25 temmuz 1950 sabahı çoe yong gun komutasındaki kuzey kore birlikleri güney kore'ye girdi.
**
2 gün sonra abd başkanı truman, güney kore'ye askeri yardım emri verdi.
***
25 temmuz 1950'de türkiye kore'ye tuğgeneral tahsin yazıcı komutasında bir tugay asker gönderdi. üç yıl süren savaşta türkiye en ağır kayıp veren birliklerdendi. bine yakın asker ve subay şehit olmuştur..
gözümde anlamsız bir savaştır. sscb, abd, birleşmiş milletler ve çin'in gövde gösterisi savaşıdır.
nereye gidiyorsun ahmet
yedi deniz ardında kaldı anadol
köy halkıyla beraber.
onlar bu yıl toprak istedi ali bey çiftliğinden.
dövüşüldü candarmalarla.
dursun vuruldu,
yaralandı koca anan,
hapise düştü millet.
kimi öldürmeğe gidiyorsun ahmet?
…
ve onların en ucuz ölüm aleti sendin, ahmet,
vebalı farelerinden de ucuz.
kore’de yağmur mu yağıyor?
dinecek.
ya defolup gideceksiniz,
ya denize dökecekler sizi.
ne halt edeyim? deme ahmet,
teslim ol.
…
yiğitliğin zerresi kaldıysa sende,
teslim ol.
teslim ol ananın başı için,
teslim ol türk halkı adına,
ahmet, kardeşim,
kardeşlerine teslim ol.
acaba o savaşı kuzey kore-çin-sovyetler ittifakı kazanmış olsaydı, amerika birleşik devletleri asyada bu kadar etkin olabilir miydi? çin kuşatmasını yaran ve savaşın seyrini değiştiren efsane türk tugayı olmasaydı yani savaşa katılmasaydık, savaşın sonucu gerçekten değişir miydir? hal böyle ise bugün birleşik devletlerin asya ve pasifikte özelinde ortadoğuda bu akdar güçlü olmasına biz sebep olmuş olabilir miyiz?
1950-1953 yılları arası, demokratik Kore için büyük asker kaybı verdiğimiz,ve Kore'nin ders kitaplarına kahraman olarak girdiğimiz savaştır.
2002 dünya kupası türk-kore karşılaşmasında koreliler yıllar önce kendileri için savaşan Türkler icin türk milli takımına özel bir karşılama yapıp,Türklerin gollerine kendi golleri gibi sevinmişlerdir.
--spoiler--
Çinli Komutanın “1 Numaralı Bela” adını verdiği Adana Kozanlı Er Kerim Ergün’den bahseder misiniz?
Er Ergün Kore’deki esirlerimiz arasındaki en renkli karakterlerden biri. Amerikan Kara Kuvvetleri’nin kendi esirleri ve bizim esirlerimiz hakkında yaptırdığı bilimsel çalışmalar düşmanla iş birliği yapan esirlerin büyük çoğunluğunun cezadan kaçmak veya daha iyi yemek ve giyecek gibi ödüller almak için bu yola başvurduğunu gösteriyordu.
Er Ergün gibi Türk esirlerden bazıları ise hücre cezası alacaklarını, aç bırakılacaklarını, dövüleceklerini bile bile kamptaki Çinliler ile zıtlaşmaktan ve tartışmaktan kaçınmıyorlardı. Hatta her defasında yakalanmalarına ve ağır şekilde cezalandırılmalarına rağmen Türk esirler kamptan kaçma işini bir tür gurur meselesi ve güç gösterisi haline getirmişlerdi. Bu yolla onları tutsak eden Çinlilere boyun eğmeyecekleri mesajını veriyor, kafa tutuyorlardı. Er Ergün kamptan kaçmak bir yana en basit kamp kurallarını dahi çiğnemeyi adet haline getirmişti ve belki de özgürlüğe kavuşacağına olan inancını bu sayede canlı tutabiliyordu. Bir defasında Türk Esir Bölüğü’nün komutanıyla bir arbede yaşamış ve arbede sonucu Çinli subay nehre düşmüştü. Bunun üzerine bir diğer Çinli subay Er Ergün’e silah çekmiş ve Çinli muhafızlar ile Türk esirler birbirlerine girmişlerdi. Adana Kozanlı esirimiz Er Ergün bu olayı kendine has o kabadayıvari üslubuyla Amerikan askerî istihbaratına söyle anlatmıştı: “Çektiğin silahı kullanacaksın, kullanmazsan korkaksın.”
--spoiler--
Rahmetli dedemin katıldığı ve gazi olarak döndüğü savaştır, ordumuz kendi savaşı olmasa da destan yazmış ve sonunda NATO'ya katılarak dönem şartlarından dolayı yerini sağlamlaştırmıştır.
şunu hep merak etmişimdir : atatürk eğer kore savaşı dönemlerini görseydi ve o dönemlerde de iktidarda kalsaydı asker gönderir miydi ? yoksa bu bizi ilgilendirmeyen bir savaş diyip es mi geçerdi ?