her kelimesi ayrı dokunduran deniz seki şarkısı. bakın şimdi başlıyoruz;
-söndü içimin ateşi. bitti. bıktım yalanlarından.
evet aynen. bir süre sonra o yalanlar sönmez dediğiniz ateşi bitirebiliyor.
-nazın, sitemin belli değil. ben senin neyinim anlayamadım?
bu ne lan? sevgilinim ben senin, kölen değil.
-sevda ateşin aynı değil. ilk defa üşüyorum kollarında.
kolarında üşümek. ateşinin sönmesi onun. evet. bunun sebebi çok açık. başka biri var. bu kadar açık.
-kim bu gözlerindeki yabancı? yaralar beni yüreğimden..
-hani ben olacaktım yalancı, başının tacı?
ibrahim tatlıses in cabrio araba içinde hayat verdiği şarkı. şişliden taksim e sallanırken, osmanbey de açılır. roberts cafe ye selam çakılır. mojito şart.
şarkının geri kalan kısmı güzel, fakat "kop gel günahlarından" kısmı ilk dinlediğimden beri beni öldürmüş, gebertmiştir. nedeni belirsiz. ama engellenemeyen bi istekle o sözcükler söylendiğinde gülüyorum. ibraam tatlıses in yorumlaması da ayrıca bir felakete ev sahipliği yapmıştır. klip de ayrı bir dehşettir. o arkadaki insanın gözüne gözüne gircek gibi duran sözcükler de berbat. neden öyle bişe yapılmış çözemiyorum. hava atmak için olabilir "bu sözler varya bu sözler, yılın en iyi şarkı sözleri" denmek için olabilir mesela.
yıllarca aklımızın bir köşesinde çok hoş bir ergenlik dönemi hatırası olarak yer edinirken ibrahim tatlıses'in yorumlamasıyla birlikte piyasa olup laçkalaşan şarkı.
ibrahim tatlıses 'in bol ''isotlu'' bir çiğ köfte edasında, sanki mangal yaptığı otelin tuvaletinden söylüyormuş gibi söylediği şarkı.
halbuki, biz de ne güzel deniz seki den dinliyor, kimi zaman ''yutup'' a giriyor, klibine bakıyor 'ne de güzel bir şarkıymış değil mi!', !iyi ki yıldız tilbe yazmış da, deniz seki de okumuş.! diyorduk. ne gerek vardı böyle işlere durumlarına gark etmiştir bünyelerimiz.
ibo abimiz tam da oynamalık bir havada yorumlamıştır bu şarkıyı; insan istese de hüzünlenemez tersine kalkıp göbek atası gelir. hem ne gerek var gama kedere azıcık eğlenelim di mi ama?**