Amerikan korku filmleri efsanelerinden olan 'halka' beni şahsen hiç korkutmadı. Çünkü filmin konusu televizyondan çıkan ve insanları öldüren bir kadın. Türkiye de hayvana bile tecavüz ediliyor düşün abi televizyondan kadın çıksa onu bi güzel silkerler yani.
Genelde kasabada paranormal bir olay oluyorsa, kasaba halkında biri daima her boku biliyordur ama hiç kimse ona inanmıyordur.
Misal;
Kasabaya yeni taşınan, kibar ve yakışıklı bir çocuk olan Carl'ın aslında bir vampir olduğunu iddia eden bir yerden bitme her zaman çıkar ve başta aiesi olmak üzere hiç kimse bizim bu yerden bitmeye inanmaz. 'Hadi len ordan pezevenk. Çocuğu kıskandığın için götünden şeyler uydurup çocuğa iftira atıyorsun' der ve çocukla dalga geçerler. Bi de bu da yetmezmiş gibi bizim bu vampir adayımız çocukla dalga geçer. 'Ehehue. Hepinizi emcem *mına koyim bak herkes nasılda tuzağıma düştü. Nihahhahha!' diye..
Ama şöyle de bir detay vardır ki unutulmaması gereken; genelde filmin sonunda vampirin munasip bi tarafına kazık sokacak kişi de yine bu yerden bitmelerdir.
Yeter diyordu muittin yeter kovalama bugta kaldım diyordu. Katil dinlemiyordu, bir sağdan sallıyordu bıçağı bir soldan. Muittin çaresiz bir şekilde ağlıyordu, muittinin arkadasları da oradaydı, onlar da ağlıyordu. Katilin ortakları ağlama muittin diye haykırıyordu.
Nedense ana karakter karanlık ve tenha bir ortam gördüğü anda direkt o gizemli karanlığın kaynağına gitmek ister ve ne var ne yok hesabına öyle mal mal dolaşır. Sonra da bir anda bağırarak ortamdan kaçmaya çalışır ama ne fayda her halükarda ölecektir. Zaten içeri girenler hep ölmüşlerdir. Mustehakt8r zatennona. Mk gerizekalısı.
Nedendir bilinmez ama eğer bir korku filminde piyano varsa, kurbanımız gecenin bi vakti karanlık ve boş odada dolaşırken eli yanlışlıkla piyanoya çarpar ve muazzam besteler ortaya çıkar. Sanırsın pezevenk sergey rachmaninov.
5 kişilik bir arkadaş grubu gecenin bi vakti arizona çölünde ilerlerken ansızın karavanları arızalanır ve hepsi yakınlardaki bir pansiyona gidip kalmaya karar verir. Pansiyonda herkes bir odada kalırken arkadaşlardan birinin tuvaleti gelir ve gruptan 5 dakikalığına ayrılır. Bu sırada esrarengiz bir yaratık gören arkadaş hemen gruba geri döner ve gördüklerini anlatır. Sonrası;
Jennifer: çok korkuyorum brain. Şimdi ne yapacağız?
Brain: hadi ayrılıp canavarı arayalım.
Grup tek bir ağızdan: olurrr.
[Derler ve ayrılıp canavarı ararlar. Artık ne yapacaklarsa..]
Sahne: #2
Yer: çorum
5 kişilik bir arkadaş grubu istanbul çorum arası yolculuk yapmaktadır. Karavan bozulur, pansiyon görürler ve orada kalırlar. Tuvalet için gruptan ayrılan arkadaş tuhaf bir canavar görür ve hızla diğer arkadaşlarına anlatır. Sonrası;
Sena: çok korkuyorum emre. Şimdi ne yapacağız?
Görkem: benim bir fikrim var. Hadi ayrılalım ve canavarı arayalım.
Emre: oha çok iyi fikir lan. Daha sonra teker teker ölürüz falan. Hem süper atraksiyon olur bize de. Olm ne saçmalıyon *mına koyim ya sen!?
[Derler ve geceyi hep beraber geçirirler. Tabi canavarın da götü yemez kalabılığın içine dalmaya. Ve herkes ertesi gün mutlu mesut yolculuklarına devam ederler..]
Jack: merhaba… springfield kasabasına nasıl gidebiliriz acaba?
Sallanan sandalyedeki sallanan amca: oraya gidenler bir daha asla dönemedi…
[Tabi herkes o an bi tırsmaya baslar]
Sahne #2
Yer kastamonu
Diyalog;
(5 kuzen dedelerinden kalan y7ksek mevlada miras için kastamonuya giderler. Bir yerde yolu kaybederler ve ormanın içinde ki bir kulübenin önünde g9rdükleri sallanan sandalyedeki sallanan amcaya yolu sorarlar)
Görkem: selamın aleykum hacı amca. Hasan ağanın konağa nasıl gideriz?
Sallanan sandalyedeki sallanan amca: la gelive şoraa..
Görkem: anlamadım amca ne dedin?
Sallanan sandalyedeki sallanan amca: oğlum ele geliver şoraa…
(Emre, amcanın yanına gider)
Emre: emice, hasan emminin konağa nası giidiveririm?
Sallanan sandalyedeki sallanan amca: nere gidi verip duracan onu de hele baa?
Emre: yok abi ne durması bizim bi miras vardı da onu alıp gideceğiz ama dediklerinden bi bok anlamıyoruz. El kol işaretleriyle tarif et bari..
Sallanan sandalyedeki sallanan amca: tarif edi verip duricem emma sen anleyiverip durecan mı onu anlayı verip duramadım.
Emre: hay *mına koyim senin amca ya. Vazgeçtik, istanbul a geri dönüyoruz biz.
Sallanan sandalyedeki sallanan amca: istanbul a gidi verip durunca habe edi verip ddu olu mu?
Emre: olu amca olu aq.
Kapı gıcırtısı, korkunç insanı geren bir müzik, aniden çıkan gürültü ve ya mahlukat, ne olduğu belli olmayan siluetler, samaramsı kızlar, ve en önemlisi şehirden uzak 2 veya 3 katlı ev. Birde o evde tek basına kalan bir insan.
Saçı örgülü örgülü ip atlayan ikizler. ip de atlamazlar, sadece çevirirler.
Birde gençler toplanıp kamp yapmaya gider. Kamp yerine varmadan yıllanmış bi benzinlik görülür kesinlikle. Oranın sahibi dayı çıkar bunlara öğüt verir oraya gitmeyin gibisinden. Bunlar Siklemez tabi çılgın gençler. Kampa varılır, arabanın kontağı kapatılır kapatılmaz hemen sevişilir, hiç şaşmaz. Sonra hepsi ölür tek tek, amk malları.