Stres hormonu olarak bilinir. Stres-tehlike altında salgılanan adrenalin ve noradrenalin hormonlarının verdiği komuta göre vücudun ihtiyacı olan enerjiyi saniyeler içinde yağları yakıp glikoza çevirerek elde etmenizi sağlar ki kendinizi koruyup kollayacak güce kavuşasınız. Bazı durumlar olur hani, adım atabilmek sizin için mucizedir ya da bir kavgada aldığınız bir darbe sonrası hareket edemez hale gelirsiniz fakat bir anda bir güç gelir, anlık bir güç. Ya da geçirilen bir trafik kazası sonrası yine ‘ilahi bir güç’ tarafından, yapamamanız gereken bir şey yaparsınız. işte bu gücün yaratıcısıdır kortizol hormonu.
‘Ne de güzel hormonmuş, keşke en çok bunu salgılasak’ diyor olabilirsiniz fakat erken karar vermemeniz gerektiğini şimdi anlayacaksınız.
Bu güzel yanlarının yanında kortizol, başta da denildiği gibi stres hormonudur. Ve işin içinde stres varsa emin olun bizim zararımıza olan çok şey vardır..
Bu hormon enerji sağlayabilmek adına glikoz ürettiği için, bağışıklık sisteminize bir nevi darbe vurur ve bu süreçte normalde daha fazla dışarıdan gelebilecek hastalıklara açık hale gelirsiniz. Eğer geçmişte olduğunuzdan daha sık hasta oluyorsanız, bunun sebebini belki de daha fazla stresli olmanıza bağlamanın zamanı gelmiştir.
Vücudunuzun anlık olarak kendini yenilediğini, ufak tefek sorunları size hissettirmeden kendi içinde çözdüğünü biliyorsunuz, değil mi? Mesela yaralarınızın kabuk bağlaması, daha sonra iyileşmesi buna en güzel örnektir. işte kortizol bunu da engelliyor.
Yani stres altındayken bağışıklığınız azalıyor, hasta oluyorsunuz, vücut kendi kendini yenileyemiyor. Psikolojik problemler, post travmatik stres bozukluğu, depresyon gibi rahatsızlıkların da kortizol miktarını yükselttiğini göz önüne alırsak, varın siz düşünün..
Bu hormonun salınımını azaltmak için öncelikle uykumuza çok ama çok dikkat etmemiz gerekli. Tek bir uykusuz geceden sonra bile kortizolun vücutta 2 kat arttığı biliniyor.
Ayrıca bir ilginç bilgi daha: Sabaha karşı kandaki kortizol düzeyi azalır. Bu nedenledir ki en fazla ölümler, sabaha karşı meydana gelir..
normalde vücutta bulunması zorunlu bir hormon değildir. insanlar kortizolsüz de yaşar fakat en ufak bir stres durumunda hayatlarını kaybedebilirler. ayrıca bağışıklığı baskılayıcı etkisi vardır.
kısa vadede çok faydalıdır. stres durumunda kişiyi tehlikeye (savaşa) hazırlamak için sindirim ve bağışıklık gibi daha az önemli fonksiyonları bastırır, kalp atışı ve solunum gibi fonksiyonları artırır. uzun vadede immune sistemine zarar verir.
yoğun stres yaşayan insanlarda çeşitli psikosomatik rahatsızlıkların görülmesinin sebebi de budur. immune (bağışıklık) sistemi aşırı stres (ve dolayısıyla aşırı kortizol) ile karşılaşınca çöker ve hastalıklara dayanıksızlaşır.
böbrek üstü bezler tarafından salgınan bu hormon fizizksel baskı altındayken daha fazla üretilir ve kan şekerini düzenler, kalp ve karaciğer fonksiyonlarını düzenler. sabaha karşı pek salgılanmadığından en fazla ölümler bu saatte gerçekleşir.
kortizon tedavilerinde kullanılan hormon ve devamlı kullanımda kişide bedensel&ruhsal sorunlara yol açabilme ihtimali vardır. belki de ara sıra olan ruhsal dengesizliğimin sebebi de bu hormondur. *stres insanı kortizol hormonuyla öldürür.* diye slogan yapılmasını istiyorum kendime insanlara garip gelmeyeyim artık.