bugün

2004 yapımı, huzurlu bir bahar akşamüstü tadında bir film. filmin yönetmeni reha erdem; insan olmayı, toplumsal cinsiyet rollerini ve bilhassa erkeklik kavramını farklı bir açıdan konu edinmiş.
izleyiniz, izletiniz.
antimilitarist şarkılardan biridir.

antimilitarist olmasam da yaşar kurt’u severim.
izleyicinin kendini film bitene kadar içinde unutmasın diye son sahne olağanca sıradan ve karakterlerden yalıtılmış bir şekilde sunulmuş.
Reha erdem yapımlarına ayrı bir hayranlığım var bu yüzden filme sadece iyi demekle yetinebilirim.
Yoksa üzerinde çok şey söylenecek tartışılacak bir film.
ali düşenkalkar ın oyunculuk dersi verdiği film.
--spoiler--
kapat televizyonu anne, seni de kandırıyorlar
--spoiler--

daha güzel anlatılamazdı...
"orduya istiyorlar,
savaş çıkar diyorlar.
silah veriyorlar anne,
bana öldür diyorlar.
yat! diyorlar anne,
kalk! diyorlar.
beynimi yiyorlar anne, beynimi yiyorlar."

bir yaşar kurt şarkısıdır.
görsel
Popülerliğini kaybetmemiş, gelecekte de keyifle dinlenecek olan Yaşar Kurt şarkısıdır.
Biraz agresif, sert çizgiler taşıyan bir şarkı olmasına rağmen, insana iyi gelen, heyecanlandıran garip bir tarafı vardır.
Gitara başladığım ilk dönemlerde, bana yoldaşlık edendir.
Efsanevi guzel bi solosu var nerdeyse 1dakika tapping atiyi gitarist.
al beni içine, al beni yine.
Annemi özledim rahmetliği.
bir yaşar kurt şarkısının ilk dizesi.

korkuyorum anne
al beni içine
alışamadım anne
al beni yine
Sizi kaybetmekten korkuyorum anne. Geri kalanı siktir olup gidebilir.
şirin bir reha erdem filmidir. içindeki insanların kendilerine göre olan saflık ve masumlukları filmi izlenecek hale getiriyor.
farklı tınıları olan yaşar kurt şarkısıdır.

beynimi yiyorlar anne
yaşar kurt ' un on numara şarkısı olduğunu atlamadan ve buraya iliştirdikten sonra Reha Erdem'in yazıp yönettiği, 2004 yapımı mükemmel filmi diyerek devam edelim. hafızasını yitiren Ali (Ali Düşenkalkar) karakterinin kafa karışıklıkları ile gelişen olayları anlatır. oyuncu kadrosunda ali düşenkalkar ( ali ) , ışıl yücesoy ( neriman ), köksal engür ( rasih ) , şenay gürler ( ipek ) , bülent emin yarar ( kasap ) gibi isimler vardır. öyküde insan vücudunda olanların aktarımıyla " insan nedir ki " sorusunun yanıtı aranır.

bu arada bana göre filmin en dikkat çeken karakteri sürekli felsefe yapan kasaptır.

dimdik yere sağlam basacaksın bir defa güçlü görüneceksin güçlü kadın güçlü ister güçlü.

zayıflıklarını gizliyeceksin mümkün mertebe.

elini cebine sok başını dik tut. doğru davranarak sadece kadınları değil tüm insanları etkileyebilirsin.

şu tezgah niye bu kadar yüksekte zannediyorsun ben sana tepeden böyle bakıyorum sen ise aşşağıdan şöyle bakıyorsun.

insan insan nedir bak şu zavallı halimize et , kemik , yağ , sinir danadan ne farkımız var.

erkek nedir et , kemik , yağ , sinir önemli olan içinde ne var...

herkese renkli günler
--spoiler--

insan nedir? bak şu zavallı halimize; et, kemik, yağ, sinir. danadan ne farkımız var?

--spoiler--
soundtrack seçiminde reha erdem farkını tekrar tekrar görmemizi sağlayan film.
yaşar kurt'un şarkılarından birinin bir bölümü:
korkuyorum anne,
al beni içine...
anne-babalarında cinsel hayatı varmış of. bu bilgiyi öğrendğimden beri korkuyor ve endişeye kapılıyorum. siz yapmayın ya, yakışıyor mu anneye babaya.
ali düşenkalkar'ın olağanüstü oynadığı filmdir.
deprem sahnesi hariç filmin tüm geçişleri on numaradır.
o kadar iğrenç ve sıkıcı ki anlatılamaz olan filmdir. bir filmde insanların bu kadar salak yerine koyulup diyalogların on kere tekrarlanmaması gerekir kanımca. filmi uzatmak için elden gelenin yapıldığı filmdir. durduk yere depremler olur falan. yönetmenin reha erdemin olduğunu öğrenince daha bi üzüldüğüm filmdir. bu filme bayılan insanlarla da aynı hava kesinlikle solunmaz. radyasyondan daha zararlıdır bu insanlar. inanılmaz eğlenen insanlarda hayatlarında üç tane falan komedi izlemiş insanlardır herhalde. tek kelimeyle berbat bir deneyimdi zamana yazıktı.
anlamlı, naif, eğlenceli, izlenesi film.
95 sonrası türk sinemasının * en ayrıksı filmi. ayrı yerde duruyor tıpkı yıllar evvel atıf hocanın turnayı gözünden vurduğu aaahh belinda gibi.
çok farklı bir film sinemamıza dair. orjinallik tadı bırakıyor izledikten sonra. hani, rahmetli ahmet uluçay 'ın karpuz kabuğundan gemiler yapmak filmi nasıl özgün ve nitelikliyse bu da fazlasıyla zeka kokuyor. ve birçok filmden farklı anlatımıyla ayrılıyor. mizahi tarafı kendi kendine konuşarak yüzde inanılmaz tebessüm bırakan hali tarzını çok sevdiğim amelie taraflarına kadar uzandırdı beni.
hapşırmalar, derin nefes alıp vermeler, bir soruya farklı binbir sempatik ve sıcak cevap verişler, minimal detayların insan hayatındaki önemini masaya yatırışlar, insanımızdaki türlü türlü korkular reha erdem'le hayat bulmuş beni mahvetmiştir.
hani bazı filmler vardır yaa üzerine çok konuşulmaz inanılmaz tatlıdır bu film de kuşkusuz öyle! hem başyapıt hem de sımsıcak! daha ne olsun?
reha erdem bu filmden sonra çok farklı bir frekansa girip ayrı kulvarda beş vakit'i yapıp kendi diskografisine minimal bir başyapıt daha katarken sonra ruhani kirlilik tandanslı karanlık öyküsü hayat var'ı yapmıştır. çok farklı tellerden çalıp iyi işler kotarmıştır.

--spoiler--
hele hastalığın türü ve derecesiyle övünülen bir sahne vardır ki bir ara yere düşürüyordu beni.
--spoiler--

ne filmdi bee. mutluluğu yakalamak için arada izlemeli üzerine kaşık kaşık nutella götürülmeli. afiyet olsun!
10 üzerinden 8,5!
edit: editler 2'ye ayrılır; manidar olanlar, incir çekirdeğini doldurmayanlar...
unutmadan;

--spoiler--
köpekler bizi içimizde kemik olduğu için mi ısırır neriman teyze?
içimizde kalp olmadığı için ısırır oğlum!
--spoiler--
şimdiye kadar sözleri yazılmamış...

ben yazayım bari...

Korkuyorum anne, al beni içine
Alışamadım anne, al beni yine
Büyüdüm anne, evler büyüdü
Büyüdü pabuçlar, yollar büyüdü
Orduya istiyorlar, savaş çıkar diyorlar
Silah veriyorlar anne, bana öldür diyorlar
Yat diyorlar anne, kalk diyorlar
Beynimi yiyorlar anne, beynimi yiyorlar
Kapat televizyonu anne, seni de kandırıyorlar
Kapat televizyonu anne, seni de kandırıyorlar
Oyunu verme anne
Oyunu verme anne
Oyuna gelme anne...