zeki insanın yaptığıdır. suskun olur zeki insan, konuşmak ister aslında ama konuşursa saçmalar kafasında o kadar çok kelime vardır ki hepsi bir an önce ağızdan çıkıp vucüt bulmak ister hepsi bir anda ağzına gelir karşındaki insan ne diyo bu amk salağı derken aslında o bi çok şey anlatmak istiyordur ama konuşamıyordur.
yaşadığın en çaresiz durum değildir hatta kendi kendine yada vicdanınla konuştuğun o yürek yarası halinden iyidir. Konuşmak veya konuşmamak değildir aslında olay ne konuştuğun ve nasıl konuştuğundur.
içsel olarak eğer beyide çok fazla karşıt fikir dönüyorsa yaşanabilecek durumdur.
Bazen olur çok şey söylemeniz gerekir ama söyleyemezsiniz.
Doğuştan ya da heyecandan dolayı olanları pek bilmiyorum ama nor al bir ortamda, normal bir sohbette bir anda tıkanmak ve konuşmaya takat bulamamak zordur.
bi içten içe konuşmak isteyip konuşamamak var, bi de içinden gelmediği halde konuşmaya çalışmak var. ikincisinde de sonuç konuşamamakla bitiyor. bende genelde kısır döngü halinde birbirini takip ediyor.
sık sık yaşadığım olay. bir şey konuşurken birden kesiliyorum ve saçmalıyorum nedense. sürekli dediğim şeyleri tekrar ediyorum ve zar zor toparlayıp cümleye devam ediyorum.
uzun uzun mesajların, saatlerce sürecek telefon konuşmalarının, hiç bitmeyecek hissi veren senaryoların içini dolduracak yüzlerce cümleyi kendine saklamak; kimselerle paylaşamamaktır.
etraftaki hiç kimsenin, en yakın arkadaşın bile anlamayacağı düşünüldüğünde hiçbir şey yokmuş gibi davranmak, normal hayata devam etmeye çalışmaktır.
aylar boyunca biriktirilen düşüncelerin, hislerin ve en önemlisi hayallerin henüz pakedi açılmadan suya atılmasıdır.
bütün duyguları sarmalayan ve büyük zorluklarla örülen güven zırhının sadece bir cümle ile geri dönüşü olmayacak şekilde paramparça edilmesi sonucu bütün vücudu kaplayan şüphenin ta kendisidir.
insan konuşmayı özler mi ? Konuşacak kimsesi kalmadığın da insan konuşmayı özler kimsesi olmayan insan konuşmayı özler aslında kalabalık içinde olan ama yalnız olan insan konuşmayı özler. içi içine sığmadığında artık birikip patlama noktasına geldiğinde insan konuşmayı özler. en yakını sandığı,kişinin bir yalandan ibaret olduğunu gören insan konuşmayı özler. yanında sandığının karşısında olduğunu gördüğünde insan konuşmayı özler...
kimselere en yakınına bile lal olmak. biri gelse bir yerlerden, daha önce hiç görmediğim, yüzü yabancı, sesi yabancı, gözleri yabancı, kokusu yabancı biri. gelse de dinlese istersin.sadece anlatsan, günlerce hiç susmadan anlatsan, içinin tüm gizlerini döksen. hiç konuşmamışcasına, daha önce ağzından tek kelime çıkmamışta o günü beklemişsin gibi.
zordur konuşamamak, hayatın en zor yanıdır, en zor...
hastane yatağında burnunda hortum takılı yanında sevdiğin insan seni bırakıp gidiyor ve sen gitme diyemiyorsun. konuşamamak bu olsa gerek. sadece gözlerinle bakakalıyorsun..
aşık olunan kişi karşısında olduğu taktirde, kişinin kendisini bir süre ezik ve depresif hissetmesine yol açan durumdur. durakta karşı karşıya gelmişsindir. bir anda çıkıvermiştir karşına. öyle kala kalırsın bir iyi akşamlar, nasılsın bile diyemezsin. bir kere tutuldun mu artık geri dönemez dakikalarca öyle karizma yaparsın. öyle zordur ki.
'nereden başlasam nasıl söylesem bilemedim ki
bak da sen anla, şu garip halimden diyemedim ki'