ihtimaldir evet. insan böyle bir ihtimali de düşünüp öyle inanmalıdır.
eğer doğru düzgün çalışan bir beyniniz varsa kuran okursunuz ve okuduktan sonra da bu ihtimalin aslında var olmadığını görürsünüz. burada miras ayetlerini açıklamış arkadaşlarımız zaten, ben yalnız başka bir konuya takıldım.
be şuursuz, her seferinde inananların salak olduğunu iddia edip, dünyadaki tek akıllının sen olduğunu söylüyorsun. kabul. bu kitap uydurmadır diyosun. kabul. peki neden gün aşırı bu ciddiye almadığın inanç sistemine saldırıyosun? bence hinduizm dünyanın en üfürükten inanç sistemi. ama gün aşırı başlık açıp saldırmıyorum. neden biliyo musun? çünkü zerre kadar ciddiye almadığım aptalca bir şey. hinduistlere enayi gözüyle bakıyorum ve eleştirdiğim şey sadece onlar yani dinin kendisi değil. eleştirmek için ciddi bir doktrin bulamıyorum karşımda. neresinden başlayım neresini eleştireyim? içim içimi yeseydi - ya doğruysa diye - o zaman işler değişirdi. süper ego ve id çatışmalarımın bir sonucu olarak burada zırvalayabilirdim. arif olan anlar.
1-tamamen din düşmanlarının uydurmasıdır 2-kardeşler uyanık olun son din islam dır 3-allah bu dini kıyamete kadar devam ettirecek tir. 4-kitabını kendi indirmiştir ve yine onu O koruyacaktır. 5-kendi kitaplarını koruyamayanların yada değiştirenlerin fesatlığın dan başka bir şey değildir. 6-müslüman önce iman eder sonra inceler araştırır bakar analiz eder anlar sonra uygular ve yaşar
elbette ben iman sahibi biri olduğum için böyle bir ihtimalin yok olduğunu biliyorum ama benim imanım size birşey ifade etmez açıklayalım.
Hz.Muhammed'in ümmi olması bu ihtimali ve savunucalarını yalancı çıkaran en büyük etkenlerdendir.
Kur'an ı kerim gibi bir kitabı yazabilmek için önce okuma yazma bilmek gerekir. Hz.muhammed'in mucizesi de budur işte. Hira mağarasında düşünmeye çekilidiğinde cebrail gelip ona oku dediğinde ben okuma bilmem diyerek cevap vermiştir.
Dönemde Hz.Muhammed'in 40 yaşına kadar okuma yazma bilmediğini çevresindeki herkes biliyordu.
Ve okuma yazma bilmeyen birisi yazamaz bu kitabı.
Hz.muhammed'in okuma yazma bilmemesi dahil olarak bu ihtimali ele alırsak;
Acaba Hz.Muhammed tüm bu olayları kendisi planlamış mıydı?
Yani 40 yaşına kadar gizlice okuma yazma öğrenip kendini ümmi olarak tanıtmış, sonra da bu kitabı Allah'ın aracılığı ile yazdığını söylemiş olabilir mi?
Peki bu adam, Cebelitarık boğazı'ndaki suların birbirine karışmadığını nasıl biliyordu?
Bu adam tek başına nasıl öyle edebi bir eser verebildi ki?
Her türlü hastalığın şifasını nasıl biliyordu da yazdı o kitaba?
Tüm bunlar böyle bir olasılığın olmadığını zaten bunun farkında olanlara bir kez daha gösterdi.
Bunu inkar edenlere ise;
sizin gözlerinizi kapatmanız güneşin olmadığı anlamına gelmez demek istiyorum.
Ayrıca Kur'an ı kerim de herhangi matematik hatasının olmadıgının ıspatı için;
Yoksa onu Muhammed uydurdumu diyorlar? Deki; haydi sizde onun denginde bir sure getirin ve Allah tan başka çağırabileceğiniz kim varsa onlarıda yardıma çağırın. Sözünüzde samimi iseniz bunu yapın.
Rum suresi olayi hakkinda : Gelecekten haber veren bu ayetler gaybi bildirir. Kurani kendisi yazan bir insan bu tehlikeye neden girsin ? kaldi ki belirtildigi sekilde rumlar galip gelmistir. Bu konuda konusmak bile saçma ama umulur ki hidayete erenler olur diye yaziyorum .
Bu başlıkta, Kur-an'ı Kerime vakıf olmamanın, insanı nasıl da soytarı edişine şahit oluyoruz.
Kur-an'ın hatalı tercümeleriyle yola çıkanın nasıl da zavallılaştığını görüyoruz.
Cevap vermeye bile değmez! Sadece birkaç farklı bakış açısını yansıtsak yeter!
Farklı bir bakış açısı:
islamiyet'in ortaya çıkışından beri gayri-müslim kesimler tarafından dönem dönem ısıtılarak ortaya konan bir iddaa. diyelim ki gerçekten de böyle bir şey söz konusu, yani kuran hz muhammed'in kendi kendine yazdığı bir kitap. o halde şunlar akla geliyor;
* hz muhammed müthiş zekası olan, tevrat ve incil'i iyi özümsemiş, gerekli çalışmaların ardından bu iki kitabın tahrif edildiği gerçeğine insanların bir çoğunu inandırarak bu iki kitabın devamı niteliğinde bir kitap yazabilecek kadar üstün beceriye sahiptir.
* hz muhammed dünya'nın gelmiş geçmiş en büyük şairidir ve en uzun şiirlerden birisini yazmıştır.
* hz muhammed derin bir tarih bilgisine sahiptir. firavun dönemi, isa mesih'in yaşadıkları ve çarmıha geriliş olayı, diğer peygamberlerin yaşadıkları dönemler ve en önemlisi adem ve havva'dan itibaren yaşanmış tüm önemli olaylara vakıf birisidir. tüm bu bilgileri 40 yaşına kadar bir kaç üniversite bitirip öğrenmiş olması muhtemeldir.
* hz muhammed semavi inanç sistemlerinin önemini kavramış ve ortaya çıktığı yer olan ortadoğu'da yaşayan biri olarak putperest kureyş kabilesi'nin elinden mekke gibi önemli bir ticaret merkezini alarak müthiş bir iş başarmıştır.
* hz muhammed dünya tarihinin gelmiş geçmiş en büyük kurgucusu ve senaristidir. ayrıca fizik, kimya, biyoloji falan her bilimde bir numaradır. cebelitarık boğazı'nın oralardaki birbirine karışmayan tatlı ve tuzlu sudan tutun da dünya'nın nasıl oluştuğuna kadar her sırra vakıftır.
e peki bütün bunlar böyleyse bile, gel de o zaman bu şahsın peygamber olsa da olmasa da önemsiz bir şahıs olduğuna inan. gene mükemmel gene süper, gene kusursuz. *
ateistler tarafından sıkça dile getirilen ve hiçbir tarihi dayanağı bulunmayan insanları sözde sorgulama kisvesi altında şüpheciliğe düşürdükleri saçma iddaadır.gerek oryantalist yazarlar gerekse islam alimleri tarafından hayatının tüm ayrıntısının bilindiği bir insanın bir din oluşturduğu sırada açık vermemesi mümkün değildir.hatta çevresindeki tüm insanlar tarafından gözetim altındayken ve en ufak bir yanlışı aranırken.sıkça dile getirilen iddaalar ve tutarsızlıklara bakalım
1.iddaa:mekke'de bulunan yahudi ve hristiyanlar
hiçbir kaynakta mekke'de yahudi veya hristiyan bir grubun olduğu bildirilmemiştir.ticaret için gelip gidenler varsa da bu gelenlerin dili yabancı idi ve yanlarında kaynaklık edilebilecek bir şey yoktu.böyle bir durumun varlığından gelecek ilk tepki müşriklerdendi.fakat onlar belirli bir ayetin kopyalandığını söylemeyip "şair,büyücü,deli" gibi genel ithamlarda bulunuyorlardı.tüm olasılıklar için söyle de bir paradoks vardır.müslüman ve müslüman olmama durumu.bu ve diğer iddaalarda belirtilen kişiler müslümansalar neden yardım ettikleri bir adamın olmayana dinine iman etmişlerdir.eğer müslüman değillerse neden mekkeli müşriklerle herhangi bir ittifakları olmadı ve ortaya çıkarmadılar.ayrıca kuran'ın üzerine yazıldığı materyaller dikkate alınırsa(develerin kürek kemiği, hurma yaprakları, kil tabletleri, ve hayvan derileri) o dönemde okuma yazmanın veya kaynaklık edecek bir belgenin bulunmadığı rahatlıkla görülür.eğer hz. yeygamber yazılmış hristiyan ve yahudi kaynaklarına ulaştıysa buna mekkeli müşriklerde ulaşabilir ve itirazlarını ona göre yapabilirlerdi. buna bir de tevrat ve incil’e muhalif, zıt bir çok ayetin kur’an’da olduğunu da ekleyecek olursak müşrikler ile hıristiyan- yahudi ittifakı kaçınılmaz olurdu.bu insanlar saf mı da kendi kutsal kitaplarından alıntı yapan bir adamı dikkate alıp savaşıyorlar? ayrıca yahudi kaynaklarına hakim biri olan abdullah bin selam'ın sonradan müslüman olması bu iddaaları zayıf bırakmaktadır.
2.iddaa:mekke dışındaki temaslar
hz.muhammed'in mekke dışına seyahatlerinin olduğu belirtilmiştir.fakat bu seyahatler sonucunda herhangi bir etkilenme yaşadığına dair bir kanıt yoktur.ve yapılan seyahatlerinin mekkelilerle olduğu düşünülürse olası bir esinlenme durumunda peygamberlik iddaası(!) ile çıktığı gün önüne ilk konulacak şeylerden birisidir.
3.idda:rahip bahira
rivayetlere göre hz.muhammed 9 veya 12 yaşında iken amcası ebu talip'in yanında yola çıkar.ve kervan bugünkü şam bölgesinde busra'ya varır.orada manastırda yaşayan rahip bahira adında bir din adamı hz.muhammed'in peygamberlik mührünün olduğunu görerek onun son peygamber olduğunu söylemiştir.amcası ebu talip'e yeğenini yahudilerden sakınmasını ve mekke'ye geri götürmesini istedi(ibn-i saad tabakat, taberi:tarih).varolan iddaanın kökeni de burasıdır.hz.muhhamed'in sonralardan rahip bahirayla görüştüğü ve kutsal kitapları öğrendiği iddaa edilir.peygamber o karşılaşmadan sonra bir defa ticarete çıkmıştır ve onda da bahira ile karşılaşmamıştır.bunda tüm siyerciler ittfaktadır.ayrıca rahip bahira'nın yaşının hz.muhammed 40 yaşına gelene kadar ne kadar fazla olacağı tahmin edilebilir.ve ilk iddaadaki paradoks burada da geçerlidir.
4.iddaa:varaka bin nevfel
en çok dile dolananan iddaalardan birisidir.düşünün birisi size bir şeyler öğretiyor bir nevi yetiştiriyor.yıllar sonra o kişiden aldığınız öğretileri o adama geri satıyorsunuz ve o insan sizin dediklerinize ilk defa duymuşçasına inanıyor.varaka'nın durumu da aynı bu şekildedir.varaka hz.muhammed'e öğretmenlik ettiyse neden ilk vahiyden sonra yanına gidildiğinde hz.muhhammed'e iman etmiştir.bu iddaayı öne sürenler bunu da açıklamak zorundadır.sizden yaşça küçük bir insan size yeni bir dinle geldiğini söylüyor ilk uyanmanız gereken sizken kayıtsız şekilde iman ediyorsunuz.oldukça garip.varaka ve hz.muhammed'in yakın ilişkilerine yönelik-neredeyse rum köleyi kaynak teşkil eden müşriklerden- hiçbir eleştiri getirilmemiştir.
5.iddaa:hanifler öğretiyor..
hanifler hz.muhammed döneminde mekke'de neredeyse parmakla sayılacak kadar az olan allah'a inanan ve o dönemki hristiyanlık ve yahudiliğe meyleden kesimdir.kaynak teşkili durumda neden bunlardan bir itiraz gelmemiştir? neden"muhammed her şeyi bizden öğrenmiştir inanmayın" yerine savaşı tercih etmiştir.ayrıca böyle bir durumda ilk gelecek itirazlardan birisi de ümeyye b.salt tarafından olacaktır.çünkü kendisi bizzat peygamber olmak istemiştir.nasıl ümmi bir insan başka bir kitaptan kopyaladığı bilgileri kopyalanan kitabın esas sahiplerine karşı savunabilir ve iman ettirebilir. (bkz: necran hristiyanları)
6.iddaa:ümeyye bin salt
dönemin taifli şairidir.içki ve puttan uzak duran rahip elbisesi giyen şam ve bahreyne'e gidip gelen birisidir.yeni bir dini alır almaz mekke'ye dönmüş ve hz.muhammed'den kur'anı dinlediği zaman "kuşkusuz o hak üzeredir" cevabını vermiştir.şam'a geri gitmiştir ve müslümanlığını ilan etmek için mekke'ye döndüğünde dayısının 2 oğlu'nun bedir'de kafir olarak öldüğünü öğrenmesi üzerine taif'te yaşamıştır(zarikli alam, “ümeyye b. bissalt” maddesi).ümeyye'nin şiirlerinde cennet cehennem tasvirlerinin olması ve iyi bir şair olması kaynaklık teşkil ettiğini göstermez.gösterirse paradoks ortaya çıkar.kendi şiirlerinden çalıntı yaptığını düşünen bir insana neden "kuşkusuz hak üzeresin" cevabını versin.
7.iddaa:bir köle öğretiyor..
mekkeliler ismi net olarak bilinmeyen hristiyan bir köle ve diğer rivayette isimlerinin cebra ve yesar olduğunu öne sürülen iki rum kılıç ustasının yardımcı olduğunu söylemişlerdir.
muhakkak biliyoruz ki onlar: “mutlaka onu bir insan öğretiyor!” da diyorlar. haktan saparak isnatta bulunmak istedikleri kimsenin dili yabancıdır; bu kur’an ise gayet açık bir arapça’dır” (nahl, 103)
ayetten ve tarihi kaynaklardan anlaşıldığı kadarıyla bu kişiler ya köle ya da rum idiler.arapçayı iyi bilmeleri gibi imkan yoktur.kur'an ilk indiğinde dönemin şairleri bile çaresiz kalmıştır.bu şahıslar öğretme durumunda neden tüm hayatı sürgün şeklinde geçen bir insanın peşinden gitsinler de hiçbir açık vermesinler? amaç ticariyse mekkelilerle ittifak durumunda daha fazlasına sahip olabilirlerdi.
ayrıca peygamberin vahyin geldiği sıradaki tepkilerinin vahyin planlanmamış bir olay olmadığı sonucunu da çıkaramaz mıyız?