bazilari dinin hala ne oldugunu anlayamamistir. tamam yazarken ozguruz de bu ozgurluklerin bokunu cikarmamiz gerekir. biz ateist adli entry yi yazarken o kadar yalnizlar ki ve o kadar korler ki diyip sizin inandiginiz seyleri terbiyesizlik yapiyor muyuz? biz yapinca yobaz siz yapinca entel objektif. sacmalik olan bisey varsa o da 2006 yilinda ozgurlugun ne demek oldugunu bilmemektir, sayginin ne oldugunu bilmemektir. kitaba gelince kitab-ı mukaddes.
okumayanlara soliyim kitap ta diyor ki "oku yaratan rabbin adiyla oku" once okuyup sonra elestirmemiz gerekiyor degil mi?
kim görmüş o cenneti, cehennemi?
kim gitmiş de getirmiş, haberini?
kimselerin bilmediği bir dünya
özlenmeye korkulmaya değer mi?
koydun yemi, kurdun tuzak ey yaradan
tuttun avı, verdin ona bir ad: insan!
her hayrı ve her şerri düzenler, sonra
herkeste bulursun yine sen bir noksan!
şarap benlik kaygusu bırakmaz sende
çözülmedik bir düğüm kalmaz beyninde
iblis bir kadeh şarap içmiş olaydı,
secdeye yatardı adem'in önünde
maide suresi:
51. ey iman edenler! yahudileri ve hristiyanları gönül dostları edinmeyin. onlar birbirlerinin gönül dostlarıdır. sizden kim onları gönül dostu edinirse o, onlardandır. allah, zalimler toplumunu dogruya ve güzele kılavuzlamaz.
yorum sizlerin inanmayan kuran a bakabilir.
ali imran suresi:
85. kim islamdan gayri bir din ararsa artık o, ondan asla kabul edilmeyecektir. ve o, ahirete hüsrana düşenlerdendir.
yorum sizin yine arkadaslar!!! ama bana sorarsanız bu ayetlerde belirtilenler, allah ın bizlerden istedikleri olamaz olmamalıdır. hani bütün insanlar esitti! ayrım yapılamazdı! islam dini böyle söylemiyor mu? sadece biraz düsünün!!!
"-hakkında dünya kadar ağır laf söylense bile, kıyamete kadar "değişmezlik, orjinalliğini koruma" özelliğine sahip, kimi insanların onun arkasına sığınarak sakıncalı işler çevirdiği islam dininin kitabı.
-ayrıca bu kitap tüm insanlığa inmiştir. okunması için her dile çevrilmiştir, okumamak için "ya ama arapça o kitap" denmek bir bahane değildir.
-yine tüm insanlığa inmiş bir kitaptır, davete icabet edilir ya da edilmez, bu bir özgür irade meselesidir. kitaba inananlara ve inanmayanlara karışılmamalıdır. çünkü kimsenin kimseyi hesaba çekme hakkı yoktur. herkes hakettiğine eninde sonunda ulaşacaktır" yorumlarıma ev sahipliği yapmış başlık.
çoğu evde rafların üst bölümünde durup dokunulmazlığı olan, arada bir indirilip tozu alınan bu arada belden aşağıda tutulmamasına özen gösterilen ama nedense okuyup ne demek istediği kesinlikle merak edilmeyen ve bu sebepten ötürü hakkında haksız yorumlar getirilen kutsal kitap.
içinde sevgi kırıntısı kalmış insanlara recm cezasını sunarak sevgi kırıntılarını koca koca taşlara dönüştürüp insanları öldürten sonrada allahın verdiği canı allah alır diyen kitab-ı mukaddes.
insanın dogru yasamayı ogrenmesı amacıyla gonderılmıs ama yazık kı;cogu muslumanın dahı ecelıne vardıgı ana kadar okumadıgı hakkında pek fazla sey bılmedıgı insanoğlunun hayat anahtarı...
mukaddes kitap
"Tüm insanlığa" inmiş,Yüce Allah'ın insanlığın düzeni için gönderdiği son dinin son kutsal kitabı.Bu kitapta düşünen,anlayan ve kalbinde sevgi adına kırıntılar bulunan insanlara şefaat ve merhamet var.Bizi doğruluğa ve kurtuluşa götürecek rehber.
içinde yolumuzu aydınlatan bir çok bilgi bulunan ve bunlar geçmiş ve gelecek dahil insalığa ışık tutmuş olan kitap.insalığı sapkınlıktan kurtaran allahu talanın bize bahşettiği yüze eser.kitab-ı mukaddes.
Hud Suresi nin birinci âyeti şöyledir:
Elif. Lâm. Râ. Bu, âyetleri muhkem kılınmış, sonra da her şeyden haberdar olan (Allah) tarafından açıklanmış bir kitaptır.
Burada Kurân ın açıklamasının dahi Allah tarafından olduğu, ikinci ayette bunun sebebinin Allah tan başkasına ibadet etmememiz olduğu, Peygamberimizin de Allah tarafından görevlendirilmiş uyarıcı ve müjdeci olduğu bildirilmektedir. "Kuşkusuz, ben size O'ndan gelen bir uyarıcı ve müjdeciyim." Bölümün başında de ki sözünün olmaması, bir yanlış anlamaya yol açamayacağından söylenmemiştir. Ama okuyan herkes böyle bir sözün gizli olduğunu kolayca anlar. Karşı tarafın kolayca anlayacağı bazı kelimeler söylenmez ki, bu hemen her dilde vardır. Zariyat Suresi' nin 50. ve 51. ayetlerinde de durum aynıdır. Önceki âyetlere bakarsanız orada da yanlış anlamaya imkan verecek bir durum yoktur.
edit: bu dilin yapısıyla ilgili birşeydir direkt türkçe düşünüldüğünde her dilde saçmalıklar çıkar. mesela ingilizcede "no, dont think so" diyen biri "hayır, zannetmiyorum" demek istiyordur. ama bunu sadece yazılı kelimeleri tercüme ederek çevirirseniz "hayır, çok düşünme" diye anlarsınız.. yani "dont think so" bir emir cümlesidir tek başına söylenirse.. ama bunun öyle olmadığını ve burada bir gizli "ben" sözcüğü olduğunu ingilizce bilenler bilir...
cenabı hakkın, bu imtihan dünyasında sınavı kazanmamız için bize *altın tepside sunduğu bir nevi kopyadır kuranı kerim. biz ki her yazılı sınav öncesi kopya çekmek için debelenir dururuz, peki neden bu mucize kopyayı kullanmıyoruz diye sormamız gerekirken kendi kendimize, nelerden bahsediyoruz ya rabb. yok peygamber unutmuş da kendi diliyle yazmış yok allah yemin etmiş. tabii ki yemin edecek sen ben biz allah adına yemin ederken o yüce yaradan bize bu fırsatı sunmuşken sen ben biz onun buyruklarını yerine getireceğimize kalkmış onun emirlerini tartışıyoruz.
dediklerimin daha iyi anlaşılması için öncelikle (#206940).
hud süresi ile ilgili cevap için (#211643)
zariyat suresi ile ilgili cevap için ise (#253201)