Bir süre sonra parmaklarım yorulur, sayfalar yetersiz gelmeye başlar. Dışa vurma ihtiyacı gitgide artarken, öfke, heyecan ya da mutluluk ne kalbine ne de sayfalara sığabilir. Yazarken huzurluyum ama yazarak da rahatlayamam. Ben daha çok hızlı hızlı konuşunca rahatlayanlardanım.
Onceden olsa yazarak derdim suan hala yazıyorum da. Ama rahatlatiyor mu derseniz hic sanmiyorum. Yazmak insanin içindekini su yuzune çıkarıyor tam da orda kalakaliyor. Yani eğer rahatlamayacaksak bastırılmış olarak kalmasi daha saglikli aslinda. Konusmak evet iyi gelir ama buna da guvenecek insan lazim. Sanirim rn guzeli dagitarak rahatlamak.
Yazmak rahatlatır. Zor durumlarda oturur kendime mektup yazarım. Kimseyle konuşamadığım şeyleri, anlatamadığım gerçekleri kendime yazarak anlatırım. Rahatsız mısın oğlum sen? Diyebilirsiniz ama inanın bu olay iyi hissettiriyor.
hayatında iki paragraf yazmaktan acizlerin ' yazarak rahatlamak ne amauhağa ' diyerek yazarak rahatlama eylemini hakir gördükleri versustur. konuşmak daha kolaydır ama seni anladığını düşündüğün kişiye.
Derde göre değişen versus.
Mesela anlatamayacağın bi şeyler varsa içinde, belki cümlelerle yazar, bi nevi zehri atmaya çalışırsın içinden.
Ama sabrını zorlayan bir sıkıntı varsa, hani böyle direk içinden atıp, bağırıp çağırarak rahatlamak istediğin, hah işte o zaman konuşarak hatta bağırıp çağırarak rahatlamak çok iş görür.
Kısacası dışına atabildiklerini konuşarak, içine bağırdıklarını da yazarak rahatlar insan.
kesinlikle yazarak rahatlamak alır bu karşılaştırmayı. bir kere konuşarak tam olarak aktaramıyoruz düşündüklerimizib , hadi aktardık diyelim sonradan pişmanlık duyma ihtimalimiz çok yüksek oluyor. insan çokta açık olamayan bir canlı bence ya da ben öyleyim yani.* yazmak candır.