1 haftadır eve her geldiğimde kapıda asılı poşet buluyorum. Bahçelerinden topladıkları meyvelerden 1 poşet de bize getiriyorlar ve evde bulamadıkları için kapıya asıyorlar.
Efendim apartmanda tek bekar hergeleler olduğumuz için akşam vakitlerinde tabakların biri gider biri gelir bizim eve. Sağolunlar gonşularımız bir tane ee bu tabakların bir de geri iadesi var diğ mi?
evime ziyarete gelen akrabalarımdan bir tanesinin ayakkabılarını kopartıp sığınağa atan orospu evladı komşu. sabah sabah o kadar öfkeliyim ki sana. evde tek olduğum ve ses çıkarmadığım halde tavana vurmaların vardı bir de ayakkabı fetişin geldi. umarım bu hatayı bir kere daha yaparsın. senin koynundan karını almayan 'umrumda degil' in yedi ceddini siksinler. ruh hastası orospu evladı hastayım de psikolojik tedaviye ihtiyacım var de parasını ben vereyim siktir git. aga valla daralıyorum yeter.
misafir mi geldi? ve o an yağ, şeker, tuz vb... bir şeyin eksik olduğunu veya bittiğini mi fark ettiniz? komşu sizin acil durum çantanızdı. sonrasında eksik şey eve alındığında tekrar komşuya geri verilirdi. komşu almazdı.
veya
ufak bir tamire ihtiyacınız mı var? belki komşu anlar diye ona danışılırdı.
Öğrenci evindeyken apartman sakinleri ile olan ilişkilerim O KADAR GÜZELDI KI... Özlüyorum... Karşımızda Araplar ve zenciler oturuyordu. Araplar kız düşürmek için Türkçe Öğrenmeye çalışıyordu ama bana yavşayamıyorlardı:) zenciler her gün kavga ediyorlardı apartmanın girişinde parçalanmış peruklar, kan izleri, kopmuş ayakkabı topukları... Üst katımızda izmirli laiklikle kafayı bozmuş bi aile vardı, çok iyilerdi ama uzak olsundu. 2 üstte kuaför vardı fakültenin tüm kızlarını görürdüm ucuz diye ona gelirlerdi:) hamile oldugunu öğrendiği gün kapının önünde karşılaşmıştık ilk haberi ben duymuşum, sarılıp ağlamıştı bana mutluluktan. Sonra da çöpü kapının önüne koyuyoruz diye kavga çıkarttı iki gün sonra deli karı. Onun karşısında casinoda çalışan bi ablamız oturuyordu. Kimseyle muhatap olmazdı çünkü onun mini cooperı ve özel kuaförü vardı:) her gece uyurken de tam üstümde tek yaşayan kızın yatağından ritmik gıcırtılar gelirdi *
Belçika'da 81 yaşındaki iki çocuk babası ev sahibinin öldüğü 8 ay sonra fark edildi.
Gent şehrinde yaşayan Urbain De Vreeze'nin cesedi, komşusunun yeni ısıtma sistemi için izin alma girişimiyle bulundu.
Geçecek boru hattı nedeniyle De Vreeze'nin iznine ihtiyaç duyan komşusu, günlerdir kapı açılmayınca polise haber verdi. Bunun üzerine apartmanın üçüncü katındaki eve gelen polisler, yine kapı açılmayınca içeri girdi.
Polisler, evde ağır koku ve yaşlı adamın çürüyen cesediyle karşılaştı. Cesedin çürüme oranı ve evdeki yiyeceklerin son kullanım tarihi esas alınarak yapılan hesaplamada, De Vreeze'nin 8 ay önce öldüğü saptandı.
Posta kutusu dolu olduğu görülse de komşularının irtibata geçmeye çalışmadığı De Vreeze'nin yalnız yaşadığı ve çevresindekilerle irtibatının sınırlı olduğu belirtildi.
Belçika basınında tek başına ölen adamın iki oğlu olduğu bilgisine yer verildi.
kahve içilen, acı tatlı bi ilişkidir saatlerle sınırlı olmayan, her fırsatta bize gelinen ama giderken ardına bakmadan 'yeter artık sen bize gel' diyebileceğin biriinin kopuk cümlesinin başıdır tamamlanan, normalde iyi olan ama asla kolay olmayan... uzaktakilerin imrenmemek için kendini zor tuttuğu...
her yerde ölmüştür. küçük memleketlerde veya insan sirkülasyonunun fazla olmadığı mahallelerde kısmen mevcuttur. onun da %80'i samimiyetsizce gülümseyip, birbirlerinin arkalarından dedikodularını yapmaktır. büyükşehirlerde ise durum daha vahim. adamın üst komşusunu öldürseler, çıkıp "lan noluyor" demez. özetle türkiye'de komşuluk ilişkisi sanki bana dokunmayan yılan bin yaşasın gibi bir hal almış.
altı aydır oturduğum evde kapı komşumun kim olduğunu bilmiyordum. geçenlerde kapımı çaldılar, açtım. karşımda bir zenci çift buldum. karşı dairede yaşlı bir zenci varmış ya amına koyim. adamdan bir haftadır haber yokmuş. ben görmüş müyüm onu.
dedim valla ben izindeydim, yeni geldim. hatta orada kim oturuyor bilmiyorum, evden işe işten eve pozisyonundayım. gana'lı oldukları tahmin edilen çift telefonla sağı solu aradılar ve itfaiye geldi az sonra. dört tane zebellah gibi alman kapıyı nasıl kıracaklarını tartışıyorlar. boyları tavana değecek neredeyse. dakikalar geçiyor bunlarda icraat yok. dedim amına koyim omuzlansanıza kapıya Adam içerde. ölmüş olabileceğinden şüpheleniyoruz. bunlar yok şöyle yapalım yok böyle yapalım, şirket kızar kapıya zarar vermeyelim falan. sonra biri aldı eline balyozu kafasına göre vuruyor kapıya. neyse kapı açıldı bir süre sonra. bende de bir suçluluk duygusu var. komşumu tanımıyorum diye ve ya Adam ölmüşse. içeriden kesif bir rutubet kokusu yayıldı. polisler de gelmişti bu arada ve bizi sokmadılar içeriye. düşünsenize biricik kapı komşumun evine beni sokmadılar beni. neyse kapıdan baktım Adam yatağında öylece uzanıyormuş. aldılar, hastaneye götürdüler, on gün oldu hala dönmedi. kapı delik deşik her geçişte görüyorum. umarım sağlığına kavuşmuştur. işte avrupa'nın hali budur dostlar. yaşlı ve yabancı cenneti.
Alttakinin çamaşırı var mı askıda ya da balkonda biri oturuyo mu diye düşünmeden balkondan aşağı sigara külü, sofra bezi, halı, kilim... silkeleyen, yeri geldiğinde tüküren, camın önünden maydanoz, patates, ekmek kırıntısı gibi şeylerin toplanmasına vesile olan, seksen sekiz kez uyarıldığı halde bir türlü bunu ciddiye almayan, saygıda kusur edilmemesine rağmen gün boyu kişi hakkında dedikodu yapabilecek, 70 yaşındaki akraba* yüzünden bir türlü sıcak bakamadığım ilişkidir. Böylesi ev değiştittirir, düşman başına.