"Allah'ım saçlarım şahane oldu ya, iyi ki kestirmişim". Tabi bu kuaförün kapısında fönlü saçla söylenen şey. Evde yıkanıp kabaran, şekle sokamadigin saçı görünce daha farklı olabilir.
Zenci kafasına sahip biri olduğum için pek iyi şeyler hissetmiyorum oradan çıktığımda. Oldukça sık ve kıvırcık saçlarım var ki banyodan çıktığımı görmeyen hiç kimse kıvırcık saçlı olduğumu bilmez, ailem dışında o kafa ile gezdiğimi gören yoktur. Her sabah kalkıp üşenmeden düz saçlarım olsun diye uğraşıyorum çünkü o saçlarla gezdiğim kara günlerde meeeee diye çağırıldığım bile olmuştu. Kuzu muydum ben? değildim. porsuk diye çağırıldığım hatta ruud gullit diye bile seslendiler bana.
işte bu kafanın hem benim için hem kuaförler için büyük zorlukları oluyor. her ne kadar saçın kıvrımına parmak sokmak bir çok kuaför için hoş anlar yaratsa bile işin şekillendirme kısmında ne yapacaklarını şaşırıyorlar. nasıl olsa 10 dakika sonra saçın bozulduğunda küfür edeceksin diyip saça dokunmayanı da gördüm iki kişilik fön parası isteyeni de. bu yüzden ben iyi şeyler hissetmiyorum, saçlarımı gördüklerinde de onlar iyi şeyler hissetmiyor. birbirimizden hoşlanmıyoruz. iyi şeyler hisseden kızları da çok kıskanıyorum.
Hic de dusundugunuz gibi degildir en azindan ben oyle dusunuyorum. Sacim yapili kuaforden ciktigim cok belli azicik dagitsam mi acaba. Ne o oyle dugune gider gibi. Off acaba kaslarimi aldirdigim cok belli mi cok kizarmis mi acaba. Herkes bana mi bakiyor cok belli kesin pancar gibi olmusumdur da simdi kesin rezil oldum.
ağlamaklada sonuçlanabilen bir durumdur. saçı istediği gibi kesilmemiş. istediği renk tutturulmamış. istediği topuzda olmamış olabilir. ya da zır zır konuşan kuaför başını ağrıtmışta olabilir. bu nedenle hemen bir ağrı kesici içilir. ne bıdı bıdı konuşurlar. birde fön makinesinin sesi yok mudur sürekli ses çıkaran sinir stres harbidir.