cemal gürsel'de bir zamanlar fahri başkanlığını yapmıştır, sanıldığı gibi fethullah hoca tarafından kurulmamıştır. ancak daha sonra islamcı kadrolar bu derneği doldurmuştur.
bir de okuyup tartışsalardı komünistlerle diyenler var. bakın sevgili arkadaşlar o dönemde komünistler belirli yerlerde bildiri dağıtmaktan daha ciddi işler yapıyorlardı. komünist sendikaya üye değil diye adamların kulağını kesen, gözünü çıkartan yaratıklarla oturulup konuşulmaz, kızıl beyni ezilir.
amerikanın sovyet karşıtlığı politikasının ülkemizdeki ürünü olan derneklerdir. emperyal köpeklerle el ele vermiş itlerin katıldığı derneklerdir. güya milliyetçi güya dinci tayfanın sömürücü piçlere yaptığı yalakalıklardan biri olan derneklerdir. komünistleri, mücade edilmesi gereken düşmanlar olarak görürken washingtonlı amcaların kıçını yalayan sözde eşitlikçi din mensuplarının desteklediği derneklerdir.
komunizmin uygulanabilir sistem olmadığını söylemekle beraber bu derneğin amacının ülkeye sadece ve sadece ''faşizan islamı''ı getirmek amacında olduğunu biliyoruz.
adnan menderes'in kurdurduğu derneklerden fethullah gülen'e, msp'den tayyip'e kadar uzanan ''islamı getirmek için her yol mübahtır''ın ilk şubesidir.
Türkiyede ilk Komünizmle Mücadele Derneğinin kuruluş başvurusu Zonguldakta 1948 yılında yapılmıştı ve dernek kuruluşuna kadar (gayri resmi olarak) 1950 yılında faaliyete geçmişti ve 1953 yılına kadar çeşitli etkinlikler tertipledi. Kuruluş için ikinci girişim istanbulda gerçekleşti. Komünizmle Mücadele Derneği'nin ilk şubesi 7 Aralık 1956 tarihinde istanbulda kuruldu ve çalışmalarını 27 Mayıs 1960 sonrasında sona erdirdi. Türkiye çapında anti-komünist çalışmaları en etkili bir biçimde sürdüren Türkiye Komünizmle Mücadele Derneği ise 1963 yılında kuruldu. Derneğin çalışmaları, 1965 yılında genel başkanlığa Toprak Dergisi sahibi ilhan Egemen Darendelioğlunun geçmesi ile hızla yaygınlaştı. 1965;de 27 olan şube sayısı kısa sürede 110a çıktı. 1965 yılından itibaren izmir, Antalya, Adana, Erzurum, Kars ve Trabzonda mitingler düzenledi[1]. Fethullah Gülen bu yıllarda Erzurum&da Komünizmle Mücadele Derneğinin kurucuları arasında idi. Derneğin önde gelen üyeleri, daha sonra ilim Yayma Cemiyeti'nin kuruluşuna da önayak olmuşlardır.
Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, 16 temmuz 1965 tarihinde, TiP'in Bursa mitingine yapılan saldırı sonrasında Komünizmle Mücadele Derneği fahri başkanlığından ayrılmıştı. Bunun üzerine Adalet Bakanlığı dernekle ilgili soruşturma başlattı.
şu an için aktif bir faaliyet içinde olmalarına gerek olmayan derneklerdir. zira çökmüş bir ideolojinin nesiyle mücadele edeceksin ? yazık düşene bir de sen vurma.
duman avcıları'dır efenim. komün yaşamayı öğreten izcilik'e alternatif olarak kurulmuştur. sigaradan bıyıkları ve dişleri sararmış sol görüşlü sanatçıları yıpratma amacı güderler.
bir zamanın "amerikan muhipleri derneği" dir. bunlar demişlerdir ki, "efendim komünizm dinsizdir, bunlarda din iman yoktur. camileri yıkar müslümanları kuşuna dizerler. hepisi (imla yanlışı yok aynen böyle) allah, kuran ve peygamber düşmanıdırlar. sovyet ajanları memleketimize sızmışlardır ve ülkemizde komünüst devrimi yapuceklerdir."...sonra eklemişlerdir: "oysa amerika devleti, dindar bir devlettir. orada dine bağlı insanlar yaşamaktadırlar. amerika devleti, ülkemize her konuda yardımcı olmuştur. demokrasiye inanan herkes amerikadadır. amerika insanlığın hizmetindedir."
"amerikan işbirlikçileri derneği" olsa adı, faliyetleriyle daha bi bağdaşacak olan dernek. aynı derneğin bir kitabında Nazım'ın şiirleri için ucuz satırlar, şiir denmez bunlara gibi yazılar okumuştum ve sadece gülebilmiştim acı acı..
Hüseyin savaş da bu derneği desteklemektedir. kendisi tarafından yazılan 1960 yılında Kendi Yayınlarından çıkarılan "uyan" adlı eserde bu konuya eğilmiştir.
ilk mektep mezunu olduğu halde okumaya, okumaya ve dahi yine okumaya düşkünlüğü sayesinde şahsını yetiştirmiş muhterem bir kişilik olan Hüseyin savaş, bakınız eserinin önsözünde ne diyor: "isim yapmak, maddi kazanç sağlamak gibi düşüncelerden azade olarak, inandığım bir davaya hizmet gayesiyle geceleri uykumdan feragat ederek yazdığım, geçimimden kısıntı yaparak bastırdığım bu kitapçığı, tarihin hangi devrinde ve dünyanın neresinde olursa olsun hürriyet uğruna can vermiş insanların ruhların ithaf ediyorum." Komünizm adlı düşüncenin ne denli melun bir iptila olduğunu anlatan eser, bu mevzu ile ilgili teşhis ve tedavi yöntemlerini bizlere aktarırken, "komünist çığırtkanı Nazım hikmetof'a" başlıklı nefis bir bölümle son buluyor.