insanın bir kere bağlandı mı kopamadığı değişik bir yapıya sahip Güney Kore Sineması. Hiçbir Hollywood ya da Türk yapımı zevk vermiyor artık mesela bana.
Klasik bir konuyu ele alalalım: zengin erkek, fakir kız aşkı. Üzerine yazılmadık senaryo yoktur. Ama bunu en iyi anlatan Kore sinemasıdır. Bu sadece romantik komedi filmler için geçerli değil dramlar için de böyledir. Filmin başında dersin ki yıl olmuş 2011 hala işledikleri konuya bak. Ama film öyle bir şekilde ilerler ve biter ki takdir etmekten başka bir şey kalmaz yapacak. Çoğu dram filmi hastalık üzerine kurulmuştur ama işte Koreliler yaptığı için ayrı bir güzel görünür, hatalar dikkat çekmez çok öyle. Sahiplenir insan filmi. *
Orijinal senaryoların çoğu bu sinemadan çıkar. Ama gişe yapması Hollywood tarafından filmlerin yeniden çevrimlerinde olur. il Mareorijinal senaryo konusunda ilk 10'u zorlayacakken duyulması The Lake House'la olmuştur. My Sassy Girl'e de el atmışlardır hele ki bir boka benzememiş ve asıl filmin önüne geçeçmemiştir. Şimdi sırada Oldboyvar. Bakalım daha ne kadar para kazanacak Amerikan sineması Kore sineması üzerinden.
Edit: Her filmde bir metro ya da tren sahnesi mutlaka bulunur. Herkesin hayatı senin benim gibidir. Kimse villalarda yaşamaz ya da lüks arabaları olmaz. Kendileri gibi, oldukları gibidir.
oldukça başarılı drama dizilerine sahiptir. Güney kore bu yolla büyük bir tanıtım yapmakta ve kore turizmini canlandırmakta.
Dizilerle ilgili gözlemlerim :
* Diziler genelde 16-20 bölüm arası oluyor, ender olarak 24-25 bölüm olanlarda oluyor. Konuyu çok sündürmeden bitiriyorlar.
* Dizi bölümleri 1 saat sürüyor.
* Dizilerde mutlaka bir aşk üçgeni veya dörtgeni oluyor. Ya iki kadın bir adama aşık oluyor, ya da iki adam bir kadına aşık oluyor,
* Bol bol gözyaşı oluyor. Aslında iyi dramada çok iyi de komedi olabilir ama bu alanda pek başarılı değiller.
* Dizi çekimleri çok kaliteli. Savaş/dövüş sahneleri, araba çarpması gibi sahneler çok kaliteli. Kesinlikle çok emek harcıyorlar. Baştan savma uyduruk iş yapmıyorlar.
* Her dizide mutlaka sürpriz bir kardeş veya çoçuk çıkıyor. Bu nedendir bilmiyorum ama olmazsa olmaz olmuş. Ana karakterlerden biri diğerinin çoçuğu veya kardeşi çıkıyor.
* Her alanda mutlaka korenin reklamı yapılıyor. Herşeyin güzeli, herşeyin kaliteli, herşeyin iyisi gösterilerek mükemmel bir kore imajı çiziliyor. Aktörler ve aktrisler mutlaka güzel oluyor. Genelde çirkin olan kadınlar, bol estetikle dizi yıldızı oluyorlarmış. Evler ve diğer mekanlar çok iyi dekore edilmiş ve çok temiz oluyor. Kore halkını çok yardımsever ve iyi olarak gösteriyorlar. Mesela dizide bir otel varsa mutlaka dünyanın en iyi oteli oluyor...
* Dizilerde çok az hissedilse de maalesef amerikanın köpeği olmuşlar. Amerika hayranlığı özellikle yeni nesilde hat safhada.
* Kesinlikle hristıyanlık propagandası oluyor.
* Kore yemeklerinin mutlaka reklamı yapılıyor. Afedersiniz oyuncunun önüne bok koysanız, afiyetle yeyip "kore bokunun tadı harika" diyor :p Mutfakları domuz eti ve deniz ürünleri üzerine kurulu, pek bize göre değil.
* Kesinlikle korenin tarihi ve doğal güzellikleri olan mekanları gösteriliyor. Her dizide mutlaka korelilerin çok övündüğü Jeju adasında 2-3 bölüm çekim yapılıyor.
* Dizilerde sevişme vs pek olmuyor. Mini etek korede artık üniforma gibi olmuş, dizilerde de bu görülüyor. Kadın başroller genelde mini etek giyiyor. Ama çoğu dizide birkaç romantik öpüşme dışında birşey olmuyor.
* Dizi müzikleri genelde * çok iyi değil.
genelde sakin başlar, karakterler pek konuşmaz lakin mimik çok kullanır. vurucu olur geneli, başlarda sürüklemez, sonunda yerden yere sürükler. dilleri kulağa komik gelir. tuhaf bir sakinlik hakimdir, karakterlere de, konuya da. adamı öldürsen bik bik ses çıkaracak cinsten. detaylar oldukça çekicidir. klişe konuları bile bu detaylarla süsler, renklendirir.
beklenilenin çok çok üzerinde yapımlardır. "do re mi fa sol", "klasik" ve "bir milyonerin aşkı" farkına bile varmadan gözyaşları süzer yanaklarınızdan. "biz" den bir şeyler bulmanız kuvvetle muhtemel.
--spoiler--
klasik isimli yapımda gözleri yaşla dolu bir gelin fotoğrafı vardır ki hatırladıkça gözlerim dolar.
--spoiler--
özellikle son 20 yılda çok büyük bir gelişme göstermiş olan kore filmlerinin genel adlandırılmasıdır.
kore sineması için özellikle 2000'lerden sonra dram ve romantik-komedi türlerinde hollywoodu geçtiğini düşünmekteyim.
adamların duygusal filmlerini gece izlemeyin arkadaş. kız erkek ayırt etmeden bunalıma sokuyor, hatta ağlatıyor.
Geçen bir erotik filmine denk geldiğim sinema. Karılar güzel evet. sevişiyorlar o da tamam. Hikaye de var ok. Ama yine de hormon salgılamak yerine insanı bir gülme alıyor aq.
+18 filmlerde sevişmeden çok olaylara ve işlenişiyle dikkat çeken sinema. Adları yurt dışında genelde bu tarz filmlerle duyuluyor. Ya erotik ya aksiyon.
Mesela a frozen flower bildiğim en sağlam aşk üçgenine sahip filmdir ve konunun işlenişi, filmin arka planında değindiği sorunlar sevişme sahnelerinden daha fazla ön plandadır. Agasshi de de aynı şey söz konusudur.