapılmaya çalışılamaz.
insan mantığıyla kuran ters düşüyorsa (bilmiyorum var mı böyle bir yer)
yetersiz olanın insan mantığı olduğu açıktır.
peyami safa der ki; insan mantığı yeterli bir kriter olsaydı dünya gül bahçesi olmazmıydı.
kuran i kerim kelimelerini birarada görünce hemen aklına akpye laf sokmak gelen pavlov köpeciklerinin duyduğu endişe. siz endişelenmeyin derim, bırakın inananlar endişelensin.
olma olasılığı tabiki vardır. insanoğlunun yapmayacağı, yapamayacağı şey yoktur. bu zamanda yani paranın insana hükmettiği çağda insanoğlundan herşeyi beklemek mümkündür. bunun inanıp inanmamakla veya allahın izniyle bir alakası yoktur. insandır yapar, tabi bunu yaptıysa vicdanı nasıl rahat eder orası bilinmez.
teslim olmamanın, tam anlamıyla iman etmemenin getirmiş olduğu tereddütlerden birisidir. imanın 6 şartından birisi "kitaplara iman"dır. kur'an- kerim'in değiştirilip değiştirilmediği ispatlanacak bi durum değildir elbette. inanmak, yüce kitabın değiştirelemeyeceğine de inanmak ve teslim olmaktır.
--spoiler--
Bu, kendisinde şüphe olmayan kitaptır. Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için yol göstericidir. Bakara suresi 2. ayet
--spoiler--
ve hodri meydan;
--spoiler--
De ki: "Andolsun, insanlar ve cinler bu Kur'an'ın bir benzerini getirmek üzere toplansalar ve birbirlerine de destek olsalar, yine onun benzerini getiremezler. isra suresi 88. ayet
--spoiler--
- baksana abi kitapta değiştirilemez yazıyor.
- aferin nuri sana. iyi yakalamışsın olayı. sanki daha öncekilerde "dikkat edin bu kitap değiştirilebilir" diyordu. illaki değiştirilemez yazar. kendini böyle kabul ettirecek.
- eee abi ne yapacaz?
- nuri sen bildiğin gibi yap. ben çok tanrılı dinlere dönücem dostum sıkıldım.
- yok abi öyle deme. çarpılırsın valla.
- kim demiş onu?
- kitap diyor abi.
- oo senle işimiz var nuri.
cüzz-i akıl ile düşünülmesi doğal ihtimal. ama bakın iki genç bu konuyu nasıl çözdüler;
+ abi bence bu kitap değişti...
- nereden ulaştın bu kanaate?
+ yani baksan içinde "o değişmez onu ben korurum" şeklinde ayet var. tam da bir insanın yapması muhtemel iş. yani ben değiştirsem içine böyle bir ayet koyardım.
- enteresan ama ben sana katılmıyorum.
+ hayır abi düşünsene ; sanki tevratta, incilde değiştirilemez diye bir ibare mi vardı? yani bence kuran da değişmiş olabilir.
- evet belki de haklısın. ama bir diyeceğim var. iyi dinle.
+ buyur abi. seninle böyle seviyeli düzgün bir tartışmada olmaktan da acayip zevk aldım.
- bak sana seviyeli bir cevap vereceğim, bunu sözlükte yazan abilerine de iletirsin. onlara de ki; "benim çok seviyeli bir abim var, size diyor ki; lan y.rrağım tut ki değişti bu kitap sana ne a.q. ben onun bu haline inanıyorum. tut ki bu sana saçma geliyor neden bir hristiyana veya museviye de aynı alakayı gösterip onları da hak yol olan turan dursun amcanızın mezhebine çağırmıyorsunuz?" de onlara.
+abi biz seviye dedik ama sen resmen sövüyorsun.
- yok ben seviyeye inmeye çalışıyorum, y.arrağımdan aşağısına inemedim. sen az yukarı çıkarsın artık.
bir şeyi nasıl görmek istersek öyle görürüz.yalnız sorun şurda; yanlış yöne bakıyor da olabiliriz.
ve bir de ortaya hiç de üzerlerine vazife değilken, insanlara doğru yönden bakmayı göstermek gibi dertleri olanlar çıkabilir. ve bu yanlış yöne bakma sevdalıları kafalarını başka yönlere çeviremeyecek kadar bakmak yoksunu oldukları için genelde bu durumu yadırgarlar. sonunda bu yadırgama bağnazlık derecesine ulaşır ve sonunda ne mi olur?
(bkz: sivas katliamı)
(bkz: maraş katliamı)
kuran ı kerim in halife hz osman zamanında yazılı metin haline getirildiği, o zamana kadar surelerin ve ayetlerinin yazılı olduğu çeşitli ayrı ayrı belgelerin tamamının imha edildiği bilindiğine göre, neden imha edildi ki, tarihi kutsal belgeler olarak saklansa fena mı olurdu düşüncesi yüzünden akla gelen kuvvetli olasılık.
evet değişmiştir demek yanlış olmaz.
içimizden bunun olmadığını, buna izin verilmneyeceğini söylesek de yıllarca yezid gibi birisinin hükümdarlığında geçirilen yıllarda bunun olma olaslığı da yok değil. peygamberin torunlarını öldüren şerefsiz bunu da yapar.
içimizdeki ses yapmamış olduğunda kararlı ama.
o dönemde sure ve ayetleri temize geçiren arkadaşların insafına kalmıştır. ne derece doğrudur tartışılır. bir iki oynama yapmışlardır mutlaka fakat artık çoğunu mu yoksa bir kısmını mı değiştirdiler orası kesin değil. adamlar işlerine geleni yazmışlardır belkide.
böyle düşüncede olan bir insanın zaten imanı zayıf ve çelişki doludur kafası. yani yaptığı ibadetten tutun, işlediği günahlarına kadar, bütünü. eğer namaz kılıyorsa kafasında binbir soru ve sorgulama vardır.
eğer kişi müslümanlığı seçmişse kuran ı kerim in neden gönderildiğini, içindekilerin ne anlatmaya çalıştığı ve değiştirilemez olacağına bilir ve sorgulamaz.
yani inanıp inanmamakla alakalıdır.
aynı soruları neden namaz kılıyorsun, oruç tutmanın nedeni ne, hac ibadetinin anlamı, zekat ı, bunlarda da sorgular ya da sorgulamaz. zaten çoğu kişiler de bunları sorgulayarak dinden çıkar ya da çıkmaz.
kuran ı kerim in değiştirilemez olacağı ve değişmeyeceği zaten belirtilmiştir. ki bu kuran ı kerim in içinde geçer ki bunun anlamı ''he he değiştirdik ama böyle bir şey yazalım değiştirilemez olacağı anlaşılsın'' diye değil.. değiştirilemez, ileride kafanıza takıldığı zaman dini kötü yönde kullanan kişiler, kuran ı kerim e bu denli sorgulamalar olmasın diye.
yani çoğu şey apacık ve aleni bir şekilde bu denli açıkken insanların neden hala çamur atayım da izi kalsın amacı nedir, nedendir?
inanmıyorsan kendine, inanıyorsan da kendine ve bundan bizene, al oku ya da okuma.
allah varsa inananların kaybı olmayacak, yoksa da..[anladın]